Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“4785 Sayılı Kanun”
- Uyuşmazlık: Kesinleşen orman kadastrosu sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmaz nedeniyle davacıların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca tazminat talepleri.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın 4785 sayılı Kanun uyarınca devletleştirildiği, davacıların mirasçılarının açtığı tespit itiraz davasının kesinleştiği, 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, 4785 sayılı Kanun'un 1, 2 ve 5. maddeleri gereğince davacıların tazminat talep hakkının bulunmadığı ve ecrimisil talebinin de Hazine'ye yöneltilemeyeceği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Arazi kadastrosundan sonra yapılan orman kadastrosunun ikinci kadastro sayılıp sayılmayacağı ve orman kadastrosundan önce kesinleşen Gezici Arazi Kadastro Mahkemesi kararının kesin hüküm oluşturup oluşturmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Arazi kadastrosunun kesinleşmesinden sonra yapılan orman kadastrosunun ikinci kadastro niteliğinde olduğu ve daha önce Gezici Arazi Kadastro Mahkemesi'nde aynı taraflar arasında aynı konu hakkında verilen kararın kesin hüküm oluşturduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Genel arazi kadastrosundan sonra yapılan orman kadastrosu ve 2/B uygulamasının ikinci kadastro niteliğinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22. maddesinin ikinci kadastro yasağını arazi kadastrosu için öngördüğü, orman kadastrosunun ise 6831 sayılı Orman Kanunu'na göre farklı bir yöntemle yapıldığı, 3402 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten sonraki uygulamalarda "dolu pafta" sistemiyle orman alanlarının arazi kadastrosu kapsamında belirlendiği gözetilerek, somut olayda 766 sayılı Tapulama Kanunu'na göre yapılan genel arazi kadastrosundan sonra 6831 sayılı Orman Kanunu'na göre yapılan orman kadastrosunun ikinci kadastro sayılamayacağına ve direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi kapsamında orman sınırları dışına çıkarılıp çıkarılmadığı ve bu hususun tapu kaydına şerh edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın 1942 yılındaki orman tahdidiyle orman sınırları içinde kaldığı, 1976 yılında yapılan 2/B uygulamasının iptal edildiği, 1989 yılındaki kadastro çalışmalarına konu olmadığı ve orman sınırları içindeki taşınmazın mahkeme kararıyla orman dışına çıkarılamayacağı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi kapsamında orman sınırları dışına çıkarılıp çıkarılmadığı ve buna bağlı olarak tapu kaydına bu hususun şerh edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın 1942 yılında kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı, 1976 yılında yapılan kadastro işleminin iptal edildiği, 1989 yılındaki çalışmalarda 2/B uygulamasına konu edilmediği ve hükmen tescil kararındaki gerekçenin kesin hüküm oluşturmadığı gözetilerek, taşınmazın 2/B kapsamında olmadığına ve davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi kapsamında orman sınırları dışına çıkarılıp çıkarılmadığı ve bu hususun tapu kaydına şerh edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın 1942 yılındaki orman tahdidi sınırları içerisinde kaldığı, 1976 yılındaki orman kadastro komisyonu işlemlerinin orman sınırları dışına çıkarma niteliğinde olmadığı ve 1989 yılındaki 2/B çalışmalarına konu edilmediği gözetilerek, taşınmazın 2/B kapsamında olmadığı ve davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi kapsamında orman sınırları dışına çıkarılıp çıkarılmadığı ve buna bağlı olarak tapu kaydına şerh verilip verilmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın bulunduğu bölgede yapılan orman kadastro çalışmaları ve Yargıtay içtihatları değerlendirilerek, taşınmazın 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi kapsamında orman sınırları dışına çıkarılmadığı ve 1942 yılındaki orman tahdidi sınırları içerisinde kaldığı sonucuna varılarak, Bölge Adliye Mahkemesi'nin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi kapsamında orman sınırları dışına çıkarılıp çıkarılmadığı ve bu durumun tapu kaydına şerh edilip edilmeyeceği hususunda yaşanan hukuki anlaşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın 1942 yılındaki orman tahdidi sınırları içerisinde kaldığı, 1976 yılındaki 2/B uygulamasının iptal edildiği ve 1989 yılındaki çalışmalara konu edilmediği, dolayısıyla 2/B kapsamında orman sınırları dışına çıkarılmadığı gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi kapsamında orman sınırları dışına çıkarılıp çıkarılmadığı ve buna bağlı olarak tapu kaydına şerh verilip verilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın bulunduğu bölgede yapılan orman kadastro çalışmaları ve itiraz komisyonu kararları incelendiğinde, taşınmazın 2/B maddesi kapsamında orman sınırları dışına çıkarılmadığı ve 1942 yılında kesinleşen orman sınırları içerisinde kaldığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi kapsamında orman sınırları dışına çıkarılıp çıkarılmadığı ve buna bağlı olarak tapu kaydına şerh verilip verilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın 1942 yılındaki orman tahdidi sınırları içerisinde kaldığı, 1976 yılındaki orman kadastro komisyonu işleminin iptal edildiği, 1989 yılındaki 2/B çalışmalarına konu edilmediği ve mahkeme kararlarının gerekçe kısmının kesin hüküm oluşturmadığı gözetilerek, taşınmazın 2/B kapsamında olmadığı ve davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi kapsamında orman sınırları dışına çıkarılıp çıkarılmadığı ve buna bağlı olarak tapu kaydına şerh verilip verilmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın 1942 yılında yapılan orman tahdidi ile orman sınırları içinde kaldığı, 1976 yılındaki orman kadastro komisyonu işlemlerinin ise orman sınırları dışına çıkarma niteliğinde olmadığı ve daha sonraki 2/B çalışmalarına da konu edilmediği gözetilerek, direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.