Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Bağ-Kur Aylığı”
- Uyuşmazlık: Vergi kaydı sona eren Bağ-Kur sigortalısının, daha sonraki dönem için Esnaf ve Sanatkarlar Odası kaydının bulunmasının gerekip gerekmediği ve bu kaydın geçerliliği hususunda araştırma yapılması gerekliliğinin tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: 1479 sayılı Kanun'un ilgili maddeleri ve 5510 sayılı Kanun'un 4. maddesi uyarınca vergi kaydı olmayan Bağ-Kur sigortalısının, zorunlu sigortalı sayılabilmesi için kanunla kurulmuş meslek kuruluşuna kayıtlı olması gerektiği, bu kapsamda davacının oda kaydının geçerliliği hususunda yeterli araştırma yapılmadan ve davacının zorunlu sigortalılık koşullarını taşıyıp taşımadığı tartışılmadan davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının belirli bir dönemde Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılıp sayılamayacağı ve bu kapsamda yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 2926 sayılı Kanun kapsamındaki zorunlu Tarım Bağ-Kur sigortalılığının, 2925 sayılı Kanun kapsamındaki isteğe bağlı sigortalılığa üstünlüğü gözetilerek ve davacının 2926 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılığının iptaline dair işlemin yerinde olmadığı değerlendirilerek, davacının belirtilen tarihler arasında tarımsal faaliyetinin devam edip etmediğinin araştırılması gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Murisinin SSK ve Tarım Bağ-Kur sigortalılık sürelerinin birleştirilmesi suretiyle ölüm aylığı bağlanıp bağlanamayacağı ve aylığın başlangıç tarihinin ne olacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Murisin ölüm tarihinde yürürlükte olan 2926 sayılı Kanun'un 23. maddesi uyarınca, ölüm tarihinde en az üç tam yıl sigorta primi ödenmiş olması şartının, murisin SSK ve Tarım Bağ-Kur sigortalılık süreleri ile askerlik borçlanması da dikkate alındığında oluştuğu, aylık başlangıç tarihinin ise Tarım Bağ-Kur sigortalılık primlerinin ödendiği tarihi takip eden aybaşı olması gerektiği gözetilerek direnme kararı düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının 506 sayılı Kanun kapsamındaki hizmetleri ile çakışan 1479 sayılı Kanun kapsamındaki hizmetlerinin iptali ve isteğe bağlı sigorta primlerinin geçerli Bağ-Kur primlerine dahil edilmesi talebiyle açtığı tespit davasında, çakışan sigortalılık durumunda hangi sigortalılık statüsüne öncelik verileceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un yürürlükte olmadığı dönemde çakışan sigortalılıklarda baskın sigortalılığa üstünlük tanınması gerektiği, somut olayda davacının emek ve mesaisini ağırlıklı olarak 506 sayılı Kanun kapsamındaki çalışmasına tahsis ettiğinin anlaşılması nedeniyle, 506 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılık süreleri ile çakışan Esnaf Bağ-Kur sigortalılık sürelerinin iptaline karar verilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Çakışan sigortalılık nedeniyle hem SSK hem de Bağ-Kur’dan ölüm aylığı alan hak sahiplerinden yersiz ödenen aylıkların, 5510 sayılı Kanun'un 96. maddesinin hangi bendi uyarınca geri alınacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Hak sahiplerinin, çakışan sigortalılık nedeniyle her iki kurumdan da aylık alamayacaklarını bilebilecek durumda olmalarına rağmen 15 yıl boyunca aylık almaya devam etmelerinin ve SSK'ya verdikleri beyanda Bağ-Kur kaydını bildirmemelerinin dürüstlük kuralına aykırı ve kasıtlı/kusurlu davranış olduğunun kabulüyle, yersiz ödenen aylıkların 5510 sayılı Kanun'un 96/1-a maddesi uyarınca geri alınması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının 01.01.1999 ile 31.07.2008 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olup olmadığının tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: 2926 sayılı Kanun uyarınca Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tescil veya tescil yerine geçen iradi prim ödemesi ya da prim tevkifatı ile başladığı, davacı yönünden belirtilen tarihler arasında prim tevkifatı bulunmadığından, tarımsal faaliyetin kesintisiz sürdürüldüğünün kanıtlanamaması nedeniyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, vergi kaydı bulunmadığı dönemde Bağ-Kur sigortalısı sayılıp sayılamayacağı ve yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, vergi kaydı bulunmadığı dönemde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı şartlarını taşımadığı ve sigorta tescili için gerekli şartları taşımadığını bilerek Kuruma başvurmasının Medeni Kanun'un 2. maddesindeki objektif iyi niyet kuralına aykırı olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Çakışan sigortalılıklarda, 506 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılık ile 1479 sayılı Kanun (Esnaf Bağ-Kur) kapsamındaki sigortalılıktan hangisinin esas alınacağı ve ölüm aylığı bağlanıp bağlanamayacağı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un Geçici 63. ve 76. maddeleri uyarınca Esnaf Bağ-Kur sigortalılığı için prim ödemesinin olmadığı tespit edildiğinden, Bağ-Kur sigortalılığının durdurulmuş sayılması ve çakışan sigortalılık olmaması nedeniyle, zorunlu SSK sigortalılığının geçerli kabul edilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının esnaf sicil kaydı olmamasına rağmen, sadece esnaf odası kaydı ile zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılıp sayılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu'nun 24. ve 25. maddeleri uyarınca, esnaf ve sanatkar siciline kayıtlı olmayan veya vergi kaydı bulunmayan bir kişinin, sadece esnaf odası kaydı ile zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılamayacağı ve geriye dönük sigortalılık süresi elde edemeyeceği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının esnaf sicil kaydı bulunmamasına karşın sadece esnaf odası kaydı ile zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılıp sayılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu'nun 24. ve 25. maddeleri uyarınca esnaf ve sanatkar siciline kayıtlı olmayan veya vergi kaydı bulunmayan kişilerin sadece esnaf odası kaydı ile Bağ-Kur sigortalısı sayılamayacağı ve geriye dönük sigortalılık tespiti yapılamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.