Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“5539 Sayılı Kanun”
- Uyuşmazlık: Karayolları Genel Müdürlüğü'nün 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile tüzel kişiliğinin sona erip ermediği ve buna bağlı olarak kamulaştırmasız elatmanın önlenmesi davasında taraf ehliyetinin olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5018 sayılı Kanun'da Karayolları Genel Müdürlüğü'nün tüzel kişiliğini kaldıran açık bir hüküm bulunmadığı, 5539 sayılı kuruluş kanununun yürürlükte olduğu ve Anayasa'nın 123/3. maddesi gereği kamu tüzel kişiliğinin ancak kanunla kaldırılabileceği gözetilerek, Karayolları Genel Müdürlüğü'nün tüzel kişiliğinin ve taraf ehliyetinin devam ettiğine ve davanın gerçek hasmının Karayolları Genel Müdürlüğü olduğuna karar verilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bir kısmının Hazine’ye devredilmesinden sonra açılan iade davasında, kamulaştırmayı yapan idarenin davaya dahil edilip edilmeyeceği hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Kamulaştırmayı yapan Karayolları Genel Müdürlüğü'nün tüzel kişiliğinin devam etmesi ve 5018 sayılı Kanun'un 45/1. maddesi uyarınca Hazine adına tescil edilen taşınmazla ilgili açılan davada taraf ehliyetinin bulunması gözetilerek, davaya dahil edilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, davalı kurumun taşeron işçisi olarak çalıştığı dönemde, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu iddiasıyla toplu iş sözleşmesinden yararlandırılması talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığının tespiti için hukukçu bilirkişi yerine alanında uzman teknik bilirkişiden rapor alması, sunulan emsal kararları değerlendirmesi ve muvazaa tespitini kendi hukuki bilgisi dahilinde yapması gerektiği gözetilerek karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın, Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından Hazine'ye devredilmesinden sonra açılan iade davasında, Karayolları Genel Müdürlüğü'nün davalı sıfatıyla yer alıp almaması gerektiği.
Gerekçe ve Sonuç: Karayolları Genel Müdürlüğü'nün tüzel kişiliğinin 5539 sayılı ve 6001 sayılı Kanunlar uyarınca devam ettiği, dolayısıyla taraf ehliyetine sahip olduğu ve kamulaştırma işlemini gerçekleştirip bedelini ödeyen idare olarak davada taraf olması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı kurum ile alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının asıl işveren işçisi olarak kabul edilip edilmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı hususunda yeterli inceleme yapmadan ve 5539 sayılı ve 6001 sayılı Kanunlar dönemlerindeki farklı hukuki düzenlemeleri ayrı ayrı değerlendirmeden, ayrıca genel muvazaa denetimi kapsamında gerekli tespitleri yapmadan ve emsal kararların etkisini değerlendirmeden eksik inceleme ile hüküm kurması bozmayı gerektirmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı işçinin, davalı kurum ile alt işveren arasında akdedilen hizmet alım sözleşmesinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının asıl işveren işçisi olarak kabul edilip edilmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı hususunda yeterli inceleme yapmadan ve davacının fiilen yaptığı işin hizmet alım sözleşmesi kapsamındaki iş ile örtüşüp örtüşmediğini, asıl işveren işçileri ile alt işveren işçilerinin aynı işi yapıp yapmadıklarını, her ihale dönemi için ayrı ayrı tespit etmeden karar vermesi ve muvazaa iddiasına ilişkin emsal kararları değerlendirmemesi hatalı bulunarak karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, davalı kurumla taşeron firma arasındaki iş ilişkisinin muvazaalı olduğu iddiasıyla, davalı kurumun asıl işvereni olduğu ve toplu iş sözleşmesinden yararlanması gerektiği talebi üzerine açılan alacak davasında, yerel mahkemenin muvazaa iddiasını gerekçesiz kabul etmesi nedeniyle uyuşmazlık çıkmıştır.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, davacının yaptığı işin niteliği, hizmet alım sözleşmelerinin içeriği, taraflar arasındaki ilişkinin asıl işveren-alt işveren ilişkisine uygunluğu ve muvazaa iddiasına ilişkin somut olgular ve deliller üzerinde yeterli inceleme yapmadan, genel ifadelerle hüküm kurması, gerekçesiz karar vermesi ve adil yargılanma hakkını ihlal etmesi gözetilerek karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı işçinin, davalı kurum ile hizmet alım sözleşmesi akdedilen şirket nezdinde çalıştığı dönemde, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı hususunda yeterli inceleme yapmadan, gerekçesiz ve davacıya özgü olmayan genel bir gerekçe ile karar vermesi, hukuki dinlenilme hakkının ihlali ve eksik inceleme gerekçesiyle bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı kurum ile hizmet alım sözleşmesi yüklenicisi firmalar arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı ve davacıların asıl işveren işçisi sayılıp sayılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, davacıların talep dönemi, hizmet alım sözleşmeleri, yapılan iş ve çalışma şekli gibi hususlara ilişkin somut bir açıklama ve değerlendirme yapmadan, ayrıca genel muvazaa denetimi kapsamında gerekli incelemeleri yapıp delilleri ayrıntılı değerlendirmeden hüküm kurması, eksik inceleme ve gerekçesiz karar verilmesi nedeniyle bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.