Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“818 Sayılı BK”
- Uyuşmazlık: Haksız alıkonulan konteynerler nedeniyle uğranılan zararın tazmini davasında, zararın hesaplanmasında kullanılan "kira ücreti" kavramı ve haksız alıkoymanın devamı halinde tazminat talebi için hangi zamanaşımı süresinin uygulanacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının zararının sürekli ve belirlenebilir nitelikte olması ve her günün zararına ait haksız fiil zamanaşımı süresinin o günden itibaren işlemeye başlaması gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı tarafından apartman girişine asılan ilanların davacının kişilik haklarına saldırı teşkil edip etmediği ve manevi tazminat yerine tecavüzün kınanması kararı verilip verilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Hâkimin manevi tazminatın şeklini belirlemede takdir yetkisine sahip olduğu, ancak bu takdir yetkisini kullanırken somut olayın özelliklerini ve objektif kriterleri değerlendirmesi gerektiği, bu durumda ceza mahkemesinin mahkûmiyet kararının da gözetilerek yerel mahkemenin manevi tazminata hükmetmesinin uygun olduğu değerlendirilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: İşçinin rekabet yasağı sözleşmesinin ihlalinin iddia edildiği davada, sözleşmenin yapıldığı tarihte yürürlükte olan 818 sayılı BK ile ihlalin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan 6098 sayılı TBK'dan hangisinin uygulanacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Rekabet yasağı sözleşmesinin yapıldığı tarihte yürürlükte olan 818 sayılı BK'ya göre sözleşmenin yer sınırlaması içermemesi sebebiyle geçersiz olduğu, 6098 sayılı TBK'nın 445/2. maddesindeki hâkimin rekabet yasağına müdahale yetkisinin başlangıçtan itibaren geçersiz olan bir sözleşmeye uygulanmasının mümkün olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının bankadaki parasının, nüfus cüzdanı ve hesap cüzdanının aynı evde kaldığı arkadaşı tarafından kullanılması suretiyle çekilmesi nedeniyle bankaya açtığı tazminat davasında, davacıya müterafik kusur yüklenip yüklenemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Bankaların mevduatları sahteciliğe karşı koruma yükümlülüğü altında olmaları ve davacının içinde bulunduğu özel durum da değerlendirilerek davacıya müterafik kusur yüklenemeyeceği ve bankanın, çalışanlarının ihmali nedeniyle oluşan zarardan sorumlu olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Bankanın, davacı şirketin yetkisiz çalışanı tarafından gerçekleştirilen usulsüz kredi işlemleri nedeniyle oluşan zarardan sorumluluğunun kapsamı ve davacı şirketin müterafik kusurunun bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Bankanın, kredi işlemlerinde objektif özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı ve davacı şirketin de çalışanı üzerindeki denetim yükümlülüğünü ihlal ederek zararın oluşumuna katkıda bulunduğu, bu nedenle davacı şirketin müterafik kusurunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sahte belgelerle açılan çek hesabı nedeniyle çek hamilinin uğradığı zarardan bankanın sorumlu olup olmadığı ve çek hamilinin müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bankanın sahte belgelerle hesap açarken özen yükümlülüğünü ihlal ettiği, ancak çek hamilinin de ticari ilişkide gerekli özeni göstermediği ve bu nedenle müterafik kusurlu olduğu gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kişilik haklarına saldırı nedeniyle açılan manevi tazminat davasında, manevi zararın giderilmesi için para ile tazminata hükmedilmesi yerine tecavüzün kınanması ile yetinilip yetinilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Hâkimin 818 sayılı BK'nın 49/3. maddesi (6098 sayılı TBK m. 58/2) uyarınca manevi tazminatın içeriğini belirleme konusunda takdir yetkisine sahip olduğu, bu yetkiyi kullanırken somut olayın özelliklerini ve objektif kriterleri değerlendirmesi gerektiği, yerel mahkemenin davalı hakkında para cezası ile tecavüzün kınanması yerine manevi tazminata hükmetmesinin hukuka uygun olduğu gözetilerek direnme kararı onanmış, ancak tazminat miktarının denetimi için dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Taraflar arasında düzenlenen "kefalet sözleşmesi" başlıklı belgenin hukuki niteliğinin kefalet mi yoksa garanti sözleşmesi mi olduğu ve buna bağlı olarak davalının davacıya karşı sorumluluğunun bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sözleşmenin başlığı "Kefalet Sözleşmesi" olsa da, içeriği incelendiğinde davalının borçlu şirketin akaryakıt borçlarını ödememesi halinde sorumluluk altına girdiği, bu yükümlülüğün asıl borca bağlı olduğu, davalının borçlu şirketin şahsına yönelik bir teminat verdiği, ayrıca kefalet sözleşmesi için öngörülen şekil şartlarından olan kefilin sorumlu olduğu miktarın belirtilmemiş olması gözetilerek, sözleşmenin geçersiz bir kefalet sözleşmesi olarak nitelendirilmesi ve davalının sorumluluğunun olmadığı gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptali nedeniyle açılan tazminat davasında, 818 sayılı BK'nın 60. maddesindeki haksız fiil zamanaşımı sürelerinin mi yoksa 125. maddesindeki 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin mi uygulanacağı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca devletin tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan dolayı kusursuz sorumluluğunun olduğu ve bu sorumluluğun haksız fiilden farklı bir hukuki nitelik taşıdığı, dolayısıyla haksız fiile ilişkin 818 sayılı BK'nın 60. maddesindeki zamanaşımı hükümlerinin uygulanamayacağı, bunun yerine aynı Kanun'un 125. maddesindeki 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği gözetilerek, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Taraflar arasında düzenlenen birleşme protokolüne göre hazırlanması gereken denetim raporunun sunulmaması sebebiyle birleşmenin gerçekleşmemesi üzerine açılan menfi zarar davasında, davalının protokole aykırı davranışı ile birleşmenin gerçekleşmemesi arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının, birleşme protokolüne aykırı olarak denetim raporunu zamanında ve Türkçe olarak sunmamasının protokole aykırılık teşkil ettiği, birleşmenin gerçekleşmemesine sebep olan temel edimlerden birinin yerine getirilmemiş olması nedeniyle davacının menfi zararını talep edebileceği, kesin vadeli bir sözleşme olması nedeniyle de ayrıca ek süre verilmesine gerek olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına, ancak tazminat miktarına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının müteselsil kefil olduğu kredi sözleşmesi kapsamında hesabına konulan blokenin kaldırılması talebinin reddine ilişkin temyiz incelemesi sonucu bozulan yerel mahkeme kararına karşı direnme kararının onanıp onanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının kefil olduğu kredi sözleşmesinin 6098 sayılı TBK'nın yürürlüğe girmesinden önce düzenlenmiş olması sebebiyle genel işlem koşullarına ilişkin hükümlerin uygulanamayacağı, davalı bankanın asıl borçlunun aracına koyduğu rehnin kaldırılması karşılığında aldığı 16.000 TL'yi asıl borçlunun diğer borçlarına mahsup etmesinin 818 sayılı BK m. 500/1 gereğince teminatın kefilin zararına azaltılması niteliğinde olduğu ve bu nedenle davacının hesabına konulan blokenin kaldırılması gerektiği gözetilerek, direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sahte imza ile keşide edilmiş çekin davalı banka tarafından ödenmesi nedeniyle, çek karnesini çaldıran davacıya müterafik kusur yüklenip yüklenemeyeceği ve kusur tespitinin kim tarafından yapılacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı bankanın, çek karnesinin çalındığı bilgisi verilmesine ve çeklerin sistem üzerinden iptal edilmesine rağmen sahte imzalı çeki ödemesi, bankanın objektif özen yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini gösterdiğinden ve davacının çeklerin çalınması olayında kusurlu davranışı bulunmadığından, davacının müterafik kusurundan söz edilemeyeceği ve bankanın sorumluluğunun devam ettiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.