Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Amir Hüküm”
- Uyuşmazlık: Davacı cirantanın, çekteki cironun kendisine ait olmadığı def'ini, kendisinden sonra senedi faktoring sözleşmesiyle devralan davalıya karşı ileri sürüp süremeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Çekteki "Çam Ticaret" ibaresinin geçerli bir ticaret unvanı olmadığı, bu nedenle çekin hamiline yazılı çek olarak kabul edilmesi gerektiği, hamiline yazılı çekte ciro imzasının sahte olmasının önem arz etmediği, ciro silsilesinin görünüşte düzgün olmasının yeterli olduğu ve davalı faktoring şirketinin çeki ilgili yönetmeliğin hükümlerine uygun olarak elinde bulundurduğu anlaşıldığından yetkili hamil sayıldığı gözetilerek, davacının çekin istirdadı isteminin reddine dair direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Birinci haciz ihbarnamesine süresinde itiraz edilmesine rağmen gönderilen ikinci haciz ihbarnamesinin iptali talebi üzerine yerel mahkemenin verdiği kararın hüküm fıkrasında usule uygun bir karar yazılıp yazılmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Hüküm fıkrasında isteklerin her biri hakkında açıkça hüküm kurulması gerektiği, yerel mahkemenin ise ikinci haciz ihbarnamesinin iptali talebi hakkında hüküm fıkrasında olumlu ya da olumsuz bir karar vermeyip, yalnızca şikayetin reddine dair hüküm kurmasının usule aykırı olduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İcra ihalesinin feshini isteyen üçüncü kişi hakkında para cezasına hükmedilip hükmedilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: İİK'nın 134/5. maddesinin, ihaleye katılma hakkı bulunmayan kişilerin ihalenin feshini talep etmeleri halinde ihale bedelinin %10'una kadar para cezasına çarptırılmalarını emreden amir hükmü niteliğinde olması ve kamu düzenine ilişkin bulunması gözetilerek, mahkemenin talebi reddetmekle birlikte para cezasına hükmetmemesi doğru bulunmayıp karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedeli tespiti ve muhdesatın aidiyeti davasında, kamulaştırma öncesi uzlaşma görüşmelerinin usulüne uygun yapılıp yapılmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 7. ve 8. maddelerinin amir hükmü gereğince, kamulaştırma davası açılmadan önce idarenin taşınmaz maliklerine kamulaştırma evrakı ve uzlaşma tutanaklarını usulüne uygun tebliğ etmesi ve anlaşmazlık halinde tutanakları dosyaya sunması gerektiği, bu hususun yerine getirilmediğinin dosya kapsamından anlaşılması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedeli tespiti ve muhdesatın aidiyeti davasında, dava şartı olan uzlaşma görüşmelerinin yapılıp yapılmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 7. ve 8. maddelerinin amir hükmü gereğince, kamulaştırma davası açılmadan önce idarenin taşınmaz malikleri ile uzlaşma görüşmesi yapması gerektiği ve bu hususun dava şartı olduğu gözetilerek, uzlaşma görüşmelerinin yapılmadığının dosya kapsamından anlaşılması nedeniyle, ilk derece mahkemesinin ret kararının ve istinaf mahkemesinin esastan ret kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanma davasının reddine ilişkin verilen karara karşı yapılan temyiz üzerine direnme kararı verilmesinin usule uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Direnme kararında, 6100 sayılı HMK ve mülga 1086 sayılı HUMK’nun hüküm fıkrasının yazımıyla ilgili amir hükümlerine aykırı olarak, gerekçeli kararda yer alan hususların tekrarlanarak açık ve net bir şekilde belirtilmemesi ve sadece "önceki kararda direnilmesine" denilmesi usul ve yasaya aykırı görülerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında hükmedilen adli para cezasının taksitlendirilmesinde TCK'nun 52/4. maddesindeki taksit miktarının dörtten az olamayacağı hükmüne aykırı olarak iki taksitte ödenmesine karar verilmesinin kanun yararına bozma yoluyla incelenip incelenemeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 5275 sayılı Kanun'un 98. maddesi uyarınca hükmün bünyesine dahil bir husustaki hukuka aykırılığın infaz aşamasında alınacak bir kararla düzeltilemeyeceği, bu sebeple hükmün bünyesine dahil olan ve sanık aleyhine sonuç doğuran adli para cezasının taksitlendirilmesindeki hukuka aykırılığın kanun yararına bozma yoluyla incelenebileceği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüyle yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İskân raporu olmadığı gerekçesiyle su aboneliği başvurusu reddedilen davacının, geçici su aboneliği tesis edilmesi talebinin kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davaya konu binanın 12.10.2004 tarihinden önce yapılmış olması ve 3194 sayılı İmar Kanunu'na eklenen geçici 11. madde gereğince davacının geçici abonelik talebinde bulunabileceği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı faktoring şirketinin, takibe konu çeki, ilgili yönetmeliğin 22/2. maddesine uygun olarak elinde bulundurup bulundurmadığı ve bu bağlamda davanın kabul edilip edilmemesi gerektiği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı faktoring şirketinin, çeki ciro yoluyla devraldığı kişinin kendi müşterisi olmadığı ve çek bedelinin, sunulan faturalarla uyumlu olmadığı, dolayısıyla, davalı faktoring şirketinin, ilgili yönetmelik hükmüne göre çeki elinde bulundurduğunu ispatlayamadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.