Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Ayrımcılık Yasağı”
- Uyuşmazlık: Davalı işverenin ekonomik sıkıntı nedeniyle bazı işçilerin ücretlerini geciktirmesi ve davalı aleyhine icra takibi başlatmayan işçilere ödeme yaparken icra takibi başlatan işçilere ödeme yapmamasının 4857 sayılı İş Kanunu’nun 5. maddesinde düzenlenen eşit davranma ilkesini ihlal edip etmediği ve ayrımcılık tazminatına hükmedilmesinin gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Hak arama özgürlüğünün anayasal bir hak olması ve işçinin ücret alacağı için icra takibi başlatmasının bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği, işverenin icra takibi başlatan ve başlatmayan işçiler arasında ayrım yapmasının İş Kanunu m.5'e aykırı olduğu ve ayrımcılık tazminatı gerektirebileceği, ancak mahkemenin bu hususta tüm delilleri toplamadan eksik inceleme yaparak hüküm kurmasının hatalı olduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu durumda, davalı şirketin kendi bünyesindeki işçilere sağladığı sosyal haklardan davacı işçinin yararlanmamış olmasının eşit işlem borcuna aykırılık oluşturup oluşturmadığı ve bu sebeple İş Kanunu m.5/6'ya göre tazminata hükmedilmesi gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: İş Kanunu m.5'te sayılan veya benzeri ayrımcılık hallerinin dışında kalan ve muvazaaya dayalı ayrımcılığın İş Kanunu m. 5 kapsamında olmadığı, dolayısıyla eşit işlem borcuna aykırılık tazminatı talebinin reddi gerektiği gözetilerek mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, davalı işverenin kreş hizmeti sağlama yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle ayrımcılık tazminatına ve kreş giderlerine hak kazanıp kazanmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı işverenin kreş hizmeti sağlama yükümlülüğünü yerine getirmemesinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 5. maddesinde sayılan mutlak ayrımcılık yasakları kapsamında değerlendirilmemesi gerektiği, ancak Anayasa Mahkemesinin ihlal kararı gözetilerek ayrımcılık tazminatına hükmedilmesinin uygun olduğu, ayrıca davacı tarafından yapılan ıslah talebinde faiz talebi bulunmamasına rağmen, dava dilekçesinde faiz talebinin yer alması nedeniyle İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurul kararı uyarınca ıslah edilen kısım için de faize hükmedilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İşverenin davacıya emsal işçilere göre daha düşük prim ödemesi yapmasının ayrımcılık tazminatı gerekip gerektirmediği.
Gerekçe ve Sonuç: 4857 sayılı İş Kanunu'nun 5. maddesinde düzenlenen ayrımcılık tazminatının uygulanabilmesi için, farklı muamelenin kanunda sayılan mutlak ayrımcılık nedenlerine dayanması gerektiği, somut olayda ise prim ödemesindeki farklılığın dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi nedenlere dayanmadığının anlaşılması karşısında, ayrımcılık tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulünün hatalı olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Faydalı model belgesinden doğan haklara tecavüzün önlenmesi ve tazminat istemine ilişkin asıl dava ile faydalı model belgesinin hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemine ilişkin karşı davada, daha önce aynı konuda verilen kesinleşmiş kararın kesin hüküm oluşturup oluşturmadığı ve başka bir mahkemede aynı konuda görülen davanın sonucunun beklenmesi gerekip gerekmediği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Karşı davada, tarafları, dava konusu ve dava sebebi aynı olan kesinleşmiş mahkeme kararının, sonradan açılan dava için kesin hüküm teşkil etmesi ve hâkimin kesin hükmün varlığını kendiliğinden gözeterek davayı reddetmesi gerektiği; asıl davada ise, Yargıtay'ın içtihat birliğini ve tutarlığını sağlama görevi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin adil yargılanma hakkı ile ayrımcılık yasağı hükümleri de gözetilerek, başka bir mahkemede aynı konuda görülen davanın sonucunun beklenmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı işverenin aynı işi yapan işçiler arasında ücret eşitsizliği yapıp yapmadığı, ikramiye ödemesini haklı olarak kaldırıp kaldırmadığı ve davacının fark ücreti ile ayrımcılık tazminatına hak kazanıp kazanmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı işveren tarafından genel bir ücret politikası uygulandığı, davacıya özel bir ücret düşüklüğü uygulanmadığı, ikramiye uygulamasının kaldırılması veya işçiler arasında objektif kriterlere dayalı ücret farklılıklarının 4857 sayılı Kanun'un 5. maddesindeki ayrımcılık yasağına girmediği ve davacının fark ücret ve ayrımcılık tazminatı taleplerini ispatlayamadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Toplu iş sözleşmesinin bazı hükümlerinin eşitlik ilkesine aykırı olduğu ve davacı lehine alacak doğurduğu iddiası.
Gerekçe ve Sonuç: İşin ve işyerinin farklı özellikleri nedeniyle, liman işletmesi müdürlükleri çalışanları ile feribot müdürlüğü çalışanları arasında ücret ve özlük hakları konusunda farklı düzenlemeler getirilmesinin eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmediği değerlendirilerek, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Velayet hakkına sahip annenin, çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi talebinin reddine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesi kararları ve çocuğun üstün yararı ilkesi gözetilerek, velayet hakkı kendisine bırakılmış olan annenin haklı bir sebep ve küçüğün yüksek yararı bulunduğu takdirde çocuğun soyadının değiştirilmesini talep edebileceği değerlendirilerek, yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Velayeti annede olan çocuğun soyadının annenin soyadı ile değiştirilip değiştirilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun üstün yararı, Anayasa Mahkemesi’nin çocuğun soyadı değişikliği ile ilgili kararları ve velayet hakkı kapsamında çocuğun soyadının belirlenmesi hakkının annede de olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin velayet hakkı annede olan çocuğun soyadının annenin soyadı ile değiştirilmesi talebini reddeden hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Velayet hakkına sahip annenin, çocuğun soyadının kendi kızlık soyadı ile değiştirilmesi talebinin kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun üstün yararı gözetilerek, annenin velayet hakkına sahip olması, babanın çocuğa ilgi göstermemesi ve çocuğun okul gibi sosyal ortamlarda farklı soyadı nedeniyle sorun yaşaması nedeniyle annenin kızlık soyadının çocuğun soyadı olarak değiştirilmesinde çocuğun üstün yararının bulunduğu değerlendirilerek, yerel mahkemenin reddine ilişkin karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Velayet hakkı kendisinde olan annenin, evlilik dışı çocuğunun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi talebinin kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun üstün yararı ilkesi, Anayasa Mahkemesi kararları ve uluslararası sözleşmeler gözetilerek, çocuğun annesi ve kardeşi ile aynı soyadını taşımasının onun ruhsal gelişimi için olumlu olacağı değerlendirilerek yerel mahkemenin ret kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Velayeti annede olan çocuğun soyadının annenin soyadı ile değiştirilmesi talebinin reddine ilişkin kararın temyizi.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesi kararları ve çocuğun üstün yararı gözetilerek, velayeti annede olan çocuğun soyadının annenin soyadıyla değiştirilmesi talebinin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına ve ilk derece mahkemesi kararının da bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.