Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“4422 Sayılı Kanun”
- Uyuşmazlık: Sanık hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığı ve bu suça ek olarak işlediği rüşvet alma suçundan dolayı TCK'nın 58/9. maddesinin uygulanıp uygulanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın başkanı olduğu kooperatif birliklerinin yönetimini ele geçirerek, ihaleleri kendi şirketlerine yönlendirmek, rakipleri tehdit ve şiddet yoluyla sindirmek, belediye kaynaklarını kendi çıkarları için kullanmak gibi eylemleriyle 4422 sayılı Kanun kapsamında suç işlemek amacıyla örgüt kurduğu ve yönettiği, ayrıca rüşvet alma suçunu da bu örgüt faaliyeti kapsamında işlediği gözetilerek yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın, katılan hakkında verdiği iletişimin tespiti, teknik araçlarla izleme ve arama kararlarının görevi kötüye kullanma suçunu oluşturup oluşturmadığı ve eylemlerin zincirleme suç olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, katılan hakkında verdiği iletişimin tespiti kararında kimlik bilgisi yerine kod adı kullanması, teknik araçlarla izleme kararında somut delil ve kuvvetli şüphe bulunmaması, yetkisiz olduğu halde arama kararı vermesi ve bu kararların katılanın mağduriyetine sebep olması nedeniyle görevi kötüye kullanma suçunun unsurları oluşmuş ise de, aynı soruşturma dosyası kapsamında ve aynı katılana yönelik olarak aynı gün verilen üç ayrı karar tek suç olarak değerlendirilmesi gerektiğinden, Özel Daire kararının sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanması isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık lehine olan kanunun tespiti için 5846 sayılı Kanun'un hangi maddelerinin karşılaştırılması gerektiği ve davaya katılma talebi bulunan MÜ-YAP'ın duruşmalardan haberdar edilip edilmemesi gerektiği hususunda yerel mahkeme ile Yargıtay dairesi arasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: MÜ-YAP'ın şikayet ve katılma talebinin mahkemeye ulaştığı halde, dosyaya zamanında eklenmediği ve bozma sonrası yargılamada kendisine tebligat yapılmadığı, bu durumun hak arama hürriyetine aykırı olduğu ve CMK'nın ilgili hükümleri uyarınca katılma talebi bulunan tarafların duruşmalardan haberdar edilme hakkı bulunduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının MÜ-YAP vekiline tebliğ edilmesi ve temyiz yolunun açılması, temyiz edilmemesi halinde ise dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gönderilmesi için yerel mahkemeye tevdiine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıklar hakkında rüşvet suçundan açılan kamu davasında, sanıkların eylemlerinin görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu kabul edilmiş ve cezalandırılmalarına karar verilmiş, bu hüküm temyiz edilmiştir. Temyiz aşamasında ise suç tarihi ve bu tarihe göre uygulanması gereken kanun, iletişimin denetlenmesi yoluyla elde edilen delillerin kullanılabilirliği ve sanık ... müdafilerinin temyiz taleplerinin süresinde olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık çıkmıştır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık ... müdafilerinin temyiz istemlerinin süresinden sonra olduğu, iletişimin denetlenmesi sonucu elde edilen delillerin hukuka aykırı olarak kullanılamayacağı, sanıkların eyleminin suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK'ya göre görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu ve Yargıtay 5. Ceza Dairesinin verdiği hükmün usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek hükmün onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın üst aramasında ele geçen uyuşturucu maddelerin hukuka aykırı elde edilip edilmediği, buna bağlı olarak hükme esas alınıp alınamayacağı ve sanığa atılı suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın kendi rızasıyla teslim ettiği ve montunun ceplerinde ele geçirilen uyuşturucu maddelerin suçüstü hükümlerine göre hukuka uygun olarak elde edildiği, ancak karakolda gözaltına alınmadan önce cüzdanında ele geçirilen uyuşturucu maddenin ve telefon görüşmesinin hukuka aykırı olarak elde edildiği gözetilerek, Yargıtay 20. Ceza Dairesinin bozma ilamı kaldırılmış ve dosya esas incelemesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na tevdi edilmiştir. - Özet bulunamadı.
- Uyuşmazlık: Yerel mahkemece sanık hakkında lehe olduğu kabul edilen 5846 sayılı Kanun'un 5101 sayılı Kanun ile değişik hükümlerinin uygulanması esnasında aynı Kanun'un 75/son maddesinin de uygulanıp uygulanmayacağı hususunda uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Suç tarihinin yerel mahkemece hatalı olarak tespit edilmesi ve bu nedenle suç tarihinde yürürlükte olan 5846 sayılı Kanun'un 5728 sayılı Kanun ile değişik hükümleri yerine, yürürlükten kalkmış olan eski hükümlerin uygulanması ve ayrıca hükümden sonra 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin bazı hükümlerinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi karşısında mahkemece yeniden değerlendirme yapılmasının gerekliliği gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın, tutuklu yakınını başka bir cezaevine nakletmesi karşılığında rüşvet aldığı iddiasıyla yargılandığı davada, beraat kararının temyiz edilmesi üzerine, Adalet Bakanlığının davaya katılma ve temyiz hakkının bulunup bulunmadığı, cezaevindeki telefon görüşmelerinin hukuka uygun delil olup olmadığı ve sanığın beraatinin yerinde olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Adalet Bakanlığının rüşvet suçundan davaya katılma ve temyiz hakkı olmadığı, cezaevindeki telefon görüşme kayıtlarının hukuka uygun delil olduğu ve sanığın tutuklunun naklinde usulsüzlük yapmadığı, aracı piyasa değerine yakın bir fiyata aldığı ve rüşvet suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilerek yerel mahkemenin beraat kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanık tarafından suç işlemek amacıyla kurulduğu kabul edilen örgütün silahlı olup olmadığı ve TCK'nın 220/3. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararında, suç örgütünün silahlı olduğuna ve sanığın eyleminin TCK'nın 220/3. maddesine uyduğuna dair yeterli ve yasal gerekçe gösterilmediği, delillerin tartışılıp değerlendirilmediği, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirtilmediği, bu nedenle CMK'nın 230/1-b maddesine aykırılık yapılarak hüküm kurulduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Özet bulunamadı.
- Uyuşmazlık: Sanığa atılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na muhalefet suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığı ve davaya katılanlara gerekçeli kararın usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Davaya katılan şirketlere gerekçeli kararın usulüne uygun tebliğ edilmediği, bu nedenle temyiz sürelerinin başlamadığı ve kanun yollarına başvurma haklarının kısıtlandığı gözetilerek, gerekçeli kararın katılan şirketlerin vekillerine tebliğ edilmesi ve sonrasında temyiz yolunun açılması için dosyanın mahalline tevdiine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçundan mahkumiyetlerine karar verilen sanıklar hakkında dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Suç örgütüne üye olup örgüt adına faaliyette bulunmayan sanıklar yönünden 4422 sayılı Kanun'un uygulanması gerektiği, bu kanuna göre dava zamanaşımının gerçekleştiği, örgüt adına faaliyette bulunan sanıklar yönünden ise 4422 sayılı Kanun'a göre dava zamanaşımının henüz dolmadığı gözetilerek, bir kısım sanıklar hakkındaki düşme kararı kaldırılıp mahkumiyet hükümleri onanmış, diğer bir kısım sanıklar hakkında ise düşme kararı verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.