Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“506 Sayılı SSK Kanunu”
- Uyuşmazlık: 4759 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden sonra 3201 sayılı Kanun uyarınca yapılan yurtdışı hizmet borçlanmasının, yaşlılık aylığı tahsis koşullarının belirlenmesinde gözetilmesi gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Yurtdışı hizmet borçlanması ile kazanılan sigortalılık süresinin, 4759 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden sonraki borçlanmalarda dahi yaşlılık aylığına hak kazanılmasında gözetilmesi gerektiği, aksi halde 3201 sayılı Kanun ile sigortalılara tanınan hakların ortadan kalkacağı ve bu durumun sosyal güvenlik hukukunun amacına ve kanun koyucunun iradesine aykırı olacağı gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı uygun bulunmuş, ancak Yüksek Özel Daire'nin yaşlılık aylığı tahsis koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğini incelememesi nedeniyle dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Türkiye’de çalışması bulunmayan davacının, 3201 sayılı Kanun kapsamında yaptığı yurtdışı borçlanma süresinin 5510 sayılı Kanun’un 4/1-a (SSK) mı yoksa 4/1-b (Bağ-Kur) maddesi kapsamında mı değerlendirileceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5754 sayılı Kanun ile değişik 3201 sayılı Kanun'un 5. maddesinin son fıkrası hükmü uyarınca, Türkiye'de sigortalılığı bulunmayanların yurtdışı hizmet borçlanmasının 5510 sayılı Kanun'un 4/1-b bendi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yabancı uyruklu ve uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmak için yazılı talepte bulunmamış davacının 506 sayılı SSK’nın 3/II-A bendinin yürürlükte olduğu dönemdeki hizmetlerinin tespiti talebinin kabul edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 506 sayılı SSK’nın 3/II-A bendinin yürürlükte olduğu dönemde yabancı uyrukluların uzun vadeli sigorta kollarına tabi olabilmeleri için Kuruma yazılı talepte bulunma şartının arandığı, 4958 sayılı Kanun ile bu şartın kaldırılmasının geriye yürümeyeceği ve davacının da bu dönemde yazılı talepte bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi hizmetlerinin birleştirilmesi talebi olmaksızın, yalnızca SSK’ya tabi çalışmaları üzerinden yaşlılık aylığı almaya hak kazanıp kazanmadığı ve aylık bağlanması için gerekli şartları taşıyıp taşımadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 2829 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince hizmetlerinin birleştirilmesi ve 5434 sayılı Kanun'a göre değerlendirilmesi gerektiği, bu durumda 25 yıl hizmet süresi şartını sağlayamadığı ve 506 sayılı Kanun'a göre yaşlılık aylığı talebinde bulunsa dahi 5335 sayılı Kanun'un 30. maddesi uyarınca kamu görevinde çalışmaya devam etmesi nedeniyle aylığının kesileceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sigortalının aynı döneme rastlamayan çalışmaları nedeniyle farklı iki sosyal güvenlik kurumundan yaşlılık aylığı bağlanmasının mümkün olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sosyal güvenlik sisteminin çifte sigortalılık üzerinden birden fazla yaşlılık aylığına hak kazanılmasına olanak vermeyen yapısı ve 2829 sayılı Kanun'un aynı tarihlere rastlamayan hizmetlerin birleştirilmesi kuralı gözetilerek, davacının farklı kurumlardaki hizmetlerinin birleştirilerek tek bir yaşlılık aylığı bağlanması gerektiği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Anayasa Mahkemesi'nin 506 sayılı SSK'nın Ek 5. maddesindeki "azotlu gübre ve şeker sanayii" ibaresini iptal eden kararının geriye yürütülüp yürütülemeyeceği ve davacının bu karardan önceki dönem için itibari hizmet süresinden yararlanıp yararlanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının geriye yürümeyeceği ilkesi ve davacının iptal kararından önceki dönemde 506 sayılı Kanun'un Ek 5. maddesinde belirtilen işkolu ve işyeri koşullarını taşımadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının kendi adına tescilli işyerinden 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalılık bildirimi yapıldığı gerekçesiyle Kurum tarafından iptal edilen sigortalılık süresinin 506 sayılı Kanun kapsamında mı yoksa 1479 sayılı Kanun kapsamında mı değerlendirilmesi gerektiği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının kendi adına kayıtlı işyerinden 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olarak bildirilmesinin mümkün olmadığı, kendi nam ve hesabına çalışan davacının 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olma koşullarını taşımadığı ve isteğe bağlı sigortalılık başvurusu da bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, ölen eşi ve babasından dolayı 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu (SSK) kapsamında iki ayrı ölüm aylığı alıp alamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 506 sayılı SSK’nın 68. maddesinin, evliliğin sona ermesiyle eşinden de ölüm aylığı almaya hak kazanan kişiye bu aylıklardan yüksek olanının ödeneceğini hükme bağladığı, 506 sayılı SSK'ya sonradan eklenen Geçici 91. maddenin ise bu hükmü yürürlükten kaldırmadığı ve 06.08.2003 tarihinden önce hak sahibi olan kız çocuklarının kendi çalışmaları dışında sosyal güvenlik kurumlarından gelir veya aylık almalarını engelleyen uygulamayı ortadan kaldırmayı amaçladığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, limited şirket ortaklığı nedeniyle 1479 sayılı Kanun kapsamındaki (Bağ-Kur) sigortalılığı ile çakışan süreye ilişkin 506 sayılı Kanun (SSK) kapsamındaki sigortalılığının geçerliliğinin kabul edilip, yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay Özel Dairesince, davacının şirket ortaklığı nedeniyle Bağ-Kur sigortalılığı devam ettiği sürece çakışan SSK sigortalılığının geçerli olamayacağı ve bu nedenle yaşlılık aylığına hak kazanamayacağı gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuş, yerel mahkeme bozmaya uyduktan sonra, şirketin fiilen daha önce faaliyetine son vermesi nedeniyle Bağ-Kur sigortalılığının sona erdiği gerekçesiyle direnme kararı vermiş, ancak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, bozma kararına rağmen direnme kararının usuli kazanılmış hakka aykırı olduğunu ve bozma kararında maddi hata bulunmadığını değerlendirerek direnme kararını bozmuştur. - Uyuşmazlık: İş kazası sonucu vefat eden sigortalı için ödenen gelir ve masrafların işverenden rücuen tahsili davasında, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 10. maddesi kapsamında inceleme yapılıp yapılmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: İnşaat işyerlerinde işe giriş bildirgesinin aynı gün verilmesinin yeterli olduğu, ancak sigortalının işe başlama tarihinin dosyadan net olarak anlaşılamaması ve 506 sayılı Kanun'un 10. maddesi kapsamında işverenin kusursuz sorumluluğunun bulunması gözetilerek, yerel mahkemenin 506 sayılı Kanun'un 9. ve 10. maddeleri kapsamında inceleme yapmadan karar vermesinin hatalı olduğu gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.