Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“6183 Sayılı Yasa”
- Uyuşmazlık: 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun'a tabi bir alacağın genel hükümler çerçevesinde takip edilip edilemeyeceği ve bu konuda idarenin seçimlik hakkının bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6183 sayılı Kanun'un 1. maddesi ve İİK'nın 47. maddesi hükmünün, idareye genel hükümler uyarınca takip ve dava yoluna başvurma imkanı tanıdığı, bu nedenle davacının genel hükümler çerçevesinde takip ve dava yoluna başvurmasında hukuki yararının bulunduğu gözetilerek, direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından düzenlenen ödeme emrine karşı açılan iptal davasında, 7 günlük hak düşürücü sürenin geçirilmesi halinde, davacının dernekte üst düzey yönetici olup olmadığının araştırılması ve 3. kişi konumunda ise süresinde dava açmış sayılıp sayılmayacağı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: 506 sayılı Kanun'un 80. maddesi gereğince, derneğin sadece yönetim kurulu üyesi olmak prim borcundan sorumlu tutulmak için yeterli olmadığı, davacının temsil ve ilzam yetkisinin bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiği, 3. kişi konumunda olanların hak arama hürriyetleri de gözetilerek 7 günlük hak düşürücü sürenin geçirilmesi halinde dahi menfi tespit davası açılabileceği değerlendirilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 79. maddesi uyarınca Sosyal Güvenlik Kurumu'na karşı açılan menfi tespit davasında görevli mahkemenin genel mahkemeler mi yoksa iş mahkemeleri mi olduğu hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Uyuşmazlığın, haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahıs ile Sosyal Güvenlik Kurumu arasında sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan bir uyuşmazlık olmayıp, 6183 sayılı Kanun’un 79. maddesi uyarınca üçüncü şahıslardaki mal ve hakların haczine ilişkin olması ve anılan kanun maddesinde menfi tespit davasında genel mahkemelerin görevli olduğunun açıkça belirtilmiş olması gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca düzenlenen ödeme emrine karşı açılan menfi tespit davasında, idari yargıda açılan davanın görevsizlik kararı ile sonuçlanmasının ardından adli yargıda açılan davanın hak düşürücü süreye tabi olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6183 sayılı Kanun'un 58. maddesinde ödeme emrine itiraz için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü olduğu, bu sürenin dışında menfi tespit davası açılamayacağı, ancak idari yargıda açılan davanın görevsizlik nedeniyle reddine dair kararın kesinleşmesinden sonra 10 gün içinde adli yargıda açılan davanın, hatalı yargı yolunda açılan davanın devamı niteliğinde kabul edileceği ve hak düşürücü sürenin korunacağı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sosyal Güvenlik Kurumu prim borcu nedeniyle düzenlenen ödeme emrine karşı açılan iptal davasının, hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı ve idari yargıda açılan davanın hak düşürücü süreye etkisinin ne olduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 58. maddesinde ödeme emrine itiraz için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü olduğu, ödeme emrinin iptaline yönelik davanın da bu süreye tabi menfi tespit niteliğinde olduğu ve idari yargıda açılan davanın HUMK'da düzenleme olmamasına rağmen kıyasen HUMK 193. maddedeki 10 günlük süreye göre değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca gönderilen ödeme emrine karşı açılan davanın, kanunun 58. maddesinde öngörülen 7 günlük süre içerisinde açılıp açılmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıya gönderilen ödeme emrinde itiraz yolunun iş mahkemesi olduğu belirtilmeyip sadece vergi itiraz komisyonundan bahsedilmesi ve davacının bu yolla yaptığı itirazın Kurum tarafından esastan reddedilmesi nedeniyle davacının hak arama özgürlüğünün zedelendiği ve Kuruma yapılan başvurunun hatalı merciye yapılmış sayılarak 7 günlük dava açma süresini kestiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmış, ancak işin esasına ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daire'ye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Dava dışı şirket adına düzenlenen ve davacıya tebliğ edilen ödeme emrine karşı, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının şirketin müdürü ve hissedarı olması, ödeme emrinin davacı adresine gönderilmesi ve Kurum'un davacıdan alacak talep etmesi nedeniyle, davacının hukuki durumunun güncel ve ciddi bir tehlike altında olması ve hukuki durumunun tereddütlü olması gözetilerek, davacının borçlu olmadığının tespitine yönelik dava açmasında hukuki yararının bulunduğu kabul edilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sosyal Sigortalar Kurumu'nun eksik işçilik bildirimi nedeniyle tahakkuk ettirdiği prim ve gecikme zammı alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Prim alacağının muaccel olduğu tarihte yürürlükte olan 506 sayılı Kanun'un 80. maddesi uyarınca, zamanaşımı süresinin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Hakkında Kanun'un 102. maddesinde belirtilen 5 yıl olduğu, 5198 sayılı Kanun ile yapılan değişikliğin ise sonraki tarihlerde muaccel olan alacaklar için geçerli olacağı gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.