Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“5271 s. CMK m. 231/5”
- Uyuşmazlık: Suça sürüklenen çocuk hakkında verilen hapis cezasının hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın hukuka uygunluğu.
Gerekçe ve Sonuç: Suça sürüklenen çocuk hakkında hükmedilen sonuç cezanın iki yıldan fazla olması nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilirken yeterli gerekçe gösterilip gösterilmediği ve buna bağlı olarak kanun yararına bozma talebinin yerinde olup olmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması talebinin reddine ilişkin gerekçenin yeterli olduğu, takdir hakkının kullanımının kanun yararına bozma yoluyla denetlenemeyeceği ve bu nedenle Adalet Bakanlığı'nın kanun yararına bozma talebinin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bir Cumhuriyet savcısının, ifadeleri bizzat almayıp katiplere aldırması, bir yazı işleri müdürüne hakaret etmesi ve mesai saatleri dışında karakolda bir mağduru darp etmesi nedeniyle görevi kötüye kullanma ve hakaret suçlarından mahkum edilip edilmeyeceği ile hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, soruşturma dosyalarındaki ifadeleri katiplere aldırarak, görevinin gereklerine aykırı davrandığı, bu durumun adil yargılanma hakkının ihlali şüphesini doğurarak mağduriyete neden olduğu, yazı işleri müdürüne görevinden dolayı hakaret ettiği, mesai saatleri dışında karakolda mağdura yönelik eylemleriyle de görevinin gereklerine aykırı davranarak mağduriyete neden olduğu ve sanıkların kişilik özellikleri göz önüne alındığında yeniden suç işleme ihtimallerinin bulunduğu değerlendirilerek mahkumiyet hükümleri onanmış ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın eşinin ölümüne neden olan eyleminin bilinçli taksirle mi yoksa basit taksirle mi işlendiği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın dolu ve horozu çekilmiş bir av tüfeğini taşırken, tüfeğin ateş alması sonucu eşinin ölümüne sebebiyet verdiği olayda, sanığın tüfeğin her an patlayabileceğini öngörmesine rağmen dikkatsizce taşımaya devam etmesi bilinçli taksire delalet ettiği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) kararı verilen sanığın denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi halinde, önceki hükmün aynen mi açıklanması gerektiği, yoksa hükümde değişiklik yapılıp yapılamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: CMK'nın 231/11. maddesi uyarınca, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi halinde HAGB kararı verilen hükmün aynen açıklanması gerektiği, hükümde değişiklik yapılarak sanık aleyhine daha ağır ceza verilemeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 765 sayılı TCK'dan 5237 sayılı TCK'ya geçiş sürecinde, nitelikli hırsızlık ve ruhsatnamede sahtecilik suçlarından verilen hükümlerin uyarlanması sırasında, lehe kanun uygulaması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması hususunda yerel mahkeme ile Yargıtay arasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hükümlünün nitelikli hırsızlık suçunda, çalınan aracın değerinin yüksekliği gözetilerek 5237 sayılı TCK’nın 61. maddesi uyarınca temel cezanın alt sınırdan uzaklaştırılması gerektiği, ruhsatnamede sahtecilik suçunda ise hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına ilişkin denetim süresinin ne zaman başlayacağı ve bu süre içerisinde işlenen yeni suç sebebiyle hükmün açıklanması için denetim süresinin geçip geçmediğinin tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği tarihte denetim süresinin başlayacağı ve dava zamanaşımının duracağı, sanığın denetim süresi içinde işlediği yeni suç nedeniyle hükmün açıklanması gerekirken dava zamanaşımının gerçekleştiğinin anlaşılması üzerine, yerel mahkeme hükmü bozulmuş ve kamu davasının düşmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmemesi nedeniyle dava zamanaşımının durup durmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, ceza infaz kurumunda bulunan sanığa usulsüz tebliğ edilmesi nedeniyle kesinleşmediği, dolayısıyla denetim süresinin başlamadığı ve dava zamanaşımının durmadığı gözetilerek, asli dava zamanaşımının dolduğu anlaşıldığından, Özel Daire’nin kamu davasının düşmesine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verildiği davada, sanığın denetim süresi içerisinde başka bir suç işlemesi halinde dava zamanaşımının ne zaman işlemeye başlayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde dava zamanaşımının kararın kesinleştiği tarihte duracağı, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi halinde ise yeni suçun işlendiği tarihte yeniden işlemeye başlayacağı, ancak masumiyet karinesi gereğince hükmün açıklanabilmesi için denetim süresi içinde işlendiği ihbar olunan kasıtlı suçla ilgili mahkumiyet kararının kesinleşmiş olması gerektiği gözetilerek, somut olayda dava zamanaşımının dolduğu anlaşıldığından yerel mahkeme hükmü ile bu hükmü onayan Özel Daire kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İmar kirliliğine neden olma suçundan sanık hakkında verilen mahkûmiyet kararında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı verilmemesinin hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: İmar kirliliğine neden olma suçunda, TCK'nın 184/5. maddesinde düzenlenen ve binanın imar planına uygun hale getirilmesi halinde davanın düşmesi veya cezanın ortadan kalkmasını öngören özel etkin pişmanlık hükmü varken, failin bu imkândan yararlanmaması halinde, HAGB'nin uygulanma imkânı bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Rüşvet alma suçundan mahkum olan sanık ile rüşvet verme suçundan yargılanan kişilerin davalarının birleştirilerek görülmesi gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Rüşvet alma ve verme suçlarının birleştirilmesinin yasal bir zorunluluk olmadığı, her olayın koşullarına göre değerlendirilmesi gerektiği, somut olayda ise sanık hakkında verilen mahkumiyet kararının kesinleşmiş olması ve diğer sanıklar hakkındaki davanın sonucunun beklenmesinin veya davaların birleştirilmesinin mevcut yargılamanın gereksiz yere uzamasına sebep olacağı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Fuhuş suçundan sanık hakkında verilen mahkûmiyet kararında, resmi kimliğini gizleyerek soruşturma yapan kolluk görevlilerinin CMK'nın 160. maddesine uygun görevlendirilmesi ve elde edilen delillerin hukuka uygunluğu ile sanığın adil yargılanma hakkının ihlal edilip edilmediği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Kolluk görevlilerinin Cumhuriyet savcısının sözlü talimatıyla hareket ettikleri ve sözlü emrin sonradan fezlekenin kabulüyle onaylandığı, ancak yakalama tutanağını düzenleyen kolluk görevlilerinin dinlenmeden hüküm kurulmasının eksik araştırma nedeni ile sanığın savunma hakkını ihlal ettiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.