Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“556 Sayılı KHK (Markaların Korunması Hakkında KHK)”
- Uyuşmazlık: Tanınmış bir markanın, tescilli olduğu ancak kullanılmayan mal sınıfları bakımından, 556 sayılı KHK'nin 14. ve 42. maddeleri uyarınca kısmen iptal edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 556 sayılı KHK'nin 14. maddesindeki kullanım zorunluluğunun tanınmış markalar için de geçerli olduğu, tanınmış markanın kullanılmayan mal veya hizmetler bakımından kısmi iptal talebinin KHK'nin amacına aykırı olmadığı ve bu hususta tanınmış markalar için bir ayrıcalık tanınmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalıya ait "ICE BOYS" markasının, davacıya ait daha önce tescilli "ICE" ve "ICEBERG" markalarıyla benzerlik teşkil etmesi nedeniyle hükümsüzlüğüne karar verilen davada, davalının markasının tescilinden önce kullanımla ayırtedicilik kazanıp kazanmadığının tespiti gerekirken bu hususun incelenmemesi.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı markasının tescil başvurusu ve tescili, 556 sayılı KHK'nin 5194 sayılı Kanun ile değişiklik öncesi kullanımla ayırtedicilik kazanan markalara tanıdığı istisna hükmünün yürürlükte olduğu dönemde gerçekleştiğinden, davalının bu haktan yararlanıp yararlanamayacağının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Taklit ürünleri satmak suretiyle marka hakkına tecavüz suçundan ceza mahkemesinde yargılanan mağaza çalışanlarının, marka hükümsüzlüğü davası açma ehliyetinin bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Markanın hükümsüzlüğünü isteyebilecek "zarar gören kişi" kavramının geniş yorumlanması ve 556 sayılı KHK'nin 61/c maddesi gereğince marka hakkına tecavüz yoluyla kullanılan ürünleri satan ve bu nedenle yargılanan davacıların, tanınmış bir marka ile iltibas oluşturduğu iddiasıyla marka hükümsüzlüğü davası açma ehliyetine sahip oldukları gözetilerek, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı tarafından yayımlanan gazetenin, davacının marka hakkına tecavüz oluşturup oluşturmadığı ve davalıların, 5187 sayılı Basın Kanunu'nun 9/2. maddesinde düzenlenen istisnadan yararlanıp yararlanamayacağı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Ceza mahkemesinin beraat kararının hukuk hakimini, suçun oluşmadığının tespitine ilişkin maddi olgular bakımından bağlayıcı nitelikte olduğu, ancak Anayasa Mahkemesi'nin 5187 sayılı Basın Kanunu'nun 9/2. maddesinin ikinci cümlesini iptal etmesiyle oluşan yeni hukuki durum nedeniyle, ceza mahkemesi kararının kesinleşmesinin beklenmesine gerek kalmadığı ve yerel mahkemenin direnme kararının bu yönüyle yerinde olduğu gözetilerek, dosyanın işin esasına ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacıların daha önce tescil ettirdikleri markaları ile davalının sonradan tescil ettirdiği marka arasında benzerlik bulunup bulunmadığı ve bu benzerliğin davalı markasının hükümsüzlüğüne yol açıp açmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıların tescilli markalarının hukuki korumasından yararlanma hakkı bulunduğu ve davalı markası ile davacı markaları arasında 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesi kapsamında karıştırılma ihtimali yaratan benzerlik bulunduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının tanınmış markasıyla benzer bir markanın, davalı tarafından farklı ürünler için tescil ettirilmek istenmesi üzerine, davacının 556 sayılı KHK'nin 8/4. maddesi uyarınca haksız yararlanma, itibar zedelenmesi ve ayırt edici karakterin zedelenmesi iddiasıyla açtığı marka hükümsüzlük davasında, davalı markanın tescilinin bu madde kapsamında reddi gerektirip gerektirmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Tanınmış markanın, kişisel bakım ürünleri sektöründeki traş bıçakları için tescilli olması, davalı şirketin markasının ise endüstriyel ve zirai alet/makine sektöründe kullanılacak olması, her iki markanın hitap ettiği tüketici kitlesi ve ürünlerin kullanım amaçlarının farklılığı gözetilerek, davalı markanın kullanımının davacının tanınmış markasından haksız yararlanma, itibarını zedeleme veya ayırt edici karakterini zedeleme sonucunu doğurmayacağı değerlendirilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Marka hakkına tecavüz nedeniyle davacının yoksun kaldığı kazancın nasıl hesaplanması gerektiği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının yoksun kaldığı kazancın hesaplanması için 556 sayılı KHK'nın 66/2. maddesinde belirtilen yöntemlerden birinin seçilmesi gerektiği, davacının bu yöntemlerden 66/2-a maddesinde belirtilen yöntemi seçtiği, dosyada davacının yoksun kaldığı kazancın bu maddeye göre hesaplanmasına esas olabilecek yeterli veri bulunduğu ve bu nedenle BK'nın 42. maddesinin uygulanamayacağı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.