Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Alt İşverenlik Yönetmeliği”
- Uyuşmazlık: Davalı kamu iktisadi teşekkülünün (EÜAŞ) alt işveren işçisi olarak çalışan davacının, alt işverenlik ilişkisinin muvazaalı olduğunu ileri sürerek EÜAŞ ile sendika arasında akdedilen toplu iş sözleşmesinden doğan işçilik alacaklarını talep etmesi üzerine, alt işverenlik ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesi, Alt İşverenlik Yönetmeliği ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesi uyarınca muvazaa hükümleri ile 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 15. maddesi birlikte değerlendirilerek, davalı EÜAŞ ile alt işverenler arasında yapılan hizmet alım sözleşmelerinin işçi teminine dayalı muvazaalı işlem niteliğinde olduğu, davacının başlangıçtan itibaren EÜAŞ işçisi sayılması gerektiği ve davalı işverenin kendi muvazaasına dayanarak davacıyı toplu iş sözleşmesinden yararlandırmaktan kaçınamayacağı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmış ancak hükmedilen miktarlara ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı kamu iktisadi teşekkülü ile dava dışı alt işverenler arasında kurulan alt işverenlik ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının asıl işverenin toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı EÜAŞ'ın, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesinde belirtilen ve Alt İşverenlik Yönetmeliği'nde detaylandırılan alt işverenlik ilişkisi kurma şartlarına ve muvazaa hükümlerine tabi olduğu, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 15. maddesinin davalıya tanıdığı hizmet alımı imkanının muvazaa denetimini engellemediği, somut olayda davalı tarafından kurulan alt işverenlik ilişkisinin işçi temini mahiyetinde olduğu ve muvazaalı bulunduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına, ancak davalı vekilinin hükmedilen miktarlara yönelik temyiz itirazlarının bozma nedenine göre incelenmemiş olması nedeniyle dosyanın bu itirazların incelenmesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı kamu iktisadi teşekkülü ile dava dışı alt işverenler arasında kurulan alt işverenlik ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının asıl işveren işçisi sayılıp sayılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı EÜAŞ'nin alt işverenlik ilişkisini işçi temini amacıyla kullandığı, davacının asıl işverenin işçisi gibi çalıştığı, asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi için gerekli teknolojik uzmanlık kriterinin sağlanamadığı, alt işverenlerin uzman olmadığı ve gerekli ekipmana sahip olmadığı, işe alma, çıkarma, çalışma şartlarının belirlenmesi ve iş güvenliği gibi konularda asıl işverenin yetkili olduğu ve bu durumun 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesine ve Alt İşverenlik Yönetmeliği'ne aykırı olduğu gözetilerek, davalının alt işverenlik sözleşmelerinin muvazaalı olduğuna ve davacının başlangıçtan itibaren EÜAŞ işçisi olarak kabulüne karar verilmiş, ancak hükmedilen miktarlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı kamu iktisadi teşekkülü ile dava dışı alt işverenler arasında kurulan alt işverenlik ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı ve buna bağlı olarak davacının asıl işverenin işçisi sayılıp sayılamayacağı ve toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı EÜAŞ’nin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinde belirtilen ve Alt İşverenlik Yönetmeliği’nde açıklanan alt işverenlik kriterlerini ihlal ederek, yapılan ihalelerin hizmet alımı değil işçi temini niteliğinde olması, asıl işveren-alt işveren ilişkisi için gerekli kriterlerin oluşmaması, alt işverenlerin uzmanlık ve yeterliliğinin bulunmaması, asıl işverenin işe alma, işten çıkarma, çalışma şartlarını belirleme gibi işveren yetkilerini kullanması, alt işverenlerin bağımsız bir iş organizasyonuna sahip olmaması ve tüm bu hususlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde davalı işverenin muvazaalı işlem ile davacıda alt işverenin işçisi olduğu görünümü yaratarak davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanmasını engellemeyi amaçladığı ve kendi muvazaasına dayanarak hak talep edemeyeceği gözetilerek mahkemenin direnme kararı onanmış ancak hükmedilen miktarlara ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı kamu iktisadi teşekkülü ile dava dışı alt işverenler arasında kurulan alt işverenlik ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı ve buna bağlı olarak davacının asıl işverenin işçisi sayılıp sayılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı EÜAŞ'ın, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesindeki ve Alt İşverenlik Yönetmeliği'ndeki düzenlemeler ile 6098 sayılı TBK'nın 19. maddesindeki muvazaa hükümleri uyarınca değerlendirildiğinde, alt işverenlik ilişkisinin işçi temini amacıyla muvazaalı olarak kurulduğu, davacının başlangıçtan itibaren EÜAŞ işçisi sayılması gerektiği ve davalı vekilinin hükmedilen miktarlara yönelik temyiz itirazlarının bozma nedenine göre Özel Dairece incelenmemiş olması gözetilerek, direnme kararı uygun bulunmuş ve dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı kamu iktisadi teşekkülünün (EÜAŞ) yaptığı alt işverenlik uygulamasının muvazaalı olup olmadığı ve davacının EÜAŞ ile yapılan toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı EÜAŞ’nin, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 15. maddesine dayanarak yaptığı alt işverenlik uygulamasının, ihale şartnamelerindeki işçi sayısının belirlenmesi, işe alma ve işten çıkarma yetkisinin EÜAŞ’ye bırakılması, aynı işçilerin alt işverenler değişse de uzun yıllar çalışma, iş güvenliği eğitimi ve malzemelerinin EÜAŞ tarafından sağlanması, çalışma şartlarının ve yıllık izinlerin EÜAŞ tarafından belirlenmesi, emir ve talimatın EÜAŞ çalışanları tarafından verilmesi ve alt işverenlerin uzmanlık ve bağımsız bir iş organizasyonuna sahip olmaması gibi hususlar gözetildiğinde, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesi ve Alt İşverenlik Yönetmeliği'nin ilgili hükümlerine aykırı şekilde işçi temini mahiyetinde olduğu ve muvazaalı olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenle davacının başlangıçtan itibaren EÜAŞ işçisi sayılması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davalı kamu iktisadi teşekkülü ile dava dışı alt işverenler arasında kurulan alt işverenlik ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının asıl işverenin toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı EÜAŞ’ın, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinde belirtilen ve Alt İşverenlik Yönetmeliği’nde ayrıntılarıyla açıklanan alt işverenlik ilişkisi kurma şartlarına ve muvazaa hükümlerine aykırı şekilde, işçi teminine dayalı bir alt işverenlik ilişkisi kurduğu, bu sebeple davacının başlangıçtan itibaren EÜAŞ işçisi olarak kabulü gerektiği ve davalı işverenin kendi muvazaasına dayanarak davacıyı toplu iş sözleşmesinden yararlandırmamak suretiyle maddi menfaat elde etmeyi amaçladığı, bu durumun hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davalı kamu iktisadi teşekkülü ile dava dışı alt işverenler arasında kurulan alt işverenlik ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının asıl işverenin toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı EÜAŞ'nin, 4857 sayılı İş Kanunu ve Alt İşverenlik Yönetmeliği'nde belirtilen asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kurulma şartlarına ve muvazaa hükümlerine aykırı olarak, işçi teminine dayalı muvazaalı alt işverenlik ilişkisi kurduğu, davacının başlangıçtan itibaren EÜAŞ işçisi sayılması gerektiği ve işyerinde geçerli toplu iş sözleşmesinden yararlanması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmış, ancak hükmedilen miktarlara ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı kamu iktisadi teşekkülü ile dava dışı şirketler arasında kurulan alt işverenlik ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının asıl işveren işçisi sayılıp sayılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı EÜAŞ’nin, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesi ve Alt İşverenlik Yönetmeliği’nin ilgili hükümlerine aykırı olarak, işçi teminine dayalı muvazaalı alt işverenlik ilişkisi kurduğu, bu sebeple davacının başlangıçtan itibaren EÜAŞ işçisi sayılması gerektiği ve davalının kendi muvazaasına dayanarak davacıyı toplu iş sözleşmesinden yararlandırmamasının dürüstlük kuralına aykırı olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına ve davalı vekilinin, bozma nedenine göre daha önce incelenmeyen, işin esasına yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 22. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı kamu iktisadi teşekkülü ile dava dışı alt işverenler arasında kurulan ilişkinin geçerli bir alt işverenlik ilişkisi mi yoksa muvazaalı bir işçi temini ilişkisi mi olduğu ve buna bağlı olarak davacının asıl işverenin toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı EÜAŞ’ın alt işverenlik ilişkisini, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinde ve Alt İşverenlik Yönetmeliği’nde belirtilen sınırlamalara ve muvazaa hükümlerine aykırı şekilde, işçi temini amacıyla kullandığı, asıl işverenlik faaliyetini kendi işçileriyle yürütmesi gerekirken hizmet alımı ihalelerini işçi temini yöntemi olarak kullandığı, alt işverenlerin gerekli uzmanlığa ve bağımsız bir iş organizasyonuna sahip olmadığı, işe alma, işten çıkarma, çalışma şartlarını belirleme gibi işverenlik yetkilerini alt işverenlere bırakmadığı, iş güvenliği eğitimi ve iş malzemelerini kendisinin sağladığı, işçilerin EÜAŞ işçileriyle aynı vardiya düzeninde çalıştığı, emir ve talimatları EÜAŞ yetkililerinin verdiği gibi olgular bir bütün olarak değerlendirilerek alt işverenlik ilişkisinin muvazaalı olduğu ve davacının başlangıçtan itibaren EÜAŞ işçisi sayılması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmış, ancak davalı vekilinin hükmedilen miktara ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı kamu iktisadi teşekkülü ile dava dışı alt işverenler arasında kurulan alt işverenlik ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı ve buna bağlı olarak davacının asıl işverenin işçisi sayılıp sayılmayacağı ve toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı EÜAŞ'ın, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesinde ve ilgili alt işverenlik yönetmeliğinde belirtilen muvazaa hükümleriyle bağlı olduğu, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 15. maddesinin davalıya tanıdığı hizmet alımı imkanının muvazaa denetimini engellemediği, somut olayda alt işverenlik ilişkisinin işçi temini mahiyetinde olduğu ve davacının asıl işverenin işçisi sayılması gerektiği gözetilerek, davacı lehine direnme kararı verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı kamu iktisadi teşekkülünün (EÜAŞ) alt işveren işçisi olarak çalışan davacının, alt işverenlik ilişkisinin muvazaalı olduğunu ileri sürerek EÜAŞ ile sendika arasında akdedilen toplu iş sözleşmesinden doğan işçilik alacaklarını talep etmesi üzerine, alt işverenlik ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının EÜAŞ işçisi sayılıp sayılamayacağı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesi, Alt İşverenlik Yönetmeliği ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesi uyarınca muvazaa hükümleri, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 15. maddesi kapsamında değerlendirilerek, davalı EÜAŞ ile alt işverenler arasındaki ilişkinin işçi teminine dayalı muvazaalı bir işlem olduğunun tespiti ve davacının başlangıçtan itibaren EÜAŞ işçisi sayılması gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmış ve hükmedilen miktarlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.