Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Alacaklı Hakları”
- Uyuşmazlık: Davacı şirket ortağının, ortaklıktan ayrılmadan önce kefil sıfatıyla ödediği şirket borcunu, hisse devrine ilişkin protokol hükümleri de gözetilerek, asıl borçlu şirketten talep edip edemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Kefilin, şirket ortaklığından ayrılmış olsa dahi kefaleten ödediği borcu, hisse devri protokolünde aksine bir hüküm bulunmadığı ve kefilin BK m. 496 hükmü gereği alacaklının haklarına halef olarak rücu hakkına sahip olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kefil tarafından açılan tasarrufun iptali davasında, dava önkoşulu olan "borcun tasarruftan önce doğması" koşulu açısından, borcun doğum tarihi olarak kefilin borcu ödeme tarihinin mi yoksa asıl borcun doğduğu tarihin mi esas alınacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kefilin, alacaklıya yaptığı ödeme ile alacaklının haklarına halef olacağı ve tasarrufun iptali isteminin de alacaklının haklarından biri olduğu gözetilerek, kefil yönünden borcun doğum tarihinin asıl borcun doğduğu tarih (kefil olunan kredi sözleşmesinin imza tarihi) olarak kabulü gerektiği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kefilin, şekle aykırı kefalet sözleşmesinin geçerliliğini kabul etmesi durumunda, mahkemenin bu aykırılığı re'sen gözetip gözetmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet sözleşmesinde TBK m. 583’te aranan şekil şartlarına uyulmamasının sözleşmeyi kesin hükümsüz kıldığı, kefilin geçerlilik kabulünün bu hükümsüzlüğü ortadan kaldırmayacağı ve hâkimin bu durumu re'sen gözetmesi gerektiği değerlendirilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davalının müteselsil kefil olduğu kredi sözleşmesinde kefalet tarihini içeren şekil şartlarına uyulmaması nedeniyle kefalet sözleşmesinin geçersiz olup olmadığı ve davacı lehine verilen kısmi kabul kararının, sadece davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince bozulmasının aleyhe hüküm verme yasağına aykırılık oluşturup oluşturmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet sözleşmesinde Kanunen aranan şekil şartlarının bulunmaması halinde sözleşmenin geçersiz olacağı ve hakimin bunu re'sen göz önünde bulundurması gerektiği, ancak bu hususun kamu düzeninden olmadığı, davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmadığı durumda, sadece davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince davanın reddine karar verilmesinin aleyhe hüküm verme yasağını ihlal ettiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İcra mahkemesinin, sıra cetveline yapılan şikâyeti incelerken, sıra cetvelinin iptali dışında yeni bir sıra cetveli düzenleyip düzenleyemeyeceği, şikâyetçinin talebini aşıp aleyhine hüküm kurup kuramayacağı ve diğer alacaklıların usuli kazanılmış haklarının gözetilip gözetilmeyeceği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: İcra mahkemesinin, sıra cetveline yönelik şikâyetlerde, yeni bir sıra cetveli düzenlemek yerine, sadece iptal kararı verip icra müdürlüğüne talimat vermesi gerektiği, şikâyetçinin talebini aşarak hüküm kuramayacağı ve diğer alacaklıların usuli kazanılmış haklarını da gözetmesi gerektiği hususları değerlendirilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İtirazın iptali davasının hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı ve kötüniyet tazminatı talebinin yerinde olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 158. maddesi uyarınca, usulden reddedilen bir davanın ardından zamanaşımı veya hak düşürücü süre geçmiş olsa dahi, alacaklının altmış günlük ek süre içinde dava açma hakkı bulunduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine ilişkin hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Borçlu ortağın şahsi borcundan dolayı adi ortaklığın hak ve alacakları üzerine haciz konulup konulmadığı ve bu hususun icra mahkemesince araştırılıp araştırılmayacağı hususunda uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığı ve ortaklık malvarlığının ortaklara elbirliği mülkiyeti ile ait olduğu, borçlu ortağın şahsi borcundan dolayı ortaklığın hak ve alacaklarına haciz konulamayacağı, sadece borçlu ortağın kar payı veya tasfiye payına haciz konulabileceği gözetilerek, icra mahkemesince bu hususun araştırılması gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Özet bulunamadı.
- Uyuşmazlık: Adi ortaklığın hak ve alacakları üzerine konulan haczin kaldırılması talebine ilişkin şikayetin reddine dair verilen direnme kararının hukuka uygunluğu.
Gerekçe ve Sonuç: Haciz ihbarnamesinin sadece adi ortaklığı oluşturan ortaklardan biri hakkında düzenlenmiş olması ve haczedilen alacağın nevinin adi ortaklığın doğmuş ve doğacak hak edişi olarak gösterilmemiş olması, dolayısıyla adi ortaklığın hak edişi üzerine konulmuş bir haciz bulunmaması gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İhalenin feshini isteyebilecek ilgililerden olmayan şikâyetçiden, İcra ve İflas Kanunu'nun 134. maddesinin üç ve dördüncü fıkraları gereğince ihale bedeli üzerinden nispi harç alınıp alınmayacağı ve ihale bedelinin %5'i oranında teminat göstermesinin gerekip gerekmediği hususu.
Gerekçe ve Sonuç: 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 134. maddesinin ikinci fıkrasında sayılan ilgililer dışında kalan kişilerin ihalenin feshini istemeleri halinde, kanunun 3. ve 4. fıkraları gereğince nispi harç ödemeleri ve teminat göstermeleri gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hacizli olarak satın alınan bir taşınmaz üzerindeki haczin, tebliğ tarihinin düzeltilmesi nedeniyle kaldırılmasının ardından, alacaklının talebiyle eski tarihle tekrar haciz konulup konulamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hacizli taşınmazı satın alan kişinin haczin hukuki sonuçlarına katlanması gerektiği, tebliğ tarihinin düzeltilmesine ilişkin icra mahkemesi kararının bozulmasının alacaklı lehine hak doğurduğu ve icra işlemlerinin eski haline getirilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Üçüncü kişiye ait işyerinde bulunan mallara haciz konulması talebinin, icra memuru tarafından haciz mahallinin borçlu ile ilgisinin olmadığı gerekçesiyle reddedilmesi üzerine yapılan şikayetin kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: İcra memurunun, haciz istenen malların üçüncü kişiye ait olduğu iddiası nedeniyle haciz talebini reddetme yetkisinin bulunmadığı, yapması gerekenin haciz işlemini gerçekleştirip üçüncü kişinin istihkak iddiasını tutanağa geçirerek İİK'nın 97 ve 99. maddeleri uyarınca istihkak prosedürünü işletmek olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.