Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Aynı Amaçla Dava Açma Yasağı”
- Uyuşmazlık: Arabuluculuk sonucu imzalanan anlaşmaya rağmen, davacının arabuluculukta kararlaştırılan işçilik alacaklarının şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarının tespiti davası açma hakkının bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 6325 sayılı Kanun'un 18. maddesi uyarınca arabuluculuk sonucu anlaşmaya varılması halinde, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamayacağı, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı ve davalının ödeme yaparak arabuluculuk anlaşmasını onayladığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kesinleşmiş kadastro mahkemesi kararıyla belirlenen taşınmaz sınırlarına rağmen, davacının 1988 yılındaki ifraz işleminin iptali ve tapu kayıtlarının düzeltilmesi talebiyle açtığı tapu iptal ve tescil davasının reddinin hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kadastro mahkemesinin taşınmazların yüzölçümlerini belirleyerek tapuya tesciline hükmettiği kararın kesin hüküm oluşturması ve davacının aynı amacı elde etmek üzere farklı gerekçelerle dava açmasının mümkün olmaması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Taraflar arasında akdedilen ihtiyari arabuluculuk tutanağının irade fesadı sebebiyle iptali talebinin kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı, arabuluculuk tutanağının irade fesadı ile imzalandığını ispatlayamadığı ve tutanağa icra edilebilirlik şerhi verilmediği için kesinleşmiş ilam niteliğinde olmadığı gözetilerek, istinaf başvurusunun reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İhtiyari arabuluculuk tutanağının, işçinin zor durumda kalmasından yararlanılmak suretiyle aşırı yararlanma hükümlerine aykırı olarak düzenlendiği iddiasıyla iptalinin talep edilmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Dosya kapsamındaki deliller ve arabuluculuk belgesinin içeriği, işçinin zor durumundan yararlanılarak aşırı yararlanma hükümlerine aykırı bir sözleşme yapıldığını gösterdiğinden, Bölge Adliye Mahkemesi’nin arabuluculuk tutanağının iptaline ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Faydalı model belgesinden doğan haklara tecavüzün önlenmesi ve tazminat istemine ilişkin asıl dava ile faydalı model belgesinin hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemine ilişkin karşı davada, daha önce aynı konuda verilen kesinleşmiş kararın kesin hüküm oluşturup oluşturmadığı ve başka bir mahkemede aynı konuda görülen davanın sonucunun beklenmesi gerekip gerekmediği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Karşı davada, tarafları, dava konusu ve dava sebebi aynı olan kesinleşmiş mahkeme kararının, sonradan açılan dava için kesin hüküm teşkil etmesi ve hâkimin kesin hükmün varlığını kendiliğinden gözeterek davayı reddetmesi gerektiği; asıl davada ise, Yargıtay'ın içtihat birliğini ve tutarlığını sağlama görevi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin adil yargılanma hakkı ile ayrımcılık yasağı hükümleri de gözetilerek, başka bir mahkemede aynı konuda görülen davanın sonucunun beklenmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İhtiyari arabuluculuk anlaşma belgelerinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18. maddesinin beşinci fıkrası kapsamında geçerli olup olmadığı ve bu bağlamda davacının dava konusu alacaklara hak kazanıp kazanmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasında arabuluculuk süreci başlamadan önce dava konusu alacaklar bakımından bir uyuşmazlık bulunmadığı, davacının iş sözleşmesinin sona ermediği bir tarihte kıdem ve ihbar tazminatı gibi işçilik alacakları için arabuluculuk yapıldığı, bu nedenle arabuluculuk anlaşma tutanaklarının 6325 sayılı Kanun'un 18. maddesinin beşinci fıkrası anlamında geçerli bir anlaşma belgesi olarak değerlendirilemeyeceği, mahkemece bu hususlar gözetilerek davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 1955 yılında yapılan arazi kadastrosunun kesinleşmesinden sonra 1978 yılında yapılan orman kadastrosunun ikinci kadastro niteliğinde olup olmadığı ve orman kadastrosundan önce kesinleşen arazi kadastro mahkemesi kararının kesin hüküm oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 1955 yılında yapılan arazi kadastrosunun kesinleşmesinden sonra 1978 yılında yapılan orman kadastrosunun ikinci kadastro niteliğinde olduğu ve bu nedenle yok hükmünde olduğu, ayrıca arazi kadastro mahkemesinde görülen davaların taraf, konu ve dava sebeplerinin aynı olması nedeniyle kesin hüküm oluşturduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacı işçinin açtığı işçilik alacakları davasında, kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücretinin belirsiz alacak olup olmadığı ve fazla çalışma süresinin tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin alacağının belirlenebilmesi için işverende bulunan bilgi ve belgelere ihtiyaç duyulması, fazla çalışma alacağının ise tanık beyanları ve işin niteliği gözetilerek hesaplanması gerektiği değerlendirilerek, direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Seri işçilik alacakları davalarında, kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücretinin belirsiz alacak davasına konu edilip edilemeyeceği ve bu doğrultuda yerel mahkemenin direnme kararının isabetli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Aynı dava dilekçesi ile aynı mahkemeye açılan ve aynı bilirkişi raporuna dayanan seri işçilik alacakları davalarında, Özel Daire'nin birbiriyle çelişen kararlar vererek hukuki belirlilik ve güvenlik ilkelerini ihlal etmesi ve adil yargılanma hakkını zedelemesi nedeniyle yerel mahkemenin direnme kararı uygun bulunmuş ancak Özel Daire bozma ilamında davanın esasına ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmemiş olması gözetilerek dosyanın Özel Daire'ye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan yıpranma primi alacağının belirsiz alacak davası olarak talep edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı işçinin yıpranma primi alacağını hesaplayabilmesi için işverenin elinde bulunan bordro ve puantaj kayıtları gibi belgelere ihtiyaç duyması ve davacının yaptığı işin toplu iş sözleşmesi kapsamında olup olmadığının tespiti için tahkikata ihtiyaç duyulması nedeniyle, alacağın belirsiz olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan yıpranma primi alacağının belirsiz alacak davası olarak açılıp açılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu yıpranma primi alacağının belirlenebilmesi için işverenin elinde bulunan kayıt ve belgelere ihtiyaç duyulması ve davacı işçinin eğitim ve sosyal durumu gözetildiğinde alacağın miktarının belirlenmesinin kendisinden beklenemeyeceği değerlendirilerek, yerel mahkemenin belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunduğu yönündeki direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Belirsiz alacak davasında, talep arttırımı yapılan miktarlar için faizin dava tarihinden itibaren mi yoksa talep arttırımı tarihinden itibaren mi işleyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Belirsiz alacak davasında zamanaşımının alacağın tamamı için dava tarihinde kesileceği, davanın amacının alacağın tümünün tahsili olduğu ve talep edilen miktarın geçici olduğu, davacıya dava açma olanağı tanındığına göre sonuçlarının da amaca uygun olarak değerlendirilmesi gerektiği ve bu nedenle faizin de dava tarihinden itibaren işlemesi gerektiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.