Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Anayasa 17. Madde”
- Uyuşmazlık: Sürücünün tam kusuruyla ölümlü tek taraflı trafik kazasında, ölenin desteğinden yoksun kalanların, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından destekten yoksun kalma tazminatı talep edip edemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Zorunlu mali sorumluluk sigortasının, işletenin KTK m.85/1'deki sorumluluğunu üstlendiği, işletenin ve işleten adına aracı kullanan sürücünün işletene göre üçüncü kişi sayılamayacağı, destek şahsın kusuruna denk gelen zararların da Genel Şartlar A.6. (d) maddesi gereğince teminat dışında kaldığı, dolayısıyla sigortacının sorumluluğunun sigortalının sorumluluğu ile sınırlı olduğu ve davacıların desteklerinin tam kusuruyla ölümü nedeniyle sigortacıdan tazminat talep edemeyecekleri gözetilerek, direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sürücünün tam kusuruyla gerçekleşen tek taraflı trafik kazasında vefat etmesi üzerine, desteğinden yoksun kalanların, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tazminat talep edip edemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Zorunlu mali sorumluluk sigortasının, işletenin Karayolları Trafik Kanunu'nun 85/1. maddesinde düzenlenen sorumluluğunu kapsadığı, işletenin kendi kusuruyla ölümü halinde üçüncü kişi olarak değerlendirilemeyeceği ve sigortacının da sorumluluk kapsamı dışında kaldığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sürücü desteğin tam kusurlu olduğu tek taraflı trafik kazasında vefat etmesi üzerine, desteğinden yoksun kalanların zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tazminat talep edip edemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Zorunlu mali sorumluluk sigortasının, işletenin Karayolları Trafik Kanunu'nun 85/1. maddesi gereğince üçüncü kişilere karşı sorumluluğunu kapsadığı, destek şahsının tam kusurlu olduğu tek taraflı kazada vefatında ise desteğinden yoksun kalanların üçüncü kişi sayılamayacağı ve işletenin kendisine karşı sorumluluğunun bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Zorunlu trafik sigortası bulunmayan aracın sürücüsünün tek taraflı kazada ölümü üzerine, destekten yoksun kalanların Güvence Hesabından destekten yoksun kalma tazminatı talep edip edemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Destekten yoksun kalma tazminatının, KTK’nın 85/1. maddesinde düzenlenen işletenin sorumluluğu ile sınırlı olduğu, işletenin kusurundan kaynaklanan kendi ölümünün, işletene rücu edilemeyeceği gibi, sigortacıya da rücu edilemeyeceği ve Genel Şartlar’ın bu yöndeki düzenlemesinin kanuna uygun olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı şirketin sigorta prim teşviki talebinin reddi işleminin iptali davasında, 5510 sayılı Kanun'un Ek 17. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesinin, davacının başvurusunun işleme alınması gerektiği yönündeki talebinin, 5510 sayılı Kanun'un Ek 17. maddesinin uygulanmasını gerektirmediği, davacının talebi işleme alınmadan Ek 17. madde kapsamında inceleme yapılamayacağı gerekçesiyle direnme kararı vermesi üzerine; Hukuk Genel Kurulu, direnme kararının bozma kararına eylemli uyma sonucu verilmiş yeni bir hüküm niteliğinde olduğu ve bu nedenle direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu'nda incelenemeyeceği, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının Özel Daire tarafından incelenmesi gerektiği gerekçesiyle dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar vermiştir. - Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespitinde, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun ek 3. maddesinin derdest davalara uygulanıp uygulanmayacağı ve bedelin hangi tarih esas alınarak hesaplanması gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 2942 sayılı Kanun'un ek 3. maddesinin derdest davalara uygulanmasına ilişkin geçici 15. maddenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş olması, ancak geçici 17. maddenin yürürlükte kalması ve usulsüz kamulaştırmalarda bedel tespiti için ek 3. maddenin uygulanmasını öngörmesi nedeniyle, bedelin dava tarihi yerine taşınmazın idare adına tescil edildiği tarih esas alınarak hesaplanması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız elatılan taşınmazın, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 38. maddesi uyarınca tapu kaydının iptali ve idare adına tescili istemiyle açılan davada, yargılama sırasında anılan maddenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesinin davanın sonucuna etkisinin ne olacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararlarının geriye yürümeyeceği ilkesi gözetilerek, 2942 sayılı yasanın 38. maddesinde öngörülen 20 yıllık hak düşürücü sürenin Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından önce dolması nedeniyle davalı Belediyenin mülkiyet hakkının sona erdiği ve taşınmazın davacı idarenin mülkiyetine geçtiği kabul edilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespitine ilişkin davada, Anayasa Mahkemesi'nin 7201 sayılı Kanun'un bazı maddelerini iptal etmesi üzerine, bedelin hangi tarih esas alınarak hesaplanması gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun ek 3. maddesindeki usulsüz kamulaştırmalara da uygulanacağına dair hüküm ile geçici 17. maddesinin Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararından etkilenmediği ve taşınmazın idare adına tescil edildiği tarihin değerleme tarihi olarak esas alınması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Aktif çalışma hayatı içinde olmayan emeklilerin sendika kurma hakkının bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 51. maddesinin sendika kurma hakkını yalnızca çalışanlar ve işverenler için öngörmesi, uluslararası sözleşmelerle Anayasa arasında aynı konuda farklı hükümler olması durumunda Anayasa hükümlerinin esas alınması gerektiği ve aktif çalışma hayatı içinde olmayan emeklilerin sendika kurma hakkının Anayasal dayanağının bulunmaması gözetilerek, emekliler tarafından kurulan sendikanın yok hükmünde olduğuna ve yerel mahkemenin bu yöndeki kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve tahsili davasında, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun ek 3. maddesi ile geçici 15. ve 17. maddelerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesi'nin 2942 sayılı Kanun'un geçici 15. maddesinin ikinci fıkrasındaki "ek 3 üncü madde hükmü uygulanarak" ibaresini iptal etmesine rağmen, usulsüz kamulaştırmalarda geçici 17. maddenin uygulanabilirliği ve ek 3. maddenin bedel tespiti yönteminin halen yürürlükte olması gözetilerek, dava tarihi itibarıyla arsa niteliğine göre yapılan değerlendirmenin uygun olduğu gerekçesiyle, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Evli bir kadının, evlilik birliği devam ederken, kocasının soyadı yerine sadece kızlık soyadını kullanma talebinin kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Evli kadının kocasının soyadını taşıma zorunluluğunun AİHS'nin 8. ve 14. maddeleri ile Anayasa'nın 17. maddesine aykırı olduğu, Anayasa'nın 90. maddesi gereğince temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmelerin kanunlara göre üstünlüğü ve kadının kızlık soyadını kullanmasının aile birliğine zarar vermeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.