Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Belediye”
- Uyuşmazlık: Davalı ticaret sicil müdürlüğünün, davacı şirketin olağanüstü genel kurul kararının tescil talebini reddetmesi üzerine açılan tescil talebinin reddine ilişkin işlemin iptali ve genel kurul kararının tescili davasında, belediye şirketini genel kurulda temsil edecek kişinin belediye meclisi kararıyla mı yoksa belediye başkanı tarafından mı belirlenmesi gerektiği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Belediye şirketini genel kurulda temsil edecek kişiyi belirleme yetkisinin, 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 37. ve 38. maddeleri uyarınca belediye başkanına ait olduğu, belediye meclisinin bu konuda karar alma yetkisinin bulunmadığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı genelgesinin kanuni düzenlemenin yorumundan ibaret olduğu ve davalıyı işlem yapmaya zorlayan bir idari işlem niteliği taşımadığı, ayrıca tescil başvurusunun yasal süresi içerisinde yapıldığı gözetilerek, ilk derece mahkemesinin tescil talebinin reddine ilişkin işlemin iptali ve genel kurul kararının tesciline ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı işçinin, belediye şirketinde çalışırken asıl işverenin belediye olduğu ve belediye işçilerine sağlanan haklardan yararlandırılması gerektiği iddiasıyla açtığı alacak davasında, belediye ile şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Belediye şirketlerinin kuruluşuna ilişkin 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 67. ve 70. maddeleri ile 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun 26. maddesi gözetilerek, şirket hisselerinin belediyeye ait olması ve işçilerin belediye faaliyetlerinde çalıştırılmasının tek başına muvazaa için yeterli olmadığı, dolayısıyla davacı işçinin belediye toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağı gerekçesiyle, ilk derece mahkemesi ve istinaf mahkemesi kararları bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı işçinin, belediye şirketinde çalışırken asıl işverenin belediye olduğunu ve belediye işçilerine sağlanan haklardan yararlanması gerektiğini iddia ederek açtığı alacak davasında, asıl-alt işveren ilişkisi arasında muvazaa bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Belediye şirketinin kuruluşunun ve işleyişinin 5393 sayılı Belediye Kanunu ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'na uygun olduğu, şirket hisselerinin belediyeye ait olmasının ve işçilerin belediye faaliyet alanında çalışmasının tek başına muvazaa için yeterli olmadığı değerlendirilerek davalı belediye ile şirket arasındaki ilişkinin geçerli olduğu, bu nedenle davacının belediye toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağı ve fark alacak talebinin reddine karar verilmesi gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararı ve istinaf kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Belediye şirketinde çalışan işçinin, belediye ile şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu iddia ederek belediye işçilerine tanınan haklardan yararlanma talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Belediye şirketinin 5393 sayılı Belediye Kanunu ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'na göre kurulmuş olması ve belediyenin bir kısım işlerini gördürmesinin yasal dayanağı bulunması, şirket hisselerinin belediyeye ait olması ve şirket işçilerinin belediye faaliyet alanında çalışıp belediye yetkililerinden talimat almalarının tek başına muvazaa için yeterli olmadığı gözetilerek, mahkeme kararları bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Belediye başkanının, belediye meclisi kararı olmaksızın açtığı tapu iptali ve tescil davasında hukuki yararının bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Belediye başkanının, 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 18. maddesi uyarınca belediye meclisinin yetkisinde olan taşınmaz devri konusunda, meclis kararı olmadan dava açma yetkisinin bulunmadığı ve bu nedenle davada hukuki yararının olmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Belediye meclisi tarafından seçilen belediye başkanının, 5510 sayılı Kanun'un Geçici 4/11. maddesi uyarınca belediye başkanlığına göre emekli aylığı intibakı talebinin, "seçimle gelmemiş olması" gerekçesiyle reddedilmesi üzerine açılan kurum işleminin iptali davasında, belediye meclisi seçimiyle göreve gelen başkanın "seçimler neticesinde" başkan olarak görev yapmış sayılıp sayılmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un Geçici 4/11. maddesindeki "seçimler neticesinde" ifadesinin, atama yoluyla göreve gelenleri kapsamayıp halk iradesini yansıtan her türlü seçimi kapsadığı, belediye meclisi tarafından yapılan başkanlık seçiminin de halkın seçtiği temsilcilerce gerçekleştirildiğinden demokratik ilkelere ve halk iradesine uygun olduğu ve dolayısıyla "seçimler neticesinde" görev yapma koşulunu sağladığı gözetilerek mahkemenin direnme kararı onanmış, ancak intibak için gerekli diğer şartların da incelenmesi için dosya Özel Daire'ye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Belediyenin işçilik alacakları davasında davalı belediyenin temyizden feragati için belediye meclisi kararı gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 18. ve 38. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, miktarı beş bin Türk Lirasını aşan belediye uyuşmazlıklarında belediye başkanının belediye meclisi kararı olmaksızın temyizden feragat edemeyeceği gözetilerek, dosyanın eksikliklerin giderilmesi için mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Belediye şirketinde çalışan işçinin, belediye ile şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu iddia ederek belediye işçilerine sağlanan haklardan yararlanma talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Belediye şirketinin kuruluşunun ve işleyişinin 5393 sayılı Belediye Kanunu ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'na uygun olduğu, şirket hisselerinin belediyeye ait olmasının ve işçinin belediyeden talimat alıyor olmasının tek başına muvazaa iddiasını ispatlamadığı gözetilerek, işçinin belediye toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan fark ücret alacağı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı bulunarak yerel mahkeme kararları bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı işçinin, belediye şirketinde çalışırken asıl işverenin belediye olduğunu ve belediye toplu iş sözleşmesinden doğan fark ücret alacağına hak kazandığını iddia etmesi üzerine asıl-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Belediye şirketinin 5393 sayılı Belediye Kanunu ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'na uygun olarak kurulduğu, şirket hisselerinin belediyeye ait olmasının ve işçilerin belediye faaliyet alanında çalışmasının tek başına muvazaa için yeterli olmadığı, dolayısıyla davacının belediye toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı işçinin, belediye şirketinde çalışırken asıl işverenin belediye olduğu ve belediye işçilerine sağlanan haklardan yararlandırılması gerektiği iddiasıyla açtığı alacak davasında, asıl-alt işveren ilişkisi ile muvazaa iddiasının değerlendirilmesi uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Belediye şirketinin 5393 sayılı Belediye Kanunu ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun ilgili maddelerine göre kurulmuş olması ve şirket hisselerinin belediyeye ait olmasının tek başına muvazaa için yeterli sayılamayacağı, belediye şirketinde çalışmanın doğrudan belediye işçisi statüsü kazandırmayacağı gözetilerek yerel mahkeme kararları bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Belediye şirket işçisinin, belediye ile şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu ileri sürerek belediye toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan fark ücret alacağı talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Belediye şirketinin 5393 sayılı Belediye Kanunu ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’na göre kurulmuş olması ve şirket hisselerinin büyük kısmının veya tamamının belediyeye ait olmasının tek başına muvazaa karinesi oluşturmaması gözetilerek, belediye ile şirket arasındaki ilişkinin geçerli olduğu ve davacının belediye toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan fark ücret alacağı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı bulunarak bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.