Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“5237 Sayılı TCK m. 86/2”
- Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin taksirle ölüme neden olma suçunu mu yoksa kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçunu mu oluşturduğu ve yerel mahkemenin görevli olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık hakkında düzenlenen ilk iddianamede yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek nitelikte olduğunun belirtilmesi ve eylemin TCK'nın 87/4. maddesindeki kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçunu oluşturup oluşturmayacağının ağır ceza mahkemesince değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, asliye ceza mahkemesinin görevsizlik kararı vermesi gerekirken yargılamaya devam ederek hüküm kurmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin kasten yaralama suçunu mu, yoksa bilinçli taksirle ölüme neden olma suçunu mu oluşturduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın kalp hastası olduğunu bildiği kardeşiyle girdiği kavgada, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak meydana gelen ölüm neticesinin öngörülebilir olduğu, kastının ise kasten yaralamaya yönelik olduğu ve ölüm neticesini istemediği gözetilerek, sanığın bilinçli taksirle ölüme neden olma suçundan cezalandırılmasına karar verilmiş ve yerel mahkeme kararı onanmıştır. - Özet bulunamadı.
- Uyuşmazlık: Sanıklar hakkında tefecilik, silahla tehdit, kasten yaralama ve 6136 sayılı Kanun'a aykırılık suçlarından verilen cezaların miktarı, suçun nitelikli hallerinin uygulanması ve mağdurun savunmasız olup olmadığının tespiti konularında yerel mahkeme kararı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların tefecilik suçunu birden fazla kişiye karşı işledikleri ve eylemlerin zincirleme suç teşkil ettiği, fahiş faiz oranları uyguladıkları, tehdit ve şiddet içeren yöntemler kullandıkları, mağdurların ciddi ekonomik ve sosyal zararlara uğradıkları, ayrıca silahla tehdit ve kasten yaralama suçlarını da işledikleri gözetilerek cezaların miktarının hakkaniyete uygun olduğu ve şikayetçinin kasten yaralama suçunda kendisini savunamayacak durumda olup olmadığına dair Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasının gerekli olmadığı, ancak sanık ...’ın kasten yaralama eyleminin TCK’nın 86/2. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğunun gözetilmesi gerektiği değerlendirilerek, sanık ... hakkında şikayetçi ...'a yönelik kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmü bozulmuş, diğer mahkumiyet hükümleri ise onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin TCK'nın 87/4. maddesinde düzenlenen kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçunu mu yoksa TCK'nın 85. maddesinde düzenlenen taksirle ölüme neden olma suçunu mu oluşturduğu.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın ölenin yüzüne vurduğu yumruğun basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte hafif bir yaralanmaya sebebiyet vermesi, ancak ölenin bu yaralanma sonucu değil, yaralanmanın neden olduğu stres ve eforun tetiklediği kalp krizi sonucu ölmesi, sanığın eylemi ile ölüm arasında illiyet bağı bulunsa da eyleminin TCK'nın 87/4. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği, ölenin yaşı ve sanığın eğitim durumu gibi faktörler gözetildiğinde ölümün öngörülebilir olması nedeniyle sanığın taksirle ölüme sebebiyet vermekten sorumlu tutulması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına ilişkin denetim süresinin ne zaman başlayacağı ve bu süre içerisinde işlenen yeni suç sebebiyle hükmün açıklanması için denetim süresinin geçip geçmediğinin tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği tarihte denetim süresinin başlayacağı ve dava zamanaşımının duracağı, sanığın denetim süresi içinde işlediği yeni suç nedeniyle hükmün açıklanması gerekirken dava zamanaşımının gerçekleştiğinin anlaşılması üzerine, yerel mahkeme hükmü bozulmuş ve kamu davasının düşmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık polis memurunun, gözaltındaki katılana yönelik eylemlerinin işkence mi yoksa zor kullanma yetkisini aşma yoluyla kasten yaralama mı olduğu, diğer bir sanığın ihmali davranışla işkence suçunu işleyip işlemediği ve beraat kararının gerekçesinin yeterli olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık polis memurunun eyleminin, katılanın kendisini ısırması nedeniyle haksız tahrik altında zor kullanma yetkisini aşma yoluyla kasten yaralama suçunu oluşturduğu, diğer sanığın ise maktulün darp edildiğini görmesine rağmen müdahale etmeyerek ihmali davranışla işkence suçunu işlediği ve beraat kararının gerekçesiz verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararları bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin olası kastla yaralama suçunu mu, taksirle yaralama suçunu mu yoksa olası kastla öldürme suçuna teşebbüsü mü oluşturduğu ve olası kastla öldürme suçuna teşebbüsü oluşturmadığı kabul edilirse dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, maktul ile çekişmesi esnasında iş yerinde bulunan diğer kişilerin de yaralanabileceğini öngörmesine rağmen tabancanın tetiğine basması, olası kastla hareket ettiğini gösterdiğinden, eylemin olası kastla yaralama suçunu oluşturduğu ve bu suç bakımından dava zamanaşımı süresinin dolduğu gözetilerek, yerel mahkeme hükmünün bozulmasına ve kamu davasının düşmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin kasten öldürme suçunu mu yoksa kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçunu mu oluşturduğu ve sanık hakkında uygulanan haksız tahrik indiriminin oranının isabetli olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın olay öncesi, olay esnası ve sonrasındaki davranışları, maktulün göğsüne isabet eden öldürücü nitelikteki bıçak darbesi, maktulün vücudundaki çok sayıda darp cebir izi, kullanılan bıçağın öldürme suçunu işlemeye elverişli olması, hedef alınan bölgenin hayati önemi, sanığın olay yerinden uzaklaştırılma çabalarına rağmen ısrarla olay yerinde kalıp bıçakla maktule doğru hamle yapması ve bıçaklanan maktulün doğrulmaya çalıştığını görünce tekrar üzerine giderek tekme atmaya çalışması, ancak ağabeyinin engellemesi nedeniyle saldırısına son verememesi gibi hususlar sanığın öldürme kastıyla hareket ettiğini gösterdiğinden eylemin kasten öldürme suçunu oluşturduğu, maktulün sanığın iş yerinden hırsızlık yaptığı ve sanığa tehdit ve hakaret ettiği iddialarının haksız tahrik oluşturmadığı, ancak olay anında aşırı derecede alkollü olan maktulün sanığı ve ağabeyini dışarı çağırarak önce bardakla sanığın, sonrasında rakı şişesiyle ağabeyinin başına vurarak yaralanmalarına neden olması ve bıçaklanmadan önce sanık ve ağabeyine ısrarla saldırmaya çalışmasının haksız tahrik oluşturduğu gözetilerek yerel mahkemece sanık lehine uygulanan haksız tahrik indiriminin oranının isabetli olduğu ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hükümlü hakkında kasten yaralama suçundan verilen adli para cezasının hesaplanmasında hata yapılıp yapılmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Hükümlüye kasten yaralama suçundan verilen cezada, katılanın kadın olması nedeniyle 5237 sayılı TCK'nın 86/2. maddesinin ikinci cümlesinin uygulanması gerekirken uygulanmaması ve cezanın alt sınırının dikkate alınmaması, ayrıca basit yargılama usulü indiriminin iki kez uygulanması nedeniyle cezanın eksik hesaplandığı gözetilerek dosyanın kanun yararına bozma isteminde bulunulup bulunulmayacağı hususunda Adalet Bakanlığı'ndan görüş istenmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tek bir kavgada birden fazla yaralıya el uzatılması durumunda, kavgada yaralıya el uzatma suçundan sanık hakkında bir mi yoksa birden fazla mı ceza verileceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 765 sayılı TCK'nın 464. maddesinde düzenlenen kavgada yaralıya el uzatma suçunun, birden fazla yaralı olsa dahi tek bir suç teşkil ettiği ve birden fazla cezaya hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın kavgada mağdura önce yumruk atıp yaraladıktan sonra bıçak salladığı ancak isabet ettiremediği olayda, eylemin hukuki nitelendirmesinin ne olacağı ve TCK'nın 86/3-e maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı noktasında yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın eylemlerinin kısa süre içinde ve aynı mağdura yönelik olması sebebiyle tek bir fiil olarak kabul edilmesi, ancak bıçak kullanılmasının yaralama suçunun işleniş biçimini ağırlaştıran bir unsur olarak değerlendirilmesi ve bu nedenle sanığın TCK'nın 86/2, 86/3-e ve 35. maddeleri uyarınca silahla kasten yaralamaya teşebbüsten cezalandırılması gerektiği, ancak verilecek cezanın tamamlanmış basit yaralama suçu için öngörülen cezanın altına düşmemesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.