Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“6111 Sayılı Kanun”
- Uyuşmazlık: Davacının, tarım Bağ-Kur sigortalılığı tespiti davası devam ederken 6111 sayılı Kanun'dan yararlanma talebinin reddedilmesi üzerine, tespit davasının lehte sonuçlanmasının ardından tekrar yaptığı başvurunun da reddedilmesi nedeniyle açılan tespit davasında, davacının 6111 sayılı Kanun'dan yararlandırılıp yararlandırılmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı Kurum'un, davacının ürün bedellerinden prim tahsil etmesine rağmen, davacıyı resen kayıt ve tescil etmeyerek kanuni yükümlülüğünü ihlal ettiği, bu nedenle davacının dava açmak zorunda kaldığı ve 6111 sayılı Kanun'un 14. maddesindeki dava şartına rağmen, bu durumun olumsuz sonuçlarının davacıya yüklenemeyeceği gözetilerek, yerel mahkemenin davacının 6111 sayılı Kanun'dan yararlandırılmasına ilişkin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kayserili Hacı Ahmet Paşa Vakfı'nın vakıf evlatlarının 2008 ve 2009 yıllarına ait galle fazlası alacaklarının tespiti ve tahsili davasında, 6111 sayılı Kanun ile değişik 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 7. maddesindeki intifa haklarına ilişkin hükümlerin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Vakıf evlatlarının galle fazlası alacaklarının, 6111 sayılı Kanun ile değişik 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 7. maddesi uyarınca, mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren beş yıllık süre ve vakfın son beş yıldaki malvarlığı, gelirleri ve giderleri ile sınırlı olarak hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 6111 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sigortalıya yapılan tedavi giderlerinden dolayı sigorta şirketlerinin Sosyal Güvenlik Kurumu'na karşı sorumluluktan kurtulması için 6111 sayılı Kanun'un 59. ve Geçici 1. maddesinde belirtilen tutarları Sosyal Güvenlik Kurumu'na aktarmasının zorunlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6111 sayılı Kanun'un 59. maddesi ile 2918 sayılı Kanun'un 98. maddesinde yapılan değişiklik ve 6111 sayılı Kanun'un Geçici 1. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, sigorta şirketlerinin yapacağı aktarım ile prim aktarma borçlarının sona ereceği, aktarım yapılmaması halinde ise Kurum'un sigorta şirketine, Güvence Hesabına, işletene ve şoföre rücu hakkının devam edeceği şeklindeki yorumun kanunun amacına uygun düşmeyeceği ve Kurum'un süresinde aktarılmayan prim ve katkı payları için sigorta şirketlerine karşı 5510 sayılı Kanun'un 89. maddesine göre takip yaparak tahsil yetkisi bulunduğu gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: 6111 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten önce meydana gelen trafik kazaları sebebiyle sigortalıya yapılan tedavi giderlerinden dolayı sigorta şirketlerinin Sosyal Güvenlik Kurumu'na karşı sorumluluktan kurtulması için 6111 sayılı Kanun'un 59. ve Geçici 1. maddesinde belirtilen tutarları Kuruma aktarmasının zorunlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6111 sayılı Kanun'un 59. maddesi ile 2918 sayılı Kanun'un 98. maddesinde yapılan değişiklik ve 6111 sayılı Kanun'un Geçici 1. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, sigorta şirketlerinin yapacağı aktarım ile prim aktarma borcunun sona ereceği, aktarım yapılmaması halinde ise Kurum'un sigorta şirketine rücu hakkının bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: 6111 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten önce meydana gelen trafik kazaları sebebiyle sigortalıya yapılan tedavi giderlerinden dolayı sigorta şirketlerinin Sosyal Güvenlik Kurumu'na karşı sorumluluktan kurtulması için 6111 sayılı Kanun'un 59. ve Geçici 1. maddelerinde belirtilen tutarları Sosyal Güvenlik Kurumu'na aktarmasının zorunlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6111 sayılı Kanun'un 59. maddesi ile 2918 sayılı Kanun'un 98. maddesinde yapılan değişiklik ve 6111 sayılı Kanun'un Geçici 1. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, sigorta şirketlerinin yapacağı aktarım ile prim aktarma borçlarının sona ereceği, aktarım yapılmaması halinde ise Kurum'un sigorta şirketine, Güvence Hesabına, işletene ve şoföre rücu hakkının devam edeceği kabul edildiğinden yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: 6111 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten önce meydana gelen trafik kazaları sebebiyle sigortalıya yapılan tedavi giderlerinden dolayı sigorta şirketlerinin Sosyal Güvenlik Kurumu'na karşı sorumluluktan kurtulması için 6111 sayılı Kanun'un 59. ve Geçici 1. maddesinde belirtilen tutarları Kuruma aktarmasının zorunlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6111 sayılı Kanun'un 59. maddesi ile 2918 sayılı Kanun'un 98. maddesinde yapılan değişikliğin yürürlük tarihi olan 25.02.2011 tarihinden itibaren sigorta şirketlerine, Güvence Hesabına, sürücü ve işletene karşı Sosyal Güvenlik Kurumu'nun rücu hakkının sona erdiği, Kurumun süresinde aktarılmayan prim ve katkı payları için sigorta şirketlerine karşı 5510 sayılı Kanun'un 89. maddesine göre takip yaparak tahsil yetkisi bulunduğu gözetilerek direnme kararı onanmış, ancak davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daire'ye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 6111 sayılı Kanun uyarınca başka bir kamu kurumundan naklen gelen işçinin, yeni kurumunda yetkili sendikaya üye olduktan sonra, toplu iş sözleşmesi uyarınca yapılacak ücret intibakında önceki kurumdaki kıdeminin dikkate alınıp alınmayacağı ve işverenin eşit davranma borcuna aykırılık teşkil edip etmediği hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Toplu iş sözleşmesinde naklen gelen işçilerin ücret intibakının önceki kurumdaki ücret seviyeleri esas alınarak yapılacağının kararlaştırılmış olması, bu intibak uygulamasının tüm naklen gelen işçilere aynı şekilde uygulanması ve işçinin önceki kurumdaki kıdeminin yeni kurumdaki ücret seviyesinin belirlenmesinde objektif bir kriter olarak değerlendirilememesi gözetilerek, işverenin eşit davranma borcuna aykırı davranmadığı sonucuna varılarak yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğu iddiası ileri sürülmemişken, tebligat usulsüzlüğünün mahkemece resen dikkate alınıp alınamayacağı ve buna bağlı olarak davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Tebligat Kanunu'nun şekli niteliği ve savunma hakkı ile olan bağlantısı gereği, tebligat usulsüzlüğünün mahkemece resen gözetilmesi gerektiği, bu nedenle somut olayda ödeme emri tebliğinin usulsüz olması sebebiyle davanın süresinde açılmış sayılması gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.