Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“4857 Sayılı Kanun'un 2/7 Maddesi”
- Uyuşmazlık: Davalı kamu kurumunun, alt işveren işçisinin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarından asıl işveren sıfatıyla sorumlu olup olmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı kurumun, hizmet alım ihalesini 4734 sayılı Kanun'un 3/g maddesine göre yapmış olsa dahi, alt işveren işçisinin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarından 4857 sayılı Kanun'un 2/7. maddesi uyarınca asıl işveren sıfatıyla sorumlu olduğu gözetilerek, istinaf başvurusunun esastan reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı idarenin, alt işveren işçisinin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarından asıl işveren sıfatıyla sorumlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı idarenin, 4734 sayılı Kanun'un 3/g ve 62/1-e maddeleri kapsamında hizmet alımı ihalesi yapmış olsa dahi, alt işveren işçisinin sendika üyesi olması ve 6356 sayılı Kanun'un 39. maddesi gereği toplu iş sözleşmesinden yararlanması, davalı idare ile alt işveren arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunması ve 4857 sayılı Kanun'un 2/7. maddesi gereği asıl işverenin alt işveren işçisinin alacaklarından sorumlu olması gözetilerek, istinaf başvurusunun reddine ve davanın kabulüne ilişkin yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 3. maddesinin (g) bendi kapsamında yapılan hizmet alım sözleşmesinde, asıl işverenin, alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden sorumlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet alım sözleşmesinin 4734 sayılı Kanun'un 3. maddesinin (g) bendi kapsamında yapılmış olması nedeniyle, 6552 sayılı Kanun'un 8. maddesindeki kamu işveren sendikası tarafından toplu iş sözleşmesinin yürütülmesi şartının aranmayacağı ve asıl işverenin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesinin yedinci fıkrası gereğince alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden sorumlu olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 3. maddesinin (g) bendi kapsamında yapılan bir hizmet alım sözleşmesinde, asıl işverenin, alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden sorumlu olup olmadığı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet alım sözleşmesinin 4734 sayılı Kanun'un 3. maddesinin (g) bendi kapsamında yapılmış olması nedeniyle, anılan Kanun'un 62. maddesinin (e) bendine ve 4735 sayılı Kanun'un 8. maddesinin üçüncü fıkrasına ilişkin hükümlerin uygulanma yeri olmadığı ve asıl işverenin, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesinin yedinci fıkrası gereğince alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden sorumlu olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı işçinin, davalı işverenin işyerinde alt işveren nezdinde çalıştığı dönemde, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının ödenmemesi nedeniyle açtığı alacak davasında, davalı işverenin asıl işveren sıfatıyla sorumluluğunun olup olmadığı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı işverenin, hizmet alım ihalelerini 4734 sayılı Kanun'un 3/g maddesi gereğince yapmış olması ve davacının Yüksek Hakem Kurulu kararıyla yürürlüğe giren toplu iş sözleşmesinden faydalandırılmaması nedeniyle, davalı asıl işverenin 4857 sayılı Kanun'un 2/7. maddesi uyarınca davacının alacaklarından sorumlu olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı işçinin, davalı işverenin işyerinde alt işveren nezdinde çalıştığı dönemde, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazanıp kazanmadığı ve bu alacaklardan davalının sorumlu olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı işverenin hizmet alım ihalelerini 4734 sayılı Kanun'un 3/g maddesi gereğince yaptığı ve davacının Yüksek Hakem Kurulu kararıyla yürürlüğe giren toplu iş sözleşmesinden faydalandırılmadığı anlaşıldığından, davalının asıl işveren sıfatıyla 4857 sayılı Kanun'un 2/7. maddesi uyarınca davacının alacaklarından sorumlu olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı işçinin, davalı işverenin işyerinde alt işveren nezdinde çalıştığı dönemde, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının ödenmemesi nedeniyle açtığı alacak davasında, davalı işverenin asıl işveren sıfatıyla sorumluluğunun bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı işverenin hizmet alım ihalelerini 4734 sayılı Kanun'un 3/g maddesi gereğince yapmış olması ve davacının Yüksek Hakem Kurulu kararıyla yürürlüğe giren toplu iş sözleşmesinden faydalandırılmaması nedeniyle, davalı işverenin 4857 sayılı Kanun'un 2/7. maddesi uyarınca asıl işveren sıfatıyla davacının alacaklarından sorumlu olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı kamu iktisadi teşekkülü ile dava dışı alt işverenler arasında kurulan ilişkinin geçerli bir alt işverenlik ilişkisi olup olmadığı ve buna bağlı olarak davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı EÜAŞ'nin 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 15. maddesindeki düzenleme uyarınca bakım ve onarım işlerini hizmet alımı yoluyla yaptırabileceği, bu durumda 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesinde öngörülen sınırlamaların uygulanmayacağı ve davalı ile alt işverenler arasında geçerli bir alt işverenlik ilişkisi kurulduğu gözetilerek mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı kamu iktisadi teşekkülü ile dava dışı alt işverenler arasında kurulan ilişkinin geçerli bir alt işverenlik ilişkisi olup olmadığı ve buna bağlı olarak davacının davalı işverenin toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı EÜAŞ'nin 4628 sayılı Enerji Piyasası Kanunu'nun 15. maddesi uyarınca üretim tesislerinin işletilmesi ve bakım onarım işlerini hizmet alımı yoluyla yaptırabileceği, davacının yaptığı işin uzmanlık gerektirmesi ve alt işverenlik ilişkisinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesindeki muvazaa hallerine uymaması gözetilerek, davacının davalı işverenin toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağına ve yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı kamu iktisadi teşekkülü ile dava dışı alt işverenler arasında kurulan ilişkinin geçerli bir alt işverenlik ilişkisi mi, yoksa muvazaalı bir işçi temini ilişkisi mi olduğu ve buna bağlı olarak davacının davalı asıl işverenin toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı hususunda ihtilaf.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı EÜAŞ'nin 4628 sayılı Enerji Piyasası Kanunu'nun 15. maddesine göre üretim tesislerinin işletilmesi ve bakım onarım işlerini hizmet alımı yoluyla yaptırabileceği, davacının yaptığı işin uzmanlık gerektiren bir iş olduğu ve davalı ile alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığı değerlendirilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı kamu iktisadi teşekkülünün (EÜAŞ) alt işveren işçisi olarak çalışan davacının, alt işverenlik ilişkisinin muvazaalı olduğunu ileri sürerek EÜAŞ ile sendika arasında akdedilen toplu iş sözleşmesinden doğan işçilik alacaklarını talep etmesi üzerine, alt işverenlik ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesi, Alt İşverenlik Yönetmeliği ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesi uyarınca muvazaa hükümleri ile 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 15. maddesi birlikte değerlendirilerek, davalı EÜAŞ ile alt işverenler arasında yapılan hizmet alım sözleşmelerinin işçi teminine dayalı muvazaalı işlem niteliğinde olduğu, davacının başlangıçtan itibaren EÜAŞ işçisi sayılması gerektiği ve davalı işverenin kendi muvazaasına dayanarak davacıyı toplu iş sözleşmesinden yararlandırmaktan kaçınamayacağı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmış ancak hükmedilen miktarlara ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı kamu iktisadi teşekkülü ile dava dışı şirketler arasında kurulan alt işverenlik ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının asıl işveren işçisi sayılıp sayılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı EÜAŞ’nin 4628 sayılı Enerji Piyasası Kanunu’nun 15. maddesi hükmüne rağmen 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesindeki alt işverenlik ilişkisine dair sınırlamalara ve muvazaa hükümlerine tabi olduğu, davalı tarafından kurulan alt işverenlik ilişkisinin muvazaalı olduğu ve davacının başlangıçtan itibaren EÜAŞ işçisi sayılması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.