Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Borçlar Kanunu”
- Uyuşmazlık: Satın alınan bir aracın tekrarlayan motor arızaları nedeniyle iade ve tazminat talebinde, ayıbın hileli olup olmadığı ve dava zamanaşımının dolup dolmadığı hususlarında yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Araçtaki arızanın tespiti için hukukçu bilirkişi yerine teknik bilirkişi raporu alınması gerektiği, ayıbın niteliğinin ve hileli olup olmadığının teknik bilgi gerektirmesi, mahkemenin eksik araştırma ile hüküm kurması bozma kararına sebebiyet vermiş ve direnme kararı da bu gerekçeyle bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İş kazası nedeniyle açılan maddi tazminat davasında, tazminat hesabı yapılırken işçinin muhtemel yaşam süresinin hangi yaşam tablosuna göre belirleneceği.
Gerekçe ve Sonuç: Gerçek zarar hesabının gerçeğe en yakın verilerle yapılması gerektiği, TRH 2010 yaşam tablosunun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi nedeniyle, muhtemel yaşam süresinin belirlenmesinde TRH 2010 yaşam tablosunun kullanılmasının daha uygun olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmış, ancak Özel Daire bozma ilamında tazminat miktarına ilişkin inceleme yapılmadığından dosyanın bu yönün incelenmesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Geçersiz bir eser sözleşmesi kapsamında yapılan işin bedelinin nasıl hesaplanması gerektiği, davalı vekilinin beyanının usulü kazanılmış hak doğurup doğurmadığı ve hakimin bilirkişi yerine geçerek iş bedelini hesaplayıp hesaplayamayacağı hususlarında uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı vekilinin beyanının iş bedelinin hesaplanma yöntemi bakımından bir kabulü olmadığı, bu nedenle davacı lehine usulü kazanılmış hak doğmadığı, geçersiz sözleşme nedeniyle yapılan işin bedelinin vekaletsiz iş görme hükümlerine göre hesaplanması gerektiği ve hakimin bilirkişi yerine geçerek teknik bir konu olan iş bedelini hesaplayamayacağı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Deniz İş Kanunu'na tabi gemi adamlarının fazla çalışma ücretlerinin, Türk Borçlar Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden sonra %25 zamlı mı yoksa %50 zamlı mı ödenmesi gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Deniz İş Kanunu'nun 28. maddesinde fazla çalışma ücretinin %25 zamlı olarak hesaplanacağı açıkça düzenlendiği, özel kanun hükmü olan bu düzenlemenin sonradan yürürlüğe giren genel kanun hükmü olan Türk Borçlar Kanunu'nun 402. maddesi karşısında öncelikle uygulanması gerektiği, Deniz İş Kanunu'nun 48. maddesinin ise daha önceki kanunlardaki gemi adamlarına daha elverişli hakların saklı tutulması amacıyla konulduğu ve Türk Borçlar Kanunu'nun bu kapsama girmediği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kooperatif birliği aidat alacağı için açılan itirazın iptali davasında, yeni yürürlüğe giren Türk Borçlar Kanunu'nun temerrüt faizine ilişkin hükümlerinin (TBK m. 120/2) derdest davada uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Türk Borçlar Kanunu'nun yürürlük tarihinden önce doğmuş ve temerrüt hali gerçekleşmiş bir alacak için açılan itirazın iptali davasında, yeni kanunun temerrüt faizine ilişkin sınırlamasının geriye yürümeyeceği ve eşitlik ilkesine aykırı olacağı, yeni kanun yürürlüğe girdikten sonra tahakkuk eden faizler için ise yeni kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Gemi adamı olarak çalışan davacının fazla çalışma ücretlerinin %25 zamlı mı yoksa %50 zamlı mı hesaplanması gerektiği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Deniz İş Kanunu'nun 28. maddesinde fazla çalışma ücretinin %25 zamlı hesaplanacağı açıkça belirtildiği, özel kanun olan Deniz İş Kanunu'nun genel kanun olan Türk Borçlar Kanunu'na göre öncelikle uygulanması gerektiği ve Deniz İş Kanunu'nun 48. maddesinin daha sonraki tarihli genel kanunlara karşı saklı hak teşkil etmediği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Satış sözleşmesine konu bağımsız bölümün süresinde teslim edilmemesi nedeniyle alıcının kira kaybı tazminatı talebinin reddedilmesine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sözleşmede teslim süresinin açıkça belirlenmiş olması ve davalı idarenin kusuruyla gecikmenin meydana gelmesi nedeniyle, taksit ödemelerinin ertelenmesinin sözleşmeyi yenilemediği ve tazminat miktarında indirim yapılmasının mümkün olmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Deniz iş kanununa tabi gemi adamlarının fazla çalışma ücretlerinin %25 zamlı mı yoksa %50 zamlı mı hesaplanması gerektiği hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Deniz İş Kanunu'nun 28. maddesinde gemi adamlarına yapılacak fazla çalışma ücretinin %25 zamlı olarak hesaplanacağı açıkça belirtildiği, Deniz İş Kanunu'nun 48. maddesinin ise yalnızca yürürlükteki kanunlara atıfta bulunduğu, sonradan yürürlüğe girecek kanunları kapsamadığı ve özel kanun olan Deniz İş Kanunu'nun genel kanun olan Türk Borçlar Kanunu'na göre öncelikli olarak uygulanması gerektiği gözetilerek, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kira sözleşmesinde yer alan "üst üste iki ay kira bedelinin ödenmemesi halinde tüm kira bedellerinin muaccel hale geleceği" şeklindeki şartın geçerliliği ve bu şarta dayanarak yapılan tahliye talebinin kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 346. maddesi gereğince kiracı aleyhine düzenlenen bu tür şartların geçersiz olduğu, ancak 6353 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle tacir olan kiracılara karşı bu maddenin uygulanmayacağı hükmü gözetilerek, davalı kiracının tacir olup olmadığının tespiti halinde kira sözleşmesindeki şartın geçerli sayılabileceği ve buna göre tahliye talebinin değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Gemi adamı olarak çalışan davacının fazla çalışma ücretlerinin %25 zamlı yerine %50 zamlı ödenmesi gerektiği talebiyle açtığı alacak davasında, Deniz İş Kanunu'nun 28. maddesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 402. maddesi arasında uygulamada öncelikli olan hükmün hangisi olduğuna ilişkin hukuki uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Deniz İş Kanunu'nun özel kanun hükmü olması, fazla çalışma ücretinin hesaplanma yöntemi konusunda açık hüküm içermesi ve Türk Borçlar Kanunu'nun 402. maddesinin gemi adamlarına ilişkin açık bir düzenleme içermemesi, ayrıca Deniz İş Kanunu'nun 48. maddesinin daha sonraki tarihli genel kanunlar karşısında saklı hak teşkil edemeyeceği gözetilerek, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Deniz iş kanununa tabi gemi adamlarının fazla çalışma ücretlerinin %25 zamlı mı yoksa %50 zamlı mı hesaplanması gerektiği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Deniz İş Kanunu'nun 28. maddesinde gemi adamları için fazla çalışma ücretinin %25 zamlı olarak hesaplanacağı açıkça düzenlendiği, özel kanun hükmü karşısında Türk Borçlar Kanunu'nun 402. maddesinin uygulanamayacağı, Deniz İş Kanunu'nun 48. maddesindeki "saklı haklar" hükmünün ise daha elverişli haklar içeren özel kanun hükümlerinin uygulanmasını öngördüğü, genel kanun olan TBK'nın bu düzenlemeye aykırı yorumlanamayacağı ve Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin önceki içtihadından dönülerek benimsenen bu yeni görüş doğrultusunda ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kooperatif üyesinin, birikmiş aidat borcu nedeniyle başlatılan icra takibine yaptığı itirazın iptali davasında, icra takibinin yetkili icra dairesinde yapılıp yapılmadığı ve yeni Türk Borçlar Kanunu’nun faiz oranlarını sınırlayan hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: İcra dairelerinin yetkisinin kesin yetki niteliğinde olmadığı ve yetkisine itiraz edilmeyen icra takibinin usulüne uygun olduğu, ayrıca yeni Türk Borçlar Kanunu'nun faiz sınırlamasına ilişkin hükmünün derdest davalarda da uygulanması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.