Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Adi Kredi Sözleşmesi”
- Uyuşmazlık: Davalı kefilin, kredi geri ödeme kefalet sözleşmeleri kapsamında, borçlu şirkete kullandırılan nakdi ve gayri nakdi kredilerden kaynaklanan borçlardan sorumlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı kefilin, nakdi kredi için kefalet sözleşmesinde belirtilen miktar kadar sorumluluğu bulunduğu, ödemeyi gerçekleştirdiği için bakiye borçtan sorumlu olmadığı, gayri nakdi kredi için ise, kefalet sözleşmesinin dayanağı olan protokol hükümleri ve dürüstlük kuralı gözetilerek, teminat mektubu şeklindeki kredi kullandırımının kefalet kapsamında olduğu ve davalının sorumluluğunun bulunduğu gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Banka tarafından kredi kartı borcundan dolayı kefile karşı açılan itirazın iptali davasında, bankanın kefile başvuru hakkının olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 10. maddesi gereğince, bankanın kefile başvurabilmesi için öncelikle asıl borçluya başvurması ve bu takibin semeresiz kalması gerektiği, somut olayda bankanın bu koşulu sağlamadığının anlaşılması gözetilerek yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı ile davalı arasında imzalanan sözleşmenin hukuki niteliğinin ne olduğu (adi ortaklık, miras taksim sözleşmesi veya yolcu taşıma hattı ortaklık sözleşmesi) ve davacının bu sözleşmeden kaynaklanan alacaklarının olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasındaki sözleşmenin, sermaye payı, ortak amaç ve işbirliği unsurları taşımaması nedeniyle adi ortaklık veya miras taksim sözleşmesi olarak nitelendirilemeyeceği, ancak yolcu taşıma hattı ortaklık sözleşmesi olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenle de mahkemece sözleşme hükümleri doğrultusunda davacının hissesine tekabül eden bedelin hesaplanarak karar verilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına ve bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı tüketicinin, teslim edilmeyen konut için davalı yüklenici ile imzaladığı satış vaadi sözleşmesi ve davalı bankadan aldığı bağlı kredi nedeniyle bankanın da sorumlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıya kullandırılan kredinin bağlı kredi niteliğinde olması ve konutun teslim edilmemesi sebebiyle davacı tüketicinin sözleşmeden dönme hakkını kullanması karşısında, satıcı ve banka TKHK 30. ve 35/2. maddeleri uyarınca müteselsilen sorumlu oldukları gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Adi kredi sözleşmesine dayalı takipte, borçluya ait farklı adreslere gönderilen ödeme emrinin tebliğinin usulüne uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Borçlunun kredi sözleşmesinde, vekaletnamesinde ve resmi kurumlardaki adres kayıtlarının aynı olması ve ödeme emrinin bu adrese Tebligat Kanunu'nun 35/son maddesi uyarınca çıkarılmasının usulüne uygun olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Satış sözleşmesinden dönen tüketicinin, sözleşmeyle satın almak istediği taşınmaz bedelinin finansmanı için kullandığı konut kredisi nedeniyle, dönme tarihine kadar ödediği kredi taksitlerinin banka tarafından erken kapama yapıldığı gerekçesiyle iade edilmeyen faize ve peşinata ilişkin kısmının tahsili istemidir.
Gerekçe ve Sonuç: Tüketicinin imzaladığı taahhütnamelerin haksız şart niteliğinde olduğu ve tüketiciyi bağlamayacağı, davalı banka ile tüketici arasındaki kredi sözleşmesinin bağlı kredi sözleşmesi niteliğinde olduğu ve bankanın 4077 sayılı TKHK'nın 10/5. maddesi gereği satıcı ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğu, dolayısıyla tüketicinin satış sözleşmesinden dönmesini haklı kılan sebeplerin varlığının araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacılar tarafından, davalı ortağın kötü yönetimi nedeniyle adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile davalı ortağın azli talep edilmiştir.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı şirketin hissesini devrettiği için davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararının onanmasına, diğer davacının fesih ve tasfiye talebi için adi ortaklık ilişkisi, işbirliği ve güven unsurları ile davalı ortağın yükümlülüklerini ihlal edip etmediği hususlarının değerlendirilmesi gerektiği, yöneticinin azli talebi için ise hükme esas alınan bilirkişi raporuna getirilen itirazların değerlendirilerek ek rapor alınması gerektiği gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebi.
Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesinin, davalıların kredi borcundan sorumluluğunun bulunmadığına dair tespitleri ve davacı bankanın aksini ispatlayamaması gözetilerek, davalıların itirazının kısmen kabulüne ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Adi ortaklığın borcu nedeniyle başlatılan takipte, ortaklığın üçüncü kişilerdeki alacağının haczedilip haczedilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmamasına rağmen, ticari faaliyette bulunması ve borçlarının olması nedeniyle, ortaklığın yaptığı işlerden kaynaklanan hak edişlerin, ortaklığın borcundan dolayı haczedilebileceği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Adi ortaklığın borcu nedeniyle başlatılan icra takibinde, ortaklığın üçüncü kişilerdeki alacağının haczedilip haczedilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmamasına rağmen, ortaklığın ticari faaliyetleri sonucu oluşan borçların ortaklığa ait olduğu ve bu borçlar nedeniyle ortaklığın üçüncü kişilerdeki alacağının haczedilebileceği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davalı kefillerin, davacı banka ile asıl borçlu arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi kapsamında verilen teminat mektuplarının bedellerini depo etme yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet sözleşmesinin, kefilin asıl borçlunun borcunu ödememesi halinde sorumlu olmayı taahhüt ettiği bir sözleşme türü olduğu, somut olayda ise kefillerin, genel kredi sözleşmesinde açıkça teminat mektubu bedelini depo etme yükümlülüğü altına girmedikleri, bu yükümlülüğün asıl borçluya ait olduğu gözetilerek, davalı kefiller yönünden davanın reddine dair verilen direnme kararı onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.