Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“6831 Sayılı Orman Kanunu”
- Uyuşmazlık: Davacı tarafından tapu kaydının kadastro çalışmaları sırasında uygulanmaması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın bulunduğu alanın orman kadastrosu ile orman sınırları içerisinde kaldığının tespit edilmesi, davacının tapu kaydının daha eski tarihli olması ve orman tahdit çalışmalarının kesinleşmesinden sonra itiraz yoluna başvurmaması, ayrıca 4785 sayılı Kanun ile ormanların devletleştirilmesi nedeniyle davacının tapu kaydının hukuki değerini yitirmesi ve 4721 sayılı Kanun'un 1007. maddesi koşullarının oluşmaması gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalının neden olduğu orman yangını nedeniyle 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 114. maddesi gereğince ağaçlandırma giderine ilişkin tazminat isteminin olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yangının örtü yangını niteliğinde olduğu ve yapılan keşif ve bilirkişi raporlarında tamamen veya kısmen yanmış ağaç ve ağaççık bulunmadığı, toprak yapısında bir zarar oluşmadığı tespit edilerek davacı idarenin gerçek bir zararının olmadığı gözetilerek, mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ve Hazine adına tescili istemine ilişkin davada, 6292 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B ve 7. maddeleri gereğince davanın durdurulup durdurulamayacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi kapsamında olduğu ve 6292 sayılı Kanun'un 7. maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle kişiler adına kayıtlı taşınmazlar hakkında açılan davalardan vazgeçilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin Hazinenin davadan vazgeçmiş sayılmasına ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Orman vasfındaki bir arazinin kullanım hakkının hangi köye ait olduğu ve bir köyün diğerinin kullanımına engel olup olamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu yerin orman vasfında olması ve 6831 sayılı Orman Kanunu uyarınca orman vasıflı alanlardaki yararlanma şeklini ve bölgelerini belirleme yetkisinin orman idaresine ait olması gözetilerek, sınır tespiti ve el atmanın önlenmesi istemlerinin reddine ve yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hazine'nin, 1971 yılında kesinleşen arazi kadastrosundan sonra yapılan 1995 tarihli orman kadastrosuna dayanarak açtığı tapu iptali ve tescil davasında, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanıp uygulanmayacağı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Hazine'nin, dava konusu taşınmaz için 1971 yılında kesinleşen arazi kadastrosundan sonraki bir tarihte kesinleşen orman kadastrosuna dayanarak dava açması sebebiyle, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanamayacağı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu orman olarak tescil edilen taşınmazın zilyetliğine dayalı tapu iptali ve tescil davasında uygulanacak hak düşürücü süre.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 4. maddesi uyarınca yapılan orman tespitleri için de aynı kanunun 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanması gerektiği, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 11/1. maddesindeki düzenlemenin aksine zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davalarında da bu sürenin geçerli olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmış, ancak işin esasına ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 4. maddesi uyarınca orman olarak tespit edilip Hazine adına tescil edilen taşınmaz için açılan zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davasında uygulanacak hak düşürücü süre.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 4. maddesi uyarınca yapılan orman tespitlerinde de, diğer kadastro tespitleri gibi, aynı Kanun'un 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanacağı, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 11/1. maddesindeki hak düşürücü sürenin uygulanmasının Anayasal mülkiyet hakkına aykırı olacağı ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nda farklı bir süre öngörülmediği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Genel arazi kadastrosundan sonra yapılan orman kadastrosu ve 2/B uygulamasının ikinci kadastro niteliğinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22. maddesinin ikinci kadastro yasağını arazi kadastrosu için öngördüğü, orman kadastrosunun ise 6831 sayılı Orman Kanunu'na göre farklı bir yöntemle yapıldığı, 3402 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten sonraki uygulamalarda "dolu pafta" sistemiyle orman alanlarının arazi kadastrosu kapsamında belirlendiği gözetilerek, somut olayda 766 sayılı Tapulama Kanunu'na göre yapılan genel arazi kadastrosundan sonra 6831 sayılı Orman Kanunu'na göre yapılan orman kadastrosunun ikinci kadastro sayılamayacağına ve direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, çekişmeli taşınmazın orman içi açıklık niteliğinde mi yoksa zilyetlikle kazanıma elverişli tarım arazisi vasfında mı olduğu hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Çekişmeli taşınmazın etrafının orman parseliyle çevrili olması ve orman bütünlüğünü bozma ihtimali nedeniyle 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca orman içi açıklık olarak nitelendirilmesi gerektiği, bu nedenle zilyetlikle kazanım iddiasının kabul edilemeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 4. maddesi uyarınca orman olarak tespit edilip Hazine adına tescil edilen taşınmaz için zamanaşımı yoluyla zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davasında uygulanacak hak düşürücü süre ile dava açma ehliyetinin kapsamı.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nda taşınmazın niteliğine göre farklı hak düşürücü süreler öngörülmediği, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 11. maddesindeki değişiklik ile de tapulu olsun veya olmasın kadastrodan önceki zilyetliğe dayanarak on yıllık hak düşürücü süre içinde dava açılabileceği gözetilerek direnme kararı uygun bulunmuş, ancak işin esasına ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu orman olarak tescil edilen taşınmaz için zamanaşımı yoluyla mülkiyet iddiasında bulunulan tapu iptali ve tescil davasında uygulanacak hak düşürücü süre ile ilgili uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 4. maddesi uyarınca yapılan kadastro işlemlerinde, taşınmazın niteliği ne olursa olsun, zamanaşımı yoluyla mülkiyet iddiasında bulunmak için öngörülen hak düşürücü sürenin tek tip (10 yıl) olduğu ve 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 11. maddesindeki düzenlemenin aksine, zilyetliğe dayalı davalarda da bu sürenin geçerli olduğu gözetilerek, direnme kararı uygun bulunmuş ve işin esasına ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.