Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“2762 Sayılı Vakıflar Kanunu”
- Uyuşmazlık: Vakıf malı olduğu iddia edilen taşınmazın Hazine adına tescilinin iptali ve vakıf adına tescili istemine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın 27/90 payının 2762 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 2888 sayılı Kanun ile değişik 29. maddesinin yürürlük tarihinden önce Hazine adına tescil edilmiş olması nedeniyle 5737 sayılı Vakıflar Kanunu’nun 17. maddesinin uygulanamayacağı, ancak taşınmazın 63/90 payının 2888 sayılı yasanın yürürlük tarihinden sonra Hazine adına tescil edilmesi nedeniyle 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesi koşullarının oluştuğu gözetilerek, taşınmazın 27/90 payı yönünden davanın reddine, 63/90 payı yönünden ise davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmeyerek karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Vakıf evladı olan davacının, vakfa ait olduğu iddia edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve vakıf adına tescilini talep etmesine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mülga 2762 sayılı Vakıflar Kanunu ve 5737 sayılı Vakıflar Kanunu hükümleri uyarınca, icareteynli ve mukataalı taşınmazların mülkiyetinin, mutasarrıfın mirasçılarının bulunmaması veya taviz bedelinin ödenmesi gibi belirli durumlarda vakfa geçeceği, somut olayda ise mutasarrıfın mirasçılarının mevcut olduğu ve 2762 sayılı Kanun ile taviz bedeli karşılığında mirasçıların mülkiyet hakkını kazandıkları gözetilerek yerel mahkemenin ret kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Aslı vakıf olan ve sonradan Hazine adına tescil edilen taşınmazların vakfa iadesi gerektiği iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, Hazine adına yapılan tescilin 2888 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden sonra gerçekleşmiş olması nedeniyle vakfın mülkiyet hakkının devam edip etmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 2888 sayılı Kanun ile 2762 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 29. maddesinin değiştirilerek, aslı vakıf olan taşınmazların Hazine'ye geçiş koşullarının yeniden düzenlendiği, 24.09.1983 tarihinden sonra Hazine adına tescil edilen taşınmazların mahlulen vakfa rücu etmesi gerektiği ve 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesiyle de bu durumun teyit edildiği gözetilerek, Hazine adına yapılan tescillerin iptaliyle taşınmazların vakfa tesciline karar verilmiş, hükmün kesinleşmiş ada parsel numaraları yerine güncel numaralar belirtilerek düzeltilmesi gerektiği gerekçesiyle düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Mukataalı vakıf taşınmazının Hazine adına tesciline ilişkin kararın kesinleşme tarihinin mi yoksa tapu kaydının işlenme tarihinin mi 2762 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 29. maddesinin uygulanmasında esas alınacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 2888 sayılı Kanun ile değişik 2762 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 29. maddesi gereğince, Hazine adına intikal işleminin tapu kütüğüne işlenmemiş olması ve 2888 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden sonra tapuda Hazine adına tescil işleminin yapılmış olması gözetilerek, taşınmazın mülkiyetinin vakfa ait olduğuna ve davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği değerlendirilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kayserili Hacı Ahmet Paşa Vakfı'nın vakıf evlatlarının 2008 ve 2009 yıllarına ait galle fazlası alacaklarının tespiti ve tahsili davasında, 6111 sayılı Kanun ile değişik 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 7. maddesindeki intifa haklarına ilişkin hükümlerin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Vakıf evlatlarının galle fazlası alacaklarının, 6111 sayılı Kanun ile değişik 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 7. maddesi uyarınca, mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren beş yıllık süre ve vakfın son beş yıldaki malvarlığı, gelirleri ve giderleri ile sınırlı olarak hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından, mutasarrıfı ölen ve evveliyatı mukataalı vakıf arazisi olan taşınmazın 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca Hazine'den geri alınarak vakfa tescili istenmesine karşı Hazine'nin itirazı üzerine tapu iptali ve tescil davası açılması.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın bir kısmının 2888 sayılı yasanın yürürlük tarihinden önce Hazine adına tescil edilmiş olması sebebiyle bu kısım yönünden davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmazken, kalan kısmının ise 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesindeki koşulların gerçekleşmiş olması ve taşınmazın aslının vakıf olması sebebiyle vakıf adına tesciline karar verilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının kısmen bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, uyuşmazlık konusu taşınmazların davalı vakfın mülkiyetinde olup olmadığı ve vakfın bu taşınmazları edinme koşullarının bulunup bulunmadığı hususudur.
Gerekçe ve Sonuç: Cemaat vakıflarının zilyetlikle taşınmaz edinemeyeceği, davalı vakfın 1935 tarihli beyannamesinde uyuşmazlık konusu taşınmazların sınır, miktar ve yerinin belirtilmemiş olması ve bu taşınmazların beyanname kapsamında olduğunun kanıtlanamaması, ayrıca taşınmazların vakfa bağış yoluyla geçtiği iddiasının da doğru olmadığının anlaşılması gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, davalı vakfın uyuşmazlık konusu taşınmazları zilyetlikle edinip edinmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Cemaat vakıflarının 1936 tarihli beyannamelerinde yer almayan ve miktarı belirtilmeyen taşınmazları zilyetlikle edinemeyeceği, davalı vakfın beyannamesinde uyuşmazlık konusu taşınmazların miktar, mevki ve sınırlarının belirtilmemiş olması, ayrıca bağış yoluyla edinildiği iddiasının aksinin ispatlanmış olması gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İcareteynli vakıf taşınmazının mutasarrıflarının gaipliği nedeniyle vakfa tescili davasında, mahkemenin yaptığı araştırmanın yeterli olup olmadığı ve vakfın niteliğinin belirlenmesinin gerekliliği.
Gerekçe ve Sonuç: Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından açılan davada, taşınmazın icareteynli veya mukataalı olup olmadığı, kayıt maliklerinin mirasçılarının bulunup bulunmadığı ve ... Vakfı'nın mazbut veya mülhak vakıf olup olmadığı hususlarında yeterli araştırma yapılmadan hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülerek, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Vakıf şerhi nedeniyle ödenen taviz bedelinin iadesi talebi üzerine açılan istirdat davasında, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki hak düşürücü süre ile 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 18. ve geçici 5. maddelerinin uygulanması uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 18. maddesiyle getirilen yeni düzenleme ve geçici 5. maddesiyle devam eden davalara da uygulanmak üzere geçmişe etkili kılınması nedeniyle, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki hak düşürücü süre ve 5304 sayılı Kanun'un ek 1. maddesi hükümleri uygulanamayacağından, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.