Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Asliye Ceza Mahkemesi”
- Uyuşmazlık: Sulh ceza mahkemesince verilen bir hükmün temyiz incelemesi sırasında, sulh ceza mahkemelerinin kaldırılması ve yetkilerinin asliye ceza mahkemelerine devredilmesi nedeniyle, Yargıtay'ın sadece suç nitelendirmesine ilişkin bozma yapması mı, yoksa görevsizlik kararı vererek dosyayı görevli mahkemeye göndermesi mi gerektiği hususunda yaşanan ihtilaf.
Gerekçe ve Sonuç: 6545 sayılı Kanun ile sulh ceza mahkemelerinin kaldırılıp yetkilerinin asliye ceza mahkemelerine devredilmesi ve Yargıtay'ın sadece görev nedeniyle bozma yapamayacağına dair düzenleme, sulh ceza mahkemelerinin görev alanına giren davalarla sınırlı olup, asliye ceza mahkemesinin görev alanına giren ancak hatalı olarak sulh ceza mahkemesinde görülen davalarda uygulanmayacağı, bu nedenle somut olayda suçun nitelendirilmesi görevinin asliye ceza mahkemesinde olması nedeniyle dosyanın görevli mahkemeye tevdiine karar verilmesi gerektiği gözetilerek, Özel Daire bozma kararının "görevsizlik kararı" ibaresinin çıkarılıp yerine "dosyanın görevli mahkemeye tevdiinde zorunluluk bulunması" ibaresinin eklenmesi suretiyle düzeltilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Asliye Ceza Mahkemesi'nin beraat kararına karşı, duruşmalara katılmayan Cumhuriyet savcısının yaptığı temyiz başvurusunun süresinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlamasından önceki tarihte verilen kararlarda 1412 sayılı CMUK hükümlerinin uygulanacağı, duruşmalara katılmayan Cumhuriyet savcısının asliye ceza mahkemesi kararlarına karşı temyiz süresinin ise 1412 sayılı CMUK'nın 310/3. maddesi kıyasen uygulanarak tefhim tarihinden itibaren bir ay olduğu gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının kabulüne ve Özel Daire'nin temyiz isteminin reddine ilişkin kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Asliye Ceza Mahkemesi'nin duruşmasına Cumhuriyet savcısının katılmadığı davalarda verilen hükme karşı, savcının yaptığı temyiz başvurusunun süresinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlamasından önce verilmiş kararlar hakkında 1412 sayılı CMUK hükümlerinin uygulanacağı, asliye ceza mahkemelerinde savcıların duruşmalara katılmadığı dönemde verilen kararlara karşı yapılacak temyiz başvurularında 1412 sayılı CMUK'nın 310/3. maddesinin kıyasen uygulanması gerektiği ve bu maddenin de tefhim tarihinden itibaren bir aylık temyiz süresi öngördüğü gözetilerek, savcının temyiz başvurusunun süresinde olduğu kabul edilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı kabul edilmiş ve Özel Daire kararı kaldırılmıştır. - Uyuşmazlık: Duruşmalara katılmayan Cumhuriyet savcısının asliye ceza mahkemesince verilen hükme karşı yaptığı temyiz başvurusunun süresinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilmiş kararlar bakımından 1412 sayılı CMUK hükümlerinin uygulanacağı, bu kapsamda Cumhuriyet savcısının duruşmalara katılmadığı asliye ceza mahkemesi kararlarına karşı temyiz süresinin 1412 sayılı CMUK'nın 310/3. maddesi kıyasen uygulanarak tefhim tarihinden itibaren bir ay olduğu gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının kabulüne ve Özel Daire kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Çocuk mahkemesi sıfatıyla asliye ceza mahkemesince verilen hükme karşı Cumhuriyet savcısının yaptığı temyiz başvurusunun süresinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında 1412 sayılı CMUK hükümlerinin uygulanacağı, duruşmalara katılmayan Cumhuriyet savcısının asliye ceza ve çocuk mahkemeleri kararlarına karşı temyiz süresinin 1412 sayılı CMUK'nın 310/3. maddesi kıyasen uygulanarak tefhim tarihinden itibaren bir ay olduğu gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne ve Daire kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 20.07.2016 tarihinden önce duruşmalara katılmayan Cumhuriyet savcısının asliye ceza mahkemesi hükmüne karşı yaptığı temyiz başvurusunun süresinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemeleri'nin kurulmasından önceki dönemde, duruşmalara katılmayan Cumhuriyet savcılarının asliye ceza mahkemesi kararlarına karşı temyiz süresinin, 1412 sayılı CMUK'nın 310/3. maddesi kıyasen uygulanarak tefhim tarihinden itibaren bir ay olduğu gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı kabul edilmiş ve Özel Daire kararı kaldırılmıştır. - Uyuşmazlık: 6572 sayılı Kanun’un 45. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 9. madde uyarınca duruşmalara iştirak etmeyen Cumhuriyet savcısının asliye ceza mahkemesince verilen hükme karşı yaptığı temyiz başvurusunun süresinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri kurulmadan önce verilmiş kararlar hakkında 1412 sayılı CMUK hükümlerinin uygulanacağı, asliye ceza mahkemelerinde Cumhuriyet savcılarının duruşmalara katılmaması nedeniyle oluşan temyiz süresi konusundaki yasal boşluğun 1412 sayılı CMUK’nın 310/3. maddesinin kıyasen uygulanmasıyla doldurulması gerektiği, bu madde uyarınca temyiz süresinin tefhim tarihinden itibaren bir ay olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararını temyiz eden Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek Yargıtay 6. Ceza Dairesinin temyiz isteminin reddine ilişkin kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 20.07.2016 tarihinden önce asliye ceza mahkemesinde verilen ve görüldüğü savcıya tebliğ edilen beraat kararının, savcı tarafından temyiz edilmesinin süresinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereği, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlamasından önceki tarihte verilmiş kararlara karşı 1412 sayılı CMUK hükümlerinin uygulanacağı, asliye ceza mahkemelerinde Cumhuriyet savcılarının duruşmalara katılmamasının bu mahkemelerin kararlarına karşı temyiz yolunu kapatmayacağı ve savcının temyiz süresinin 1412 sayılı CMUK'nın 310/3. maddesi kıyasen uygulanarak tefhim tarihinden itibaren bir ay olduğu gözetilerek, Özel Daire kararının kaldırılmasına ve dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere ilgili daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Asliye Ceza Mahkemesi kararına karşı, duruşmaya katılmayan Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin süresinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince, bölge adliye mahkemeleri kurulmadan önceki kararlar için 1412 sayılı CMUK hükümlerinin uygulanacağı, duruşmalara katılmayan Cumhuriyet savcısının asliye ceza mahkemesi kararlarını temyiz süresinin ise 1412 sayılı CMUK'nın 310/3. maddesi kıyasen uygulanarak tefhim tarihinden itibaren bir ay olduğu gözetilerek, savcının temyiz isteminin süresinden sonra yapıldığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 6572 sayılı Kanun’un 45. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 9. madde uyarınca duruşmalara iştirak etmeyen Cumhuriyet savcısının, 02.12.2015 tarihinde tefhim edilen hükme yönelik 14.12.2015 tarihli temyiz isteminin süresinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6217 sayılı Kanun ve devamında 6572 sayılı Kanun ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici maddeler uyarınca duruşmalara katılmayan Cumhuriyet savcısının asliye ceza mahkemesi kararlarına karşı temyiz süresinin, 1412 sayılı CMUK’nın 310/3. maddesi kıyasen uygulanarak tefhim tarihinden itibaren bir ay olduğu kabul edilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazı kabul edilmiş ve Daire kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Asliye Ceza Mahkemesi'nin duruşmasına katılmayan Cumhuriyet savcısının, yokluğunda verilen hükme karşı yaptığı temyiz başvurusunun süresinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilmiş kararlar bakımından 1412 sayılı CMUK hükümlerinin uygulanacağı, bu kapsamda asliye ceza mahkemelerinde yapılan duruşmalara Cumhuriyet savcısının katılmadığı durumlarda, savcının temyiz süresinin belirlenmesinde 1412 sayılı CMUK'nın 310/3. maddesinin kıyasen uygulanması gerektiği, bu maddeye göre de temyiz süresinin tefhim tarihinden itibaren bir ay olduğu gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının kabulüne ve Daire kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile yeni asliye ticaret mahkemeleri kurulması ve mevcut mahkemelerin yargı çevrelerinin yeniden belirlenmesi sonrasında, bu karardan önce asliye hukuk mahkemelerince asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla görülmekte olan derdest davaların yeni kurulan asliye ticaret mahkemelerine devredilip devredilmeyeceği hususunda bölge adliye mahkemeleri daireleri arasında oluşan görüş ayrılığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kanuni hakim ilkesi gereğince, her davanın açıldığı tarihte geçerli olan yasal düzenlemelere göre kurulmuş mahkemede görülmesi gerektiği, yeni asliye ticaret mahkemelerinin kurulmasına ilişkin kararda derdest davaların devrine dair bir hüküm bulunmadığı ve bu durumun Anayasa'nın 37. maddesinde düzenlenen kanuni hakim güvencesi ilkesine aykırılık oluşturacağı değerlendirilerek, derdest davaların yeni kurulan asliye ticaret mahkemelerine devredilmeyerek, açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam edilmesi gerektiği yönünde karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.