Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“1990/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı”
- Uyuşmazlık: Kesinleşmiş bir karara karşı yapılan temyiz başvurusunun reddine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararı kesinleştiği ve HMK m. 346/1 ve 366 ile 01.06.1990 tarihli 1989/3 esas, 1990/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince kesinleşmiş kararlara karşı yapılan temyiz taleplerinin reddedilmesi gerektiği gözetilerek temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İş kazasında vefat eden işçinin hak sahiplerinin açtığı maddi tazminat davasında, ruhsat sahibi kurum ile rödovans sözleşmesi imzalayan şirket arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunup bulunmadığı ve davalı kurum lehine usuli kazanılmış hak doğup doğmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edilen maddi tazminat miktarına davacıların ilk temyizlerinde itiraz etmemeleri nedeniyle davalı kurum lehine usulü kazanılmış hak doğduğu, bu nedenle mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Evlilik birliği devam ederken eşlerden birinin, diğer eşin evli olduğunu bilerek birlikte olduğu kişiye karşı açtığı manevi tazminat davasının kabul edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Evlilik birliği devam ederken eşlerden biri ile evli olduğunu bilerek birlikte olan üçüncü kişiye karşı, diğer eşin manevi tazminat isteminde bulunamayacağı ve davacının, eşinin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini bilerek evlendiği için davanın hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptali nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan davada, davacının taşınmazları satın aldığı tarihte tescilin yolsuz olduğunu bilip bilmediği ve bu bağlamda Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesi kapsamında iyiniyetli sayılıp sayılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı şirketin, taşınmazları satın aldığı sırada, hem mirasçıların vekili hem de şirket ortağı olan kişiler aracılığıyla işlem yapması, taşınmazların tescil edildiği gün ve aynı resmi senetle devralınması, şirketin emlak ve ormancılık işiyle uğraşıyor olması ve bu nedenle gerekli özeni göstererek yolsuz tescili bilebilecek durumda olması gibi hususlar nazara alınarak davacının iyiniyetli olmadığı ve tapu kaydının yolsuzluğunu bilmesi gerektiği değerlendirilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi sonrası, yükleniciden devralınan bağımsız bölümün davalıya satışı sonrasında, davalının iyi niyetli üçüncü kişi olup olmadığı ve tapu iptal tescil davasının kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Yüklenicinin edimini yerine getirmemesi sebebiyle feshedilen kat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında yükleniciye devredilen bağımsız bölümü, davalının tapu iptali ve tescil davası açıldığını bilerek veya bilebilecek durumda olmasına rağmen düşük bedelle iktisap etmesi ve iyi niyetli üçüncü kişi şartlarını taşımaması gözetilerek, tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemesi'nin istinaf incelemesi sonucu verdiği kararın miktar itibarıyla kesin olup olmadığı ve temyiz incelemesine konu olamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararı ile hükmedilen miktarın, karar tarihindeki temyiz kesinlik sınırının altında kalması ve HMK 346/1, 366. maddeleri ile 01.06.1990 tarihli 1989/3 Esas, 1990/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca kesin olan kararlara karşı yapılan temyiz taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği gözetilerek, temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kısıtlı bir kişinin vekili aracılığıyla yaptığı taşınmaz satışında, ikinci el alıcının tapu siciline güven ilkesinden yararlanıp yararlanamayacağı, yani iyiniyetli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kısıtlıdan vekaletname alarak taşınmazı devreden kişinin beyanları, taşınmazın gerçek değeri ile satış bedeli arasındaki fark, taşınmazın kısa sürede el değiştirmesi ve alıcının taşınmazın eski sahibiyle temlik öncesi görüşmesi gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde alıcının kötü niyetli olduğu ve Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, temyiz kesinlik sınırının altında kalan bir karara karşı yapılan temyiz başvurusunun reddine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, temyiz kesinlik sınırı altında kalması ve HMK 346/1, 366. maddeleri ile 01.06.1990 tarih 1989/3 Esas, 1990/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince, kesin olan kararlara karşı yapılan temyiz başvurularının reddine karar verilmesi gerektiği gözetilerek temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi irsen intikal hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davalının kötü niyetli olup olmadığının tespiti için keşif yapılması gerekliliği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, taşınmazın mirasçıları tarafından zilyetliğinde bulundurulduğunu iddia etmeleri ve davalıların zilyet olmadıklarını ileri sürmeleri karşısında, davalının iyi niyetli olduğunun kabulü mümkün olmadığından ve taşınmazın aynına ilişkin uyuşmazlıklarda keşif yapılması zorunlu olduğundan, eksik incelemeye dayalı direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Vekâleten satış yetkisi verilen vekilin azledilmesine rağmen taşınmazı devretmesi nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davasında, sonradan taşınmazı iktisap edenlerin iyiniyetli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Vekilin azledildiğini bildiği halde taşınmazı devretmesiyle yapılan ilk tescilin yolsuz olduğu, sonradan iktisap edenlerin ise taşınmazın kısa sürede ve düşük bedelle el değiştirmesi gibi durumlar ile akrabalık ilişkileri nazara alınarak kötü niyetli oldukları kabul edilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Taraflar arasında düzenlenen 12.10.1989 tarihli sözleşmenin hukuki niteliğinin inanç sözleşmesi mi yoksa harici satım sözleşmesi mi olduğu ve buna bağlı olarak tapu iptal-tescil talebinin kabul edilip edilmeyeceği noktasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının inançlı işlemden kaynaklanan tapu iptal ve tescil talebinde bulunduğu, davada ibraz edilen 12.10.1989 tarihli sözleşmenin yazılı delil niteliğinde bir inanç sözleşmesi olarak kabul edilmesi gerektiği, taşınmazın imar parseli olması sebebiyle ifraz yerine paylı mülkiyet tesisinin mümkün olduğu, mahkemenin bu hususları değerlendirmeden tapu iptal-tescil talebini reddedip tazminata hükmetmesinin hatalı olduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.