Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“2577 Sayılı Kanun”
- Uyuşmazlık: Belediye encümeni tarafından verilen idari para cezalarının tahsili için başlatılan icra takiplerine yapılan itirazların iptali davalarında adli yargı mı yoksa idari yargı mı görevlidir?
Gerekçe ve Sonuç: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca idari yargıda gerçek kişilere karşı dava açılamayacağı, bu nedenle belediyenin 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümleri uyarınca icra takibi başlatıp, itiraz üzerine genel mahkemede itirazın iptali davası açma yoluna gidebileceği gözetilerek, bu tür davalarda adli yargının görevli olduğuna karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, Türk Telekom'da iş sözleşmesine tabi olarak çalıştığı dönemde eksik ödendiği iddia edilen ek ödeme farklarının tahsili istemine ilişkin olarak açılan davada, mahkemece verilen direnme kararının hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece bozma sonrası tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında, hüküm altına alınan ücret alacağı miktarı yönünden çelişki bulunduğu, bu durumun HMK’nın 294. ve 297. maddelerine aykırılık oluşturduğu ve yargılamanın aleniyet ilkesine de aykırı olduğu gözetilerek direnme kararı usulden bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, Türk Telekom’da iş sözleşmesine tabi olarak çalıştığı dönemde eksik ödendiği iddia edilen ücret alacağının (denge tazminatı farkı) belirlenmesine ilişkin yargılamada, yerel mahkeme kararının Özel Daire bozma ilamına karşı direnme kararının hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin direnme kararının kısa kararı ile gerekçeli kararının hüküm fıkrasında çelişki bulunduğu, bu durumun HMK'nın 294/3. ve 298/2. maddelerine ve 10.04.1992 tarihli ve 1991/7 E., 1992/4 K. sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı'na aykırı olduğu, anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte direnme kararı verilmesi gerektiği gözetilerek, direnme kararı usulden bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının iş sözleşmesine dayanarak talep ettiği denge tazminatından kaynaklanan fark ücret alacağının belirlenmesi için mahkemece yapılan araştırma ve alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeterli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece verilen direnme kararının kısa kararı ile gerekçeli kararının hüküm fıkrası arasında çelişki bulunduğu, bu nedenle HMK’nın ilgili maddeleri gözetilerek anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte bir karar verilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı usulden bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Özelleştirilen Türk Telekom’da iş sözleşmesiyle çalışan davacının, kamuda çalışan personele ödenen ek ödeme ve denge tazminatına denk fark ücret alacağı talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, Türk Telekom'da nakle tabi kapsam dışı personel olarak çalıştığı dönemde, 375 sayılı KHK’nin Ek 3. maddesi uyarınca yapılan ek ödeme ve denge tazminatından yararlanamayacağı, zira bu düzenlemenin sadece belirtilen kamu kurumlarındaki personeli kapsadığı ve genel bir ücret artışı niteliğinde olmadığı, ayrıca davacı ile imzalanan 2. Tip İş Sözleşmesi’nin de bu ödemeleri kapsamadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, iş sözleşmesine dayanarak talep ettiği denge tazminatı farkı alacağının belirlenmesi için mahkemece yapılan araştırma ve alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeterli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece verilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında ücret miktarı yönünden çelişki bulunduğu, bu durumun yargılamanın aleniyeti ilkesine ve 6100 sayılı HMK’nın 294. ve 297. maddelerine aykırı olduğu gözetilerek direnme kararı usulden bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının 5473 sayılı Kanuna dayalı ek ödemeden (denge tazminatı) kaynaklanan fark ücret alacağının belirlenmesi için mahkemece yapılan araştırma ve alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeterli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece bozma sonrası tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında ücret alacağı miktarı yönünden çelişki bulunduğu, bu durumun HMK’nın 294. ve 297. maddelerine aykırılık teşkil ettiği ve kararın anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte olması gerektiği gözetilerek direnme kararının usulden bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının 5473 sayılı Kanuna dayalı olarak yapılan ek ödemeden (denge tazminatından) kaynaklanan fark ücret alacağının belirlenmesi yönünde mahkemece yapılan araştırmanın ve bu doğrultuda alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeterli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece bozma sonrası tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında hüküm fıkrası bakımından çelişki bulunduğu, bu durumda 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesindeki düzenlemeler gözetilerek tefhim edilen kısa kararın gerekçeli kararın hüküm fıkrasıyla çelişki ve tereddüdüne meydan vermeyecek şekilde oluşturulması gerektiği gözetilerek direnme kararı usulden bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, iş sözleşmesine dayanarak çalıştığı dönemde eksik ödendiği iddiasına dayalı ücret (denge tazminatı farkı) alacağı talebiyle açtığı davada, yargılama ve bilirkişi incelemesinin yeterli olup olmadığı ve davaya bakma görevinin hangi yargı yerinde olduğu hususunda Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece bozma sonrası tefhim edilen kısa karar ile direnmeye ilişkin gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki bulunduğu, 6100 sayılı HMK’nın 294/3. ve 297. maddeleri ile 298/2. maddelerine aykırılık oluşturduğu, bu aykırılığın kamu düzenine ilişkin olduğu ve bu hususun tek başına bozma sebebi olduğu gözetilerek direnme kararının usulden bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Askerlik görevi sırasında yaralanan davacıya bağlanan vazife malullüğü aylığının eksik ödendiği iddiasıyla açılan alacak davasının, adli yargıda mı yoksa idari yargıda mı görülmesi gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un geçici 4. maddesi gereğince, 5510 sayılı Kanun yürürlüğe girmeden önce 5434 sayılı Kanun'a göre bağlanan aylıklara ilişkin uyuşmazlıklarda, 5434 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması ve bu tür uyuşmazlıkların idari yargının görev alanına girmesi gerektiği gözetilerek, iş mahkemesinin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Vakıf üniversitesinde uzman hekim adayı olarak çalışıp, uzmanlık eğitimi sonrası zorunlu hizmet yükümlülüğü nedeniyle işten ayrılan davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı ve hangi yargı merciinin görevli olduğu.
Gerekçe ve Sonuç: Vakıf üniversitelerinde çalışan öğretim elemanlarının statülerinin Anayasa'nın 130. maddesi, 2547 sayılı Kanun ve ilgili mevzuat uyarınca düzenlendiği, davacının da öğretim elemanı statüsünde olduğu ve bu nedenle uyuşmazlığın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 5510 sayılı Kanun'un yürürlük tarihi olan 01.10.2008 tarihinden sonra meydana gelen trafik kazasından ölen Emekli Sandığı iştirakçisinin hak sahiplerine bağlanan peşin değerli gelirin tazminine ilişkin davada 5434 sayılı Kanun'un 129. maddesinin mi yoksa 5510 sayılı Kanun'un 39. maddesinin mi uygulanacağı ve buna bağlı olarak uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemelerin mi yoksa iş mahkemelerinin mi görevli olduğu.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden sonraki bir tarihte meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden Emekli Sandığı iştirakçisinin hak sahiplerine yapılan ölüm aylığı ödemesinin 5510 sayılı Kanun’a göre yapılmış olması, 5434 sayılı Kanun’un 129. maddesinin değil, 5510 sayılı Kanun’un 39. maddesinin uygulanması gerektiği ve bu maddede aksine bir hüküm bulunmadığından uyuşmazlığın çözümünde iş mahkemelerinin görevli olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.