Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“4956 Sayılı Kanun”
- Uyuşmazlık: Davacının, 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olduğu dönemde yaptığı prim ödemelerinin yeterli olup olmadığı, fazla ödeme yapılmışsa bunun iadesi gerektiği hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Özel Daire’nin, prim ve gecikme zammı borcunun 1479 sayılı Kanun’un 4956 sayılı Kanun’un 47. maddesi ile eklenen geçici 18. maddesi başta olmak üzere diğer ilgili maddelerine göre hesaplanması gerektiği yönündeki bozma kararına uyulması gerektiği, bu hususta davalı Kurum lehine usuli kazanılmış hak doğduğu ve davacının fazla ödemesinin bulunmadığı gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bağ-Kur sigortalısının basamak satın alma yoluyla yükselttiği basamaklar dikkate alınarak hesaplanması gereken yaşlılık aylığının miktarının tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: 4956 sayılı Yasa’nın geçici 2. maddesiyle basamak satın alma imkanından yararlanan sigortalıların yaşlılık aylığının, 31.12.1999 tarihindeki fiili basamakları değil, satın alınan basamaklar da dikkate alınarak hesaplanması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına, ancak işin esasına ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının 01.10.2008 tarihinden önceki süreler için 1479 sayılı Kanun'a tabi zorunlu sigortalı olarak kabul edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca, 01.10.2008 tarihinden önce Sosyal Güvenlik Kurumu'na kayıt ve tescili bulunmayanların sigortalılıklarının 01.10.2008 tarihinden itibaren başlayacağı ve davacının bu tarihten önceki süreler için borçlanma talebinde bulunmadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının 22.03.1985-12.12.1985 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun'a tabi zorunlu sigortalılık koşullarını taşıyıp taşımadığı ve bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının uyuşmazlık konusu dönemde vergi, meslek kuruluşu ve esnaf sicil kaydı bulunmadığı, geriye dönük prim ödemelerinin isteğe bağlı sigortalılık olarak değerlendirilemeyeceği ve davacının ibraz ettiği belgedeki hatalı bilgiye rağmen prim ödemesinin iyi niyet kurallarıyla bağdaşmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının 28.11.2013 tarihli yaşlılık aylığı tahsis talebinin reddi işleminin iptali ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, 1479 sayılı Kanun'un Geçici 10. maddesinin son fıkrasının (e) bendi uyarınca, yaşlılık aylığına hak kazanabilmesi için 15 tam yıl prim ödeme süresi ve 58 yaş şartlarını birlikte sağlaması gerektiği, davacının tahsis talebi tarihinde 15 tam yıl prim ödeme süresini doldurmuş olsa da 58 yaşını doldurmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının kendi adına tescilli işyerinden 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalılık bildirimi yapıldığı gerekçesiyle Kurum tarafından iptal edilen sigortalılık süresinin 506 sayılı Kanun kapsamında mı yoksa 1479 sayılı Kanun kapsamında mı değerlendirilmesi gerektiği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının kendi adına kayıtlı işyerinden 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olarak bildirilmesinin mümkün olmadığı, kendi nam ve hesabına çalışan davacının 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olma koşullarını taşımadığı ve isteğe bağlı sigortalılık başvurusu da bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının 506 sayılı Kanun kapsamındaki hizmetleri ile çakışan 1479 sayılı Kanun kapsamındaki hizmetlerinin iptali ve isteğe bağlı sigorta primlerinin geçerli Bağ-Kur primlerine dahil edilmesi talebiyle açtığı tespit davasında, çakışan sigortalılık durumunda hangi sigortalılık statüsüne öncelik verileceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un yürürlükte olmadığı dönemde çakışan sigortalılıklarda baskın sigortalılığa üstünlük tanınması gerektiği, somut olayda davacının emek ve mesaisini ağırlıklı olarak 506 sayılı Kanun kapsamındaki çalışmasına tahsis ettiğinin anlaşılması nedeniyle, 506 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılık süreleri ile çakışan Esnaf Bağ-Kur sigortalılık sürelerinin iptaline karar verilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının, 1479 sayılı Kanun (5510 sayılı Kanun 4/1-b) kapsamında sigortalı olan eşinin 04.01.2016 tarihinde vefatı nedeniyle aldığı ölüm aylığının yanında, 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olan babasının 27.01.1999 tarihindeki vefatı nedeniyle de ölüm aylığı alıp alamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının babasından ölüm aylığı almaya hak kazanma tarihi olan eşinin vefat tarihi dikkate alındığında, 5510 sayılı Kanun'un 34. ve 54. maddeleri gereğince hem eşinden hem de babasından ayrı ayrı ölüm aylığı almasına olanak bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının 04.10.2000 ile 26.03.2002 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalılığının tespit edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 619 sayılı KHK'nin iptaliyle 04.10.2000-02.08.2003 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun'un 3165 sayılı Kanun ile değişik 24. ve 25. maddelerinin uygulanacağı, davacının bu dönemde esnaf sicil ve oda kaydıyla kendi nam ve hesabına çalıştığına dair koşulların oluştuğu, 3165 sayılı Kanun ile değişik 25. madde gereği kendiliğinden sigortalı sayılacağı gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının, 5510 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden önce vefat eden babasından dolayı ölüm aylığı alıp alamayacağı, özellikle de eşinden dolayı ölüm aylığı alıyor olması nedeniyle 5510 sayılı Kanun'un 54. maddesindeki aylıkların birleşmesi yasağının uygulanıp uygulanmayacağı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 54. maddesinin, sadece bu kanuna göre bağlanacak aylıkların birleşmesi halinde uygulanacağı, davacının babasından dolayı hak kazanacağı ölüm aylığının ise 5510 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesi gereği yürürlükten kaldırılan 1479 sayılı Kanun hükümlerine göre bağlanacağı, dolayısıyla 54. maddenin uygulanma olanağı bulunmadığı gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Eşi 01.10.2008 tarihinden sonra, babası ise bu tarihten önce vefat eden kız çocuğunun, hem eşinden hem de babasından ölüm aylığı alıp alamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 54. maddesinin, birleşecek gelir ve aylıkların 5510 sayılı Kanun hükümlerine göre bağlanması durumunda uygulanacağı, davacının babasından kaynaklanan ölüm aylığı hakkının ise 5510 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesi gereğince önceki yasalara tabi olduğu ve bu nedenle 54. maddenin uygulanma olanağı bulunmadığı gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.