Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“4857 Sayılı Kanun”
- Uyuşmazlık: 854 sayılı Deniz İş Kanunu kapsamında çalışan bir gemi adamının iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarından, işverenle hizmet alım sözleşmesi imzalamış olan davalının sorumlu olup olmadığı, davanın belirsiz alacak davası sayılıp sayılmayacağı ve faiz oranının nasıl belirleneceği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: 854 sayılı Kanun kapsamındaki iş ilişkilerinde asıl işveren-alt işveren ilişkisinin uygulanamayacağı, ancak davalılar arasındaki sözleşmenin işçi teminine yönelik olduğu ve davacının fazla çalışma alacağı talebinin yerinde olmadığı, ayrıca kıdem tazminatı, fazla mesai, genel tatil ve hafta tatili ücretlerine yasal faiz yerine bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizinin uygulanmasının hatalı olduğu gerekçeleriyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na bağlı ev tipi sosyal hizmet birimlerinde bakıcı anne olarak çalışanların 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında olup olmadığı ve iş güvencesi hükümlerinden yararlanıp yararlanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu'nun 16. maddesinin son fıkrası uyarınca ev tipi sosyal hizmet birimlerinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 4. maddesindeki istisnalar kapsamında olduğu ve bu birimlerde çalışanlar hakkında İş Kanunu hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilerek, ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi’nin, bakıcı annenin iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağına dair kararı doğrultusunda uyuşmazlık giderilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı kamu iktisadi teşekkülü ile dava dışı alt işverenler arasında kurulan ilişkinin geçerli bir alt işverenlik ilişkisi olup olmadığı ve buna bağlı olarak davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı EÜAŞ'nin 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 15. maddesindeki düzenleme uyarınca bakım ve onarım işlerini hizmet alımı yoluyla yaptırabileceği, bu durumda 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesinde öngörülen sınırlamaların uygulanmayacağı ve davalı ile alt işverenler arasında geçerli bir alt işverenlik ilişkisi kurulduğu gözetilerek mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı kamu iktisadi teşekkülü ile dava dışı alt işverenler arasında kurulan ilişkinin geçerli bir alt işverenlik ilişkisi olup olmadığı ve buna bağlı olarak davacının davalı işverenin toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı EÜAŞ'nin 4628 sayılı Enerji Piyasası Kanunu'nun 15. maddesi uyarınca üretim tesislerinin işletilmesi ve bakım onarım işlerini hizmet alımı yoluyla yaptırabileceği, davacının yaptığı işin uzmanlık gerektirmesi ve alt işverenlik ilişkisinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesindeki muvazaa hallerine uymaması gözetilerek, davacının davalı işverenin toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağına ve yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı kamu iktisadi teşekkülü ile dava dışı alt işverenler arasında kurulan ilişkinin geçerli bir alt işverenlik ilişkisi mi, yoksa muvazaalı bir işçi temini ilişkisi mi olduğu ve buna bağlı olarak davacının davalı asıl işverenin toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı hususunda ihtilaf.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı EÜAŞ'nin 4628 sayılı Enerji Piyasası Kanunu'nun 15. maddesine göre üretim tesislerinin işletilmesi ve bakım onarım işlerini hizmet alımı yoluyla yaptırabileceği, davacının yaptığı işin uzmanlık gerektiren bir iş olduğu ve davalı ile alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığı değerlendirilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı kamu iktisadi teşekkülü ile dava dışı alt işverenler arasında kurulan ilişkinin geçerli bir alt işverenlik ilişkisi olup olmadığı ve buna bağlı olarak davacının davalı asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının, 4628 sayılı Enerji Piyasası Kanunu'nun 15. maddesi uyarınca, üretim tesislerinin işletilmesi ve bakım onarım işlerini hizmet alımı yoluyla yaptırabileceği, bu durumda 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesinde öngörülen sınırlamalara tabi olmaksızın asıl işin alt işverene verilebileceği, dolayısıyla davalı ile alt işverenler arasında geçerli bir alt işverenlik ilişkisi kurulduğu ve davacının davalı asıl işverenin toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İşçinin ücreti, hizmet alım sözleşmeleri kapsamında asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlenirken, sonraki ihalede bu oranın düşürülmesi nedeniyle oluşan fark ücret alacağının nasıl hesaplanması gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: İhale şartnamelerinde ücretin "asgari ücretin belirli bir oran fazlası" olarak belirlendiği durumlarda, sonraki ihalede bu oranın düşürülmesi halinde, 4857 sayılı Kanun'un 22. maddesi uyarınca işçinin yazılı rızası olmadıkça ücretin düşürülemeyeceği, bu nedenle fark ücret alacağının hesabında önceki ihale döneminde uygulanan oranın korunarak hesaplama yapılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde fark ücret alacağının hesaplama yöntem ve tekniğine ilişkin istinaf itirazının bulunup bulunmadığı, Özel Dairece bu hususun bozma nedeni yapılmasının mümkün olup olmadığı ve fark ücret alacağının doğru hesaplama yönteminin ne olduğu.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde fark ücret alacağının hesaplanma yöntemi ve tekniğine itiraz etmiş olması, ihale şartnamelerinde ücretin “asgari ücretin belirlenen oran fazlası” şeklinde belirlendiği ve sonraki ihale sözleşmelerinde daha düşük bir oran kararlaştırıldığı durumlarda, 4857 sayılı Kanun’un 22. maddesi gereğince işçinin yazılı rızası olmadan ücretin düşürülemeyeceği, bu nedenle davacının önceki ihale döneminin sonundaki ücretinin sonraki dönemler için alt sınır olarak kabul edilip, yeni ihale ile belirlenen ücretin de bu alt sınırın altına düşmemesi gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde fark ücret alacağının hesaplama yöntem ve tekniğine ilişkin istinaf itirazının bulunup bulunmadığı ve Özel Dairece bu hususun bozma nedeni yapılmasının mümkün olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre davacının ücretinin davalı Kurum tarafından dava dışı alt işverenlerle yapılan ihaleler kapsamında “asgari ücretin belirlenen oran fazlası" şeklinde belirlendiği, sonraki ihale sözleşmelerinde ise asgari ücretle bağlantıda daha düşük bir katsayı oranının kararlaştırıldığı ve bu hususun 4857 sayılı İş Kanunu’nun 22 nci maddesine aykırı olduğundan davacının fark ücret alacağına hak kazandığı çekişmesiz olan somut olayda, fark ücret alacağı hesabının hatalı olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: İhale şartnamelerinde ücret, asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak kararlaştırılmış ise bu oranın sonraki ihale dönemlerinde de korunması gerektiği, önceki ihalede ödenen son ücretin alt sınır kabul edilerek yeni ihalede belirlenen ücretin de bu alt sınırın altına düşmemesi gerektiği, bu nedenle fark ücret alacağının bu esaslara göre hesaplanması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı kurum tarafından yapılan ihaleler kapsamında işçinin ücreti, sonraki ihale sözleşmesinde asgari ücret bağlantılı daha düşük bir katsayı oranı kararlaştırılarak düşürülmüş olup, bu durumun 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22. maddesine aykırılık teşkil edip etmediği ve fark ücret alacağına hak kazanıp kazanmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: İhale şartnamelerinde işçi ücreti asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiği hallerde, yeni ihalede asgari ücret bağlantılı daha düşük bir oran belirlenmesinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22. maddesi uyarınca işçinin yazılı rızası olmadan ücretin düşürülmesi anlamına geldiği ve bu nedenle işçiye ödenmesi gereken ücretin, önceki ihale dönemi sonunda işçiye ödenen son ücret miktarının altına düşmemek kaydıyla hesaplanması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde fark ücret alacağının hesaplama yöntem ve tekniğine ilişkin istinaf itirazının bulunup bulunmadığı ve Özel Dairece bu hususun bozma nedeni yapılmasının mümkün olup olmadığı; davacının ücretinin davalı Kurum tarafından dava dışı alt işverenlerle yapılan ihaleler kapsamında “asgari ücretin belirlenen oran fazlası" şeklinde belirlendiği, sonraki ihale sözleşmelerinde ise asgari ücretle bağlantıda daha düşük bir kat sayı oranının kararlaştırıldığı ve bu hususun 4857 sayılı İş Kanunu’nun 22 nci maddesine aykırı olduğundan davacının fark ücret alacağına hak kazandığı çekişmesiz olan somut olayda, fark ücret alacağı hesabının hatalı olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde hesaplama yöntemine ilişkin itirazları mevcut olduğu, önceki ihalede kararlaştırılan asgari ücretin belirli bir oran fazlası şeklindeki ücretin, işçinin yazılı rızası olmadan sonraki ihale döneminde düşürülemeyeceği ve fark ücret hesabının bu esas üzerinden yapılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı işverenin faaliyet konusunun deniz taşıma işi olmadığı gerekçesiyle davacının 4857 sayılı İş Kanunu’na tabi olduğu iddiasıyla açılan fazla mesai ücreti davasında, davacının 854 sayılı Deniz İş Kanunu’na mı yoksa 4857 sayılı İş Kanunu’na mı tabi olduğunun tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı işverenin, asli görevi can, mal ve gemi kurtarma olmakla birlikte, Türk Bayraklı gemileriyle faaliyet göstermesi, gemiadamı sayısının beşten fazla olması ve gemilerinin gros tonilatolarının toplamının yüzden fazla olması sebebiyle davacının 854 sayılı Deniz İş Kanunu kapsamında olduğunun anlaşılması üzerine, direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.