Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“506 Sayılı Yasa”
- Uyuşmazlık: Zorunlu Banka Yardım Sandığı'na tabi olan davacının, 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'na tabi olanlara uygulanan yaşlılık aylığı artış oranlarından yararlanıp yararlanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 506 Sayılı Yasa'nın Geçici 20. maddesinin banka yardım sandıkları için bir alt sınır oluşturduğu, bu alt sınırın yaşlılık aylığı artış oranlarının Sosyal Güvenlik Kurumu sigortalılarına uygulanan oranlardan az olmaması gerektiği ve aksi halde yardım sandığının ek yükümlülük doğuracak şekilde aradaki farkı ödemesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sigortalının aynı döneme rastlamayan çalışmaları nedeniyle farklı iki sosyal güvenlik kurumundan yaşlılık aylığı bağlanmasının mümkün olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sosyal güvenlik sisteminin çifte sigortalılık üzerinden birden fazla yaşlılık aylığına hak kazanılmasına olanak vermeyen yapısı ve 2829 sayılı Kanun'un aynı tarihlere rastlamayan hizmetlerin birleştirilmesi kuralı gözetilerek, davacının farklı kurumlardaki hizmetlerinin birleştirilerek tek bir yaşlılık aylığı bağlanması gerektiği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, eşinden aldığı ölüm aylığına ek olarak vefat eden babasından da ölüm aylığı alıp alamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 506 sayılı Kanun'un 68. maddesinin son fıkrasındaki sınırlamanın Geçici 91. madde ile kaldırılmadığı ve hem eşinden hem de babasından ölüm aylığı almaya hak kazanan davacıya bu aylıklardan yüksek olanının ödenmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının kendi adına tescilli işyerinden 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalılık bildirimi yapıldığı gerekçesiyle Kurum tarafından iptal edilen sigortalılık süresinin 506 sayılı Kanun kapsamında mı yoksa 1479 sayılı Kanun kapsamında mı değerlendirilmesi gerektiği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının kendi adına kayıtlı işyerinden 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olarak bildirilmesinin mümkün olmadığı, kendi nam ve hesabına çalışan davacının 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olma koşullarını taşımadığı ve isteğe bağlı sigortalılık başvurusu da bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının vefat eden eşinden dolayı aldığı ölüm aylığına ek olarak, vefat eden babasından da ölüm aylığı alıp alamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 506 sayılı Kanun'un 68. maddesinin son fıkrasının, 5386 sayılı Kanun ile eklenen Geçici 91. madde ile yürürlükten kalkmadığı ve hem eşinden hem de babasından ölüm aylığı almaya hak kazananlara bu aylıklardan yüksek olanının ödeneceği hükmünün uygulanmaya devam ettiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının yaşlılık aylığı bağlanması talebinde, son yedi yıldaki fiili hizmet süresinin hangi sosyal güvenlik yasasına tabi olarak değerlendirileceği ve buna göre aylık bağlanıp bağlanamayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 2829 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca, birleştirilecek hizmet sürelerinin son yedi yıldaki fiili hizmet süresi fazla olan kurum mevzuatına göre değerlendirilmesi gerektiği, davacının son yedi yıldaki fiili hizmet süresinin çoğunluğunun 2925 sayılı Yasaya tabi olmadığı, 506 sayılı Yasa ile 2925 sayılı Yasa kapsamındaki hizmetlerin farklı statülerde değerlendirilmesi gerektiği ve bu nedenle davacıya 2925 sayılı Yasaya göre yaşlılık aylığı bağlanamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 5434 sayılı Kanun kapsamında hak kazanılan fiili hizmet süresi zammının, 506 sayılı Kanun kapsamındaki yaşlılık aylığı bağlanmasında sigortalılık başlangıç tarihinin tespitinde ve yaş haddinden indirimde nasıl uygulanacağı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5434 sayılı Kanun'daki fiili hizmet süresi zammının, 506 sayılı Kanun'daki itibari hizmet süresinden farklı olduğu, fiili hizmet süresi zammının yaş haddinden indirilebileceği ancak sigortalılık başlangıç tarihini geriye götürmek suretiyle yeni bir sigortalılık süresi oluşturamayacağı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu kapsamında hak kazanılan fiili hizmet süresi zammının, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'na tabi sigortalılıkta başlangıç tarihinden geriye doğru sayılıp sayılmayacağı ve emeklilik yaş haddinden indirilip indirilmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5434 sayılı Kanun'daki fiili hizmet süresi zammının 506 sayılı Kanun'daki itibari hizmet süresinden farklı olduğu, 506 sayılı Kanun'un Ek 39. maddesi uyarınca yaş haddinden indirim yapılmasının mümkün olduğu ancak fiili hizmet süresi zammının sigortalılık başlangıç tarihini geriye çekmeyeceği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 5434 sayılı Kanun kapsamında hak kazanılan fiili hizmet süresi zammının, 506 sayılı Kanun'a göre yaşlılık aylığı bağlanması için gerekli sigortalılık süresinin başlangıç tarihini geriye çekip çekemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5434 sayılı Kanun'daki fiili hizmet süresi zammının, 506 sayılı Kanun'daki itibari hizmet süresinden farklı olduğu, sigortalılık süresinin başlangıç tarihini geriye çekmeye imkân tanımadığı ve sadece yaş haddinden indirim olarak değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 5434 sayılı Kanun kapsamında hak kazanılan fiili hizmet süresi zammının, 506 sayılı Kanun kapsamındaki yaşlılık aylığına hak kazanma koşullarının belirlenmesinde, sigortalılık başlangıç tarihini geriye çekip çekemeyeceği ve yaş haddinden indirilip indirilemeyeceği noktasında yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5434 sayılı Kanun'daki fiili hizmet süresi zammının, 506 sayılı Kanun'daki itibari hizmet süresinden farklı olduğu, bu nedenle 5434 sayılı Kanun kapsamında hak kazanılan fiili hizmet süresi zammının yaş haddinden indirilmesi gerekse de sigortalılık başlangıç tarihini geriye çekecek şekilde değerlendirilemeyeceği gözetilerek, direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 5434 sayılı Kanun kapsamında hak kazanılan fiili hizmet süresi zammının, 506 sayılı Kanun'a tabi sigortalılık süresinin başlangıç tarihini geriye çekip çekemeyeceği ve yaşlılık aylığına hak kazanmada nasıl değerlendirileceği.
Gerekçe ve Sonuç: 5434 sayılı Kanun'daki fiili hizmet süresi zammının, 506 sayılı Kanun'daki itibari hizmet süresinden farklı bir kavram olduğu, yaş haddinden indirim olarak değerlendirilmesi mümkün olsa da sigortalılık süresinin başlangıcını geriye çekemeyeceği gözetilerek, direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.