Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Bağ”
- Uyuşmazlık: Davacının, Bağ-Kur sigortalılığı devam ederken isteğe bağlı SSK sigortalılığı süresinin de yaşlılık aylığı hesabında dikkate alınması gerektiği iddiasıyla açtığı iptal-tespit davasında, Bağ-Kur'un davaya dahil edilmemesi nedeniyle yerel mahkeme kararının bozulmasına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: İsteğe bağlı sigortalılık ile zorunlu sigortalılığın çakışması halinde, 506 sayılı Kanun'un 85. maddesi gereğince isteğe bağlı sigortalılığın sona ereceği, ancak 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu'nun Ek 19. maddesi uyarınca Bağ-Kur'a prim ödenmemiş olması halinde Bağ-Kur sigortalılığının da sona ereceği ve bu durumların tespiti için Bağ-Kur'un davaya dahil edilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının aynı dönemde hem SSK hem de Bağ-Kur sigortalılığı olması nedeniyle, hangi kuruma tabi olduğunun tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının SSK sigortalılığı başlamadan önce Bağ-Kur'a tescil edilmemiş olması ve SSK sigortalılığı devam ederken Bağ-Kur'a resen tescilinin yapılmış olması, ayrıca 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu'nun 24/2-c maddesi gereğince SSK primleri ödeyenlerin Bağ-Kur sigortalısı sayılmaması gözetilerek, yerel mahkemenin davayı kabulüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Vefat eden eşinin vergi kaydı nedeniyle 9.7.1990-24.2.1995 tarihleri arasında Bağ-Kur’lu sayılması gerektiğinin tespiti ve ölüm aylığı bağlanması talebinin reddine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: 1479 sayılı Yasa'da 506 sayılı Yasanın 79. maddesine koşut geçmiş Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, vefat eden eşin sağlığında Bağ-Kur’a kayıt ve tescili olmadığı ve borçlanma talebinde de bulunmadığı, ayrıca 4956 sayılı Kanunun 47. maddesi ile eklenen geçici 18. madde hükmünden yararlanmasının da mümkün olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tarım Bağ-Kur sigortalılığı devam ederken başka bir zorunlu sigortalılığın başlamasıyla Tarım Bağ-Kur sigortalılığının sona erip ermediği ve bu kişinin daha sonra Tarım Bağ-Kur sigortalılığının devam ettiğinin tespit edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 506 veya 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalı olan bir kişinin Tarım Bağ-Kur sigortalılığı devam ederken, bu sigortalılığının makul süreyi aşması ve sonrasında yeniden tescil başvurusu, prim ödemesi veya ürün teslimatı olmaması halinde, boşlukta geçen dönemde devam eden tarımsal faaliyete rağmen Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, aynı dönemde hem Bağ-Kur hem de SSK sigortalılığı bulunduğu durumda, Bağ-Kur sigortalılığının sona erdiğinin tespiti ve Bağ-Kur'a borçlu olmadığının tespiti talebi.
Gerekçe ve Sonuç: 5458 sayılı Kanun'un 13. ve Geçici 26. maddeleri uyarınca, beş yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunan Bağ-Kur sigortalılarının sigortalılığının durdurulabileceği ve bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirilmeyeceği, aynı sürelerde başka bir sosyal güvenlik kurumuna prim ödeyen sigortalılar açısından ise çakışan sigortalılığın söz konusu olmayacağı ve davacının SSK sigortalılığına geçerlilik tanınması gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının, Bağ-Kur’a kayıt ve tescil başvurusunda bulunmamasına rağmen, primlerinin ürün bedellerinden kesilerek ödenmesi nedeniyle tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılıp sayılmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 2926 sayılı Yasa'nın re'sen tescil hükmü ve sosyal güvenlik hukukunun amacı gözetilerek, davacı adına Bağ-Kur primlerinin düzenli olarak ödenmiş olması nedeniyle, fiili durumun hukuki tescile üstün tutularak davacının tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun kabulü gerektiği değerlendirilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının 2926 sayılı Yasa'ya göre tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti talebiyle açtığı davada, sigortalılık başlangıç tarihinin belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının Bağ-Kur primlerinin ürün bedellerinden kesilerek ödenmiş olması ve Bağ-Kur'un sigortalıyı re'sen kayıt ve tescil etmekle yükümlü olması gözetilerek, ilk prim kesintisinin yapıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren davacının tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğuna dair direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının 18.05.1990 ile 29.04.2011 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının bir başka sosyal güvenlik kuruluşunda (SSK) 381 gün gibi makul süreyi aşan bir çalışma dönemi geçirmesi ve bu süre zarfında, sonrasında 29.04.2011 tarihine kadar Tarım Bağ-Kur sigortalılığı kapsamında yeniden tescil, iradi prim ödemesi veya prim tevkifatı bulunmaması nedeniyle, 18.05.1990 tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğuna dair yerel mahkeme kararının Özel Daire bozma ilamına uyularak bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Limited şirket ortağı olan davacının, başka bir şirkette SSK'lı olarak çalıştığı dönemde, Bağ-Kur sigortalılığının devam edip etmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ve 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu'nun çifte sigortalılığı yasaklaması ve önceden başlayan sigortalılığa öncelik tanıması gözetilerek, davacının limited şirket ortaklığından kaynaklanan Bağ-Kur sigortalılığının devam ettiğine ve SSK sigortalılığının geçersiz olduğuna karar verilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti davasında, Sosyal Sigortalar Kurumu'nun davaya dahil edilip edilmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5502 sayılı Kanun ile Bağ-Kur ve SSK'nın Sosyal Güvenlik Kurumu'na devredilmesi ve davalı Bağ-Kur ile dava dışı SSK'nın tek çatı altında birleşerek tek kurum haline gelmeleri nedeniyle, Sosyal Sigortalar Kurumu'nun ayrıca davaya dahil edilmesine gerek olmadığı ve bu hususta direnme kararının yerinde olduğu, ancak hükmün esasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.