Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“5434 Sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu”
- Uyuşmazlık: Sigortalının, 506 sayılı Yasa kapsamında çalışmakta iken, aynı işyerindeki çalışmasının 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Yasasına tabi olarak devam etmesi halinde, hizmet tespiti davası açma hakkındaki beş yıllık hak düşürücü sürenin hangi çalışmanın sona erme tarihi esas alınarak hesaplanacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 506 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalı çalışmanın sona ermesinin ardından aynı işyerinde Emekli Sandığına tabi çalışmanın devam etmesi durumunda, çalışmanın kesintisiz bir bütün olarak değerlendirilmesi ve işçi yararına yorum ilkesi gereği hak düşürücü sürenin Emekli Sandığına tabi çalışmanın sona erdiği tarihten itibaren hesaplanması gerektiği gözetilerek direnme kararı onanmış, ancak davalı vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sigortalının, 506 sayılı Yasa kapsamında çalışmakta iken, aynı işyerindeki çalışmasının 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Yasasına tabi olarak kesintisiz devam etmesi halinde, hizmet tespiti davası açma hakkındaki beş yıllık hak düşürücü sürenin hangi çalışmanın sona erme tarihi esas alınarak hesaplanacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sosyal güvenlik hakkının anayasal güvenceye sahip ve vazgeçilmez temel insan haklarından olması ve sosyal güvenlik kurumlarının tek çatı altında birleştirilmesi gözetilerek, sigortalının aynı işyerinde 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmasının sona ermesinin ardından Emekli Sandığına tabi çalışmasının kesintisiz devam etmesi durumunda, her iki hizmetin birlikte değerlendirilerek tek bir hizmet olarak kabul edilmesi ve hak düşürücü sürenin de bu kesintisiz hizmetin sona erdiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı gerekçesiyle, yerel mahkemenin davanın hak düşürücü süre içinde açıldığına dair direnme kararı uygun bulunmuştur. - Uyuşmazlık: Hizmet tespiti davasında, aynı işverene ait işyerinde 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamındaki çalışmanın sona ermesinden sonra 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Yasasına tabi çalışmanın devam etmesi halinde, hizmet tespiti davası açma süresinin (hak düşürücü süre) hangi çalışmanın bitiş tarihinden itibaren başlayacağı hususunda uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 506 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalı çalışmanın aynı işverene ait işyerinde Emekli Sandığına tabi çalışmayla kesintisiz olarak devam etmesi halinde, hizmetin bir bütün olarak değerlendirilerek hak düşürücü sürenin Emekli Sandığına tabi çalışmanın sona erdiği tarihten itibaren hesaplanması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmış, ancak davalıların işin esasına ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Sigortalının, aynı işyerinde 506 sayılı Yasa kapsamında çalışırken, sonrasında 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Yasasına tabi olarak çalışmaya devam etmesi halinde, hizmet tespiti davası açma hakkındaki beş yıllık hak düşürücü sürenin hangi çalışmanın sona erme tarihi esas alınarak hesaplanacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 506 sayılı Yasa'nın 79/10. maddesindeki "hizmet" kavramının, çalışmanın kesintisiz devam etmesi halinde hem sigortalı hem de emekli sandığı hizmetini kapsayacak şekilde ve işçi yararına yorum ilkesi gözetilerek değerlendirilmesi gerektiğinden, davacının aynı işyerinde Emekli Sandığına tabi çalışmasının devam ettiği ve hak düşürücü sürenin dolmadığı gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı onanmış, ancak davalıların işin esasına ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Sigortalının, aynı işyerinde 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamında çalışırken, sonrasında 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Yasasına tabi olarak kesintisiz çalışmaya devam etmesi halinde, hizmet tespiti davası açma süresinin hangi çalışmanın sona erdiği tarihten itibaren hesaplanacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sosyal güvenlik hakkının anayasal güvence altında olması, sosyal güvenlik kurumlarının tek çatı altında toplanması ve işçi yararına yorum ilkesi gözetilerek, aynı işyerinde kesintisiz olarak devam eden sigortalı ve emekli sandığına tabi hizmetlerin birlikte değerlendirilerek tek bir hizmet olarak kabul edilmesi ve hak düşürücü sürenin de bu hizmetin sona erdiği tarihten itibaren hesaplanması gerektiği gerekçesiyle, yerel mahkemenin direnme kararı uygun bulunmuştur. - Uyuşmazlık: Sigortalının aynı işyerinde 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamındaki çalışmasının ardından 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Yasasına tabi olarak kesintisiz çalışmaya devam etmesi halinde, hizmet tespiti davası açma süresinin hangi çalışmanın sona erdiği tarihten itibaren başlayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sosyal güvenlik hakkının anayasal güvenceye sahip temel bir insan hakkı olduğu ve sosyal güvenlik kurumlarının 5502 sayılı Kanun ile tek çatı altında birleştirildiği gözetilerek, aynı işyerinde kesintisiz olarak devam eden sigortalı ve Emekli Sandığına tabi hizmetlerin birlikte değerlendirilmesi ve hak düşürücü sürenin de bu bütünleşik hizmetin sona erme tarihinden itibaren işlemeye başlaması gerektiği gerekçesiyle, yerel mahkemenin hizmet tespiti davasının süresinde açıldığına ilişkin direnme kararı uygun bulunmuştur. - Uyuşmazlık: Sigortalının, 506 sayılı Yasa kapsamında çalışmakta iken, aynı işyerindeki çalışmasının 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Yasasına tabi olarak devam etmesi halinde, hizmet tespiti davası açma hakkındaki beş yıllık hak düşürücü sürenin hangi çalışmanın sona erme tarihinden itibaren başlayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 506 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalı çalışmanın sona ermesiyle birlikte aynı işverene ait işyerinde 5434 sayılı Yasaya tabi çalışmanın kesintisiz olarak devam etmesi halinde, hizmet tespiti davası açmak için öngörülen beş yıllık hak düşürücü sürenin, işçi yararına yorum ilkesi gereğince kesintisiz çalışmanın ve hizmetin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği ve bu durumda hak düşürücü sürenin henüz dolmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı uygun bulunmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının ölüm aylığının, boşandığı eşiyle birlikte yaşadığı gerekçesiyle 5510 sayılı Kanun'un 56/son maddesi uyarınca kesilmesine ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu işleminin iptali istemiyle açılan davada, yerel mahkemenin direnme kararının hukuki olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 56/son maddesinin, ölüm aylığından yararlanma hakkının kötüye kullanılmasını engellemek amacıyla düzenleme getirmesi ve bu düzenlemenin Anayasa Mahkemesi tarafından anayasaya aykırı bulunmaması, ayrıca yerel mahkemece birlikte yaşama olgusunun yeterli araştırma yapılmadan tespit edilmesi gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 5510 sayılı Kanun'un 56/2. maddesi uyarınca dul aylığının kesilmesi işlemine karşı açılan davada, iş mahkemesinin görevli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Dul aylığının kesilmesi işleminin dayanağı 5510 sayılı Kanun'un 56/2. maddesi olup, aynı Kanun'un 101. maddesi uyarınca bu Kanun'un uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıklarda iş mahkemelerinin görevli olduğu, 5510 sayılı Kanun'un 56. maddesinin geriye yürümeyeceği ilkesine aykırı düşmeyecek şekilde uygulanması gerektiği, somut olayda aylığın kesilmesi işleminin 5510 sayılı Kanun yürürlüğe girdikten sonra gerçekleştiği gözetilerek yerel mahkemenin görevsizlik kararına direnmesinin bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi hizmetlerinin birleştirilmesi talebi olmaksızın, yalnızca SSK’ya tabi çalışmaları üzerinden yaşlılık aylığı almaya hak kazanıp kazanmadığı ve aylık bağlanması için gerekli şartları taşıyıp taşımadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 2829 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince hizmetlerinin birleştirilmesi ve 5434 sayılı Kanun'a göre değerlendirilmesi gerektiği, bu durumda 25 yıl hizmet süresi şartını sağlayamadığı ve 506 sayılı Kanun'a göre yaşlılık aylığı talebinde bulunsa dahi 5335 sayılı Kanun'un 30. maddesi uyarınca kamu görevinde çalışmaya devam etmesi nedeniyle aylığının kesileceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.