Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“6292 Sayılı Orman Kanunu”
- Uyuşmazlık: Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ve Hazine adına tescili istemine ilişkin davada, 6292 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B ve 7. maddeleri gereğince davanın durdurulup durdurulamayacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi kapsamında olduğu ve 6292 sayılı Kanun'un 7. maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle kişiler adına kayıtlı taşınmazlar hakkında açılan davalardan vazgeçilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin Hazinenin davadan vazgeçmiş sayılmasına ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu orman olarak tescil edilen taşınmazın zilyetliğine dayalı tapu iptali ve tescil davasında uygulanacak hak düşürücü süre.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 4. maddesi uyarınca yapılan orman tespitleri için de aynı kanunun 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanması gerektiği, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 11/1. maddesindeki düzenlemenin aksine zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davalarında da bu sürenin geçerli olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmış, ancak işin esasına ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 4. maddesi uyarınca orman olarak tespit edilip Hazine adına tescil edilen taşınmaz için açılan zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davasında uygulanacak hak düşürücü süre.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 4. maddesi uyarınca yapılan orman tespitlerinde de, diğer kadastro tespitleri gibi, aynı Kanun'un 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanacağı, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 11/1. maddesindeki hak düşürücü sürenin uygulanmasının Anayasal mülkiyet hakkına aykırı olacağı ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nda farklı bir süre öngörülmediği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 4. maddesi uyarınca orman olarak tespit edilip Hazine adına tescil edilen taşınmaz için zamanaşımı yoluyla zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davasında uygulanacak hak düşürücü süre ile dava açma ehliyetinin kapsamı.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nda taşınmazın niteliğine göre farklı hak düşürücü süreler öngörülmediği, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 11. maddesindeki değişiklik ile de tapulu olsun veya olmasın kadastrodan önceki zilyetliğe dayanarak on yıllık hak düşürücü süre içinde dava açılabileceği gözetilerek direnme kararı uygun bulunmuş, ancak işin esasına ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu orman olarak tescil edilen ve Hazine adına tapuya kaydedilen taşınmaz için zamanaşımı yoluyla zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davası açılması durumunda uygulanacak hak düşürücü süre ile dava açma imkanının belirlenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 4. maddesi uyarınca yapılan kadastro işlemlerinde, taşınmazın niteliği orman olarak belirlendiğinde dahi 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 11. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi birlikte değerlendirilerek, tapuya dayalı olsun veya olmasın zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davalarında 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açılabileceği gözetilerek direnme kararı uygun bulunmuş ve dosya esas incelemesi için Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışması sonucu orman olarak tescil edilen taşınmaz için zamanaşımı yoluyla zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davasında uygulanacak hak düşürücü süre ile ilgili uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 4. maddesi uyarınca yapılan orman tahdidi işlemlerinde, kadastro tutanaklarına itiraz için öngörülen 30 günlük süre dışında, tapulu ya da tapusuz tüm taşınmazlar için 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açılabileceği gözetilerek direnme kararı uygun bulunmuş ve dosya işin esasının incelenmesi için Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi kapsamında Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmaz üzerinde fiili kullanıcı olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmazı 1992 yılında satın aldığına dair senet, emlak vergisi ödemeleri ve tanık beyanları gibi delillerin, 2/B arazilerinde fiili kullanımın tespiti için yeterli olduğu, zilyetliğin değil fiili kullanımın esas alınması gerektiği ve davacının kullanım kadastrosu öncesinde taşınmazı fiilen kullandığının kabulü gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi kapsamında orman sınırları dışına çıkarılıp çıkarılmadığı ve bu hususun tapu kaydına şerh edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın 1942 yılındaki orman tahdidiyle orman sınırları içinde kaldığı, 1976 yılında yapılan 2/B uygulamasının iptal edildiği, 1989 yılındaki kadastro çalışmalarına konu olmadığı ve orman sınırları içindeki taşınmazın mahkeme kararıyla orman dışına çıkarılamayacağı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 6292 sayılı Kanun'un 7. maddesi kapsamında açılan taşınmazların bedelsiz iadesi davasında, davanın maktu harca mı yoksa nispi harca mı tabi olduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 6292 sayılı Kanun'un 7. maddesinde düzenlenen bedelsiz iade talebinin, tapu iptali ve tescil davası niteliğinde olmayıp, özel yasadan kaynaklanan bir tespit davası niteliğinde olduğu ve bedelsiz iade talebinde para ile ölçülebilen bir değer esası bulunmadığı gözetilerek davanın maktu harca tabi olduğuna ve direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi kapsamında Hazine adına tescil edilen taşınmaz için açılan kullanım kadastrosuna itiraz davasında, davacının kadastro tarihi itibarıyla fiili kullanımını ispat edip edemediği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı adına emlak vergisi kaydı ve tapu kaydındaki kullanıcı şerhlerinin araştırılmadan, taraf teşkili eksikliği giderilmeden ve fiili kullanımın belirlenmesi için yeterli inceleme yapılmadan hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan, Özel Daire bozma kararında belirtilen hususların incelenmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 2/B maddesi uyarınca orman sınırı dışına çıkarılan ve Hazine adına tescil edilen taşınmaz için açılan kullanım kadastrosuna itiraz davasında, davacının kadastro tarihi itibarıyla fiili kullanımının ispat edilip edilmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmazı satın aldığına dair harici satış senedi, yıllarca vergi ödemesi, tanık beyanları ve taşınmazın yerleşim yeri içinde olması gibi olguların, davacının fiili kullanımını ispatlamaya yeterli olduğu değerlendirilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi kapsamında orman sınırları dışına çıkarılıp çıkarılmadığı ve buna bağlı olarak tapu kaydına bu hususun şerh edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın 1942 yılında kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı, 1976 yılında yapılan kadastro işleminin iptal edildiği, 1989 yılındaki çalışmalarda 2/B uygulamasına konu edilmediği ve hükmen tescil kararındaki gerekçenin kesin hüküm oluşturmadığı gözetilerek, taşınmazın 2/B kapsamında olmadığına ve davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.