Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Bilirkişi”
- Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti davasında, ilk bilirkişi raporunu hazırlayan bilirkişilerin, keşif tarihinde yürürlükte olan bilirkişi listesinde yer almaması nedeniyle raporun geçersiz sayılıp sayılamayacağı ve ikinci bilirkişi raporuna göre hüküm kurulup kurulamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 15. maddesi uyarınca, bilirkişilerin keşif tarihinde yürürlükte olan bilirkişi listesinde yer alması gerektiği, aksi halde düzenlenen raporun geçersiz sayılacağı gözetilerek, ilk bilirkişi raporunun geçersizliğine ve ikinci bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması gerektiğine dair yerel mahkemenin direnme kararı onanmış, ancak ikinci bilirkişi raporunun esastan incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Tüketici mahkemesinde görülen ayıplı mal davasında, tespit dosyasında alınan bilirkişi raporu ile mahkemece alınan bilirkişi raporları arasında çelişki bulunması halinde, mahkemenin hangi rapora itibar etmesi gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Tespit dosyasında alınan bilirkişi raporu ile mahkemece alınan bilirkişi raporları arasında çelişki olması halinde, mahkemenin bu çelişkiyi gidermek için özel ve teknik bilgi gerektiren konularda yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırması gerektiği, mahkemenin mevcut raporlardan birine dayanarak karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin artırılması davasında, Kıymet Takdir Komisyonu tarafından belirlenen bedel ile bilirkişi raporunda belirlenen bedel arasında önemli oransızlık bulunması halinde yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılıp yaptırılmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 15/11. maddesi uyarınca, önemli oransızlık halinde yeni bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği ancak mahkemece iki ayrı bilirkişi raporu alınmış ve ikinci raporun ilkini teyit etmesi nedeniyle yeni bir bilirkişi incelemesine gerek olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: İtibari hizmet süresinin tespiti davasında, çelişkili bilirkişi raporları mevcutken yerel mahkemenin hangi rapora itibar ederek karar vereceği ve ek bilirkişi incelemesi yaptırıp yaptırmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Çelişkili bilirkişi raporları arasında seçim yapma veya ek bilirkişi incelemesi yaptırma yetkisinin hakime ait olduğu, Özel Daire bozma kararında da zımnen raporların hükme dayanak yapılamayacağının kabul edildiği ve bu nedenle işin yapıldığı iş yerinde keşif yapılarak, davacının 506 sayılı Kanun’un Ek 5/IV. maddesindeki itibari hizmet süresinden yararlandırılması gereğine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığının belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte, borçlu tarafından takibe dayanak çekteki imzanın kendisine ait olmadığı itiraz edilmesi üzerine, çelişkili bilirkişi raporları mevcutken ve alacaklı yeni bir bilirkişi incelemesi talep etmezken, mahkemenin yeniden bilirkişi incelemesi yaptırıp yaptırmayacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Adli Tıp Kurumu raporunun kesin kanaat içermemesi ve diğer bilirkişi raporlarıyla çelişki oluşturması nedeniyle, 4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 16. maddesi uyarınca Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin genişletilmiş uzmanlar heyetince inceleme yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından ayıplı ifa nedeniyle açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında, davacının ispat yükümlülüğü kapsamında mahkemece istenen bilirkişi inceleme giderinin niteliği ve miktarının hukuka uygunluğu.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıdan talep edilen bilirkişi inceleme masraflarının, HMK’nın 283. maddesi uyarınca belirlenecek bilirkişi ücreti ve giderleri kapsamında değerlendirilmesi, belirlenen miktarın ise davanın konusuyla orantılı ve makul olması gerektiği, aksi halde mahkemece HMK'nın 30/1. maddesi uyarınca gereksiz yargılama giderlerinden kaçınılması ilkesi gereğince yeni bir bilirkişi heyeti oluşturulup makul bir ücret belirlenmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, davalı işyerinde alt işveren nezdinde çalışırken, üyesi olduğu sendika ile alt işveren arasında imzalanan Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinden yararlandırılmadığını ileri sürerek açtığı alacak davasında, hükme esas alınan bilirkişi raporunun Yargıtay denetimine elverişli olup olmadığı ve davacının daha önce açtığı davalarda kesinleşmiş bilirkişi raporlarının dikkate alınıp alınmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Bilirkişi raporunda, davacıların farklı alt işverenlerde çalışmış olmalarına ve farklı Toplu İş Sözleşmelerine tabi olmalarına rağmen ortak hesaplama yapılması, davacıların hangi Toplu İş Sözleşmesinden hangi tarihler arasında yararlanabileceklerinin açıkça belirtilmemesi ve davacının daha önce açtığı davalarda kesinleşmiş bilirkişi raporlarının dikkate alınmaması nedeniyle, hükme esas alınan bilirkişi raporunun Yargıtay denetimine elverişli olmadığı ve eksik inceleme yapıldığı gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İcra takibine itirazın iptali davasında mahkemece alınan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olup olmadığı ve bankacılık konusunda uzman bilirkişi incelemesi yaptırılıp yaptırılmayacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan icra takibine itirazın iptali davasında, konusunda uzman olmayan bilirkişilerden alınan raporlara dayanılarak hüküm kurulması usule aykırı görülerek, bankacılık konusunda uzman bilirkişi tarafından banka kayıt ve defterleri üzerinde inceleme yapılarak Yargıtay denetimine elverişli bir rapor alınması gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı şirketin, davacı şirkete ait çekte bulunan imzanın sahte olduğunu iddia etmesi üzerine, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterliliği ve yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasının gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Bilirkişi raporunda çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı ve taklit imza olduğu kesin olarak belirtildiğinden, sahteliğin tespiti için yeterli delil bulunduğu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 30. maddesinde belirtilen usul ekonomisi ilkesi gereğince yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek olmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Mahkemece bilirkişi incelemesi için verilen kesin süreden sonra ancak talik edilen duruşmadan önce yatırılan bilirkişi ücretinin hükümde dikkate alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Bilirkişi incelemesi için verilen kesin süreye ilişkin ara kararın, HMK’nın 94. maddesinde belirtilen hususları içermediği, bilirkişi heyetinin kimlerden oluşacağının, hangi uzmanlık alanına sahip olacağının ve her bir bilirkişiye ödenecek ücretin ayrı ayrı belirtilmediği, verilen kesin süreye uyulmaması halinde uygulanacak yaptırımın dahi usulüne uygun olarak ihtar edilmediği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.