Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Aleyhe Yorum Yasağı”
- Uyuşmazlık: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yapılan itiraz üzerine verilen yeni cezanın, önceki cezadan daha ağır olmasının cezayı aleyhe değiştirme yasağına uyup uymadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, davanın esasını çözmeyen bir karar olması ve lehe/aleyhe sonuçtan söz edilememesi, CMK’da itiraz yolunda cezayı aleyhe değiştirme yasağı düzenlenmemesi ve istisnai normların kıyas yoluyla genişletilememesi gözetilerek, itiraz üzerine verilen cezanın öncekinden daha ağır olmasının cezayı aleyhe değiştirme yasağına aykırı olmadığına ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının kabulüne karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında verilen silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkûmiyet hükmünün, Yargıtay tarafından silahlı terör örgütü yönetme suçunu oluşturduğu gerekçesiyle bozulmasına rağmen, yerel mahkemenin infaz şartlarının değişeceği ve daha ağır neticelere yol açacağı gerekçesiyle direnme kararının isabetli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay'ın lehe temyiz üzerine suç vasfında yaptığı değişikliğin, cezanın tür ve miktarı yönünden kazanılmış hakkı saklı tuttuğu, kanun koyucunun suçun niteliği veya adı yönünden sanık yararına kazanılmış bir hak tanımadığı ve yerel mahkemenin direnme gerekçesinin yasal dayanaktan yoksun olduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalının müteselsil kefil olduğu kredi sözleşmesinde kefalet tarihini içeren şekil şartlarına uyulmaması nedeniyle kefalet sözleşmesinin geçersiz olup olmadığı ve davacı lehine verilen kısmi kabul kararının, sadece davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince bozulmasının aleyhe hüküm verme yasağına aykırılık oluşturup oluşturmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet sözleşmesinde Kanunen aranan şekil şartlarının bulunmaması halinde sözleşmenin geçersiz olacağı ve hakimin bunu re'sen göz önünde bulundurması gerektiği, ancak bu hususun kamu düzeninden olmadığı, davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmadığı durumda, sadece davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince davanın reddine karar verilmesinin aleyhe hüküm verme yasağını ihlal ettiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan açılan davada, bozma öncesi kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen cezanın, bozma sonrası uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen cezaya nazaran sanık lehine bir kazanılmış hak olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: İddianamede sadece uyuşturucu madde ticareti yapma suçuna yer verildiği, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuna ilişkin herhangi bir iddia ve isnat bulunmadığı, bu suçtan dava açılmadığı ve iddianame kapsamındaki eylemin bu suça dönüşme ihtimalinin de bulunmadığı gözetilerek, ilk hükümde sanık lehine uygulanan cezanın kazanılmış hak olarak değerlendirilemeyeceği ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulü üzerine, sadece davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu bir itirazın iptali davasında, Bölge Adliye Mahkemesince asıl borçluya kat ihtarının tebliğ edilemediği gerekçesiyle 6098 sayılı Kanun'un 586/1. maddesi uyarınca müteselsil kefile başvuru koşullarının gerçekleşmediği ve bu hususun kamu düzenine ilişkin olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararını kaldırarak davanın reddine karar vermesinin hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6098 sayılı Kanun’un 586/1. maddesinin, her ne kadar emredici hüküm niteliğinde olsa da kamu düzenine ilişkin bir hüküm olmadığı ve davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Kanun'un 355. maddesi uyarınca kamu düzeni gerekçesiyle davacı aleyhine hüküm kurulmasının aleyhe hüküm verme yasağına aykırı olması nedeniyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın komisyon karşılığı düzenleyip verdiği sahte müstahsil makbuzlarını kullanan kişilerin destekleme primi alması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu işleyip işlemediği, işlediği kabul edilirse suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı, sanığın bu suça iştirak derecesinin ne olduğu, TCK'nın 158/1-f maddesindeki adli para cezası düzenlemesinin uygulanması ve yerel mahkemenin gün belirlemeden doğrudan adli para cezası tayin etmesinin doğru olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, gerçek bir ticari faaliyeti olmaksızın komisyon karşılığı sahte müstahsil makbuzu düzenleyerek, başkalarının haksız destekleme primi almasını sağlamasının nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu, bu suça yardım eden sıfatıyla iştirak ettiği, TCK'nın 158/1-f maddesindeki adli para cezası miktarının suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamayacağı hükmünün temel ceza belirlenirken uygulanması gerektiği ve yerel mahkemenin gün belirlemeden doğrudan adli para cezası belirlemesinin hukuka aykırı olması nedeniyle yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ardından sanığın denetim süresi içinde kasıtlı suç işlemesi üzerine hükmün açıklanması aşamasında, ilk hükümde verilen cezanın ertelenmesinin “kazanılmış hak” olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu doğrultuda hükmün açıklanması sırasında erteleme hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık lehine yapılan ilk temyiz sonucu bozma kararı verilmesinin ardından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi ve sanığın denetim süresi içinde kasıtlı suç işlemesi üzerine hükmün açıklanması gerektiğinde, ilk hükümdeki cezanın ertelenmesinin "cezayı aleyhe değiştirmeme ilkesi" gereğince kazanılmış hak olarak korunması gerektiği ve hükmün açıklanması sırasında bu hususun gözetilmesi gerektiğine karar verilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İlk derece mahkemesi hükmüne karşı Cumhuriyet savcısının istinaf başvurusunda bulunmaması durumunda, bölge adliye mahkemesi hükmünün bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz hakkının, ilk derece Cumhuriyet savcısının istinaf yoluna başvurup başvurmadığına bağlı olmadığı ve kanun yollarına başvurma hakkının Anayasa'nın 36. maddesi ve AİHS'nin 6. maddesi ile güvence altına alındığı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı kabul edilmiş ve Yargıtay 3. Ceza Dairesinin temyiz isteminin reddine ilişkin kararı kaldırılmıştır. - Uyuşmazlık: Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan icra takibinde, takip konusu bononun kullandırılan krediler çerçevesinde keşide edildiğine dair alacaklı vekilinin beyanının, senedin teminat senedi olduğuna ilişkin bir kabul olup olmadığı ve bu itibarla takibin iptal edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Borçluların ... ve ...'ye karşı yapılan takipte, alacaklının aynı alacak için hem rehnin paraya çevrilmesi yoluyla hem de kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yapmasının, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararı uyarınca mükerrer takip oluşturduğu ve kamu düzenine ilişkin bu hususta aleyhe bozma yasağının uygulanamayacağı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur; borçlu ...'ye karşı yapılan takipte ise, alacaklı vekilinin beyanının teminat senedi kabulü olarak nitelendirilemeyeceği, bononun teminat senedi olduğunun ispat yükünün borçluda olduğu ve bu hususun sözleşmede bono numarası, vade ve miktarına açıkça atıfla kanıtlanması gerektiği değerlendirilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Tutuklu sanıklar bakımından adli tatilde temyiz süresinin işleyip işlemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 331/4. maddesinde adli tatilde sürelerin işlemeyeceğine ilişkin genel kuralın, tutuklu sanıklar bakımından açık bir istisnası bulunmaması, bu konuda aleyhe yorum yapılamayacağı ve temel hakların sınırlandırılması ilkeleri gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, tutuklu sanığın adli tatilde temyiz süresinin işlemeyeceği yönündeki itirazının reddine ve Daire kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde istinaf yoluna başvuran tarafın, 6100 sayılı HMK'nın 348. maddesi kapsamında daha önce istinaf sebebi olarak ileri sürmediği hususlar bakımından katılma yoluyla istinaf başvurusunda bulunup bulunamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Katılma yoluyla istinafın, asıl istinaf başvurusundan bağımsız bir kanun yolu hakkı olduğu ve ilk derece mahkemesi kararına karşı süresi içinde yapılan asıl istinaf başvurusunda ileri sürülmeyen hususların, karşı tarafın istinaf başvurusu üzerine, katılma yoluyla istinaf dilekçesinde ileri sürülebileceği gözetilerek, direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hapis cezası adli para cezasına çevrilen sanık hakkında, yasal olarak mümkün olmamasına rağmen hükmolunan adli para cezasının ertelenmesi ve denetim süresi belirlenmesi hususunda, Yargıtay Özel Dairesi ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ihtilaf.
Gerekçe ve Sonuç: TCK'da erteleme müessesesinin sadece hapis cezaları için öngörüldüğü, adli para cezaları için erteleme kurumuna yer verilmediği ve hapis cezalarının ertelenmesi halinde öngörülen denetim süresinin kıyas yoluyla adli para cezalarına uygulanmasının mümkün olmadığı, aksi halde kıyas yasağına aykırılık teşkil edeceği gözetilerek; yerel mahkeme hükmündeki “bir ay”lık denetim süresinin “bir yıl” olarak düzeltilmesine ve TCK'nun 51/7. maddesinin uygulanmasına ilişkin “kısmen veya tamamen ceza infaz kurumunda” ibaresinin çıkarılmasına karar verilerek Özel Daire'nin düzelterek onama kararı kaldırılarak yerel mahkeme hükmü düzeltilerek onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.