Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Borçlar Kanunu m.43”
- Uyuşmazlık: 1999 depreminde yıkılan lojman binasının yapımında kusuru bulunan yüklenicilere rücuen tazminat davası açan idarenin, depremin olağanüstü bir olay olması nedeniyle Borçlar Kanunu'nun 43. maddesi uyarınca tazminatta indirim yapılıp yapılmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 1999 depreminin olağanüstü büyüklükte ve etkide bir olay olduğu, çok sayıda binanın yıkılmasına ve ağır hasara neden olduğu, bu nedenle binanın yıkılmasında davalıların kusurunun bulunsa dahi depremin yarattığı olağanüstü koşullar ve Borçlar Kanunu m.43 hükmü uyarınca hakimin hal ve mevkiin icabına göre tazminatta indirim yapabileceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Depremde yıkılan binanın yüklenicisi tarafından ayıplı yapılması nedeniyle oluşan zarardan yüklenicinin sorumluluğu ve tazminat miktarından Borçlar Kanunu'nun 43. maddesi uyarınca indirim yapılıp yapılmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Binanın deprem yönetmeliğine uygun olarak yapılmış olsa dahi meydana gelen depremin şiddeti göz önüne alındığında hasarın oluşmasının kaçınılmaz olduğu ve bu nedenle Borçlar Kanunu'nun 43. maddesi uyarınca belirlenen tazminat tutarından indirim yapılması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Deprem nedeniyle binanın yıkılmasından kaynaklanan maddi tazminat davasında, Borçlar Kanunu'nun 43. maddesi uyarınca indirim yapılıp yapılmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Binanın depreme dayanıklı olarak inşa edilmiş olsa dahi, depremin şiddeti gözetildiğinde binanın hasar görmesinin kaçınılmaz olduğu ve bu nedenle Borçlar Kanunu'nun 43. maddesi gereğince hakimin tazminat miktarında indirim yapabileceği değerlendirilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Trafik kazası nedeniyle açılan maddi tazminat davasında, davacının kusurunun davalının tazminat sorumluluğunu tamamen ortadan kaldırıp kaldırmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının alkollü olduğunu bildiği arkadaşına aracı kullandırtmasında ağır kusurlu olmasına rağmen, bu kusurun davalının tazminat sorumluluğunu tamamen ortadan kaldırmayacağı; davacının kusurunun, BK 43 ve 44. maddeleri uyarınca tazminattan indirim sebebi olarak değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Özet bulunamadı.
- Uyuşmazlık: Müzedeki eksik eserler nedeniyle açılan maddi tazminat davasında, ıslah yoluyla talep artırımında zamanaşımı ve davalının sorumluluk oranının belirlenmesi uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Maddi tazminat isteminin ıslah yoluyla artırılmasının yeni bir dava niteliğinde olduğu ve bu nedenle zamanaşımı sürelerinin ıslah tarihinden itibaren değerlendirilmesi gerektiği, ayrıca davalının kusur ve sorumluluk oranının belirlenmesinde olayın tüm özelliklerinin BK 43. maddesi kapsamında değerlendirilerek hakkaniyete uygun bir indirim yapılması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Hükümsüz kılınan bir endüstriyel tasarım tesciline dayanılarak açılan davalar nedeniyle uğranılan zararın tazmin edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının kötüniyetle, yeni ve ayırt edici olmayan bir tasarımı tescil ettirdiği ve bu tescile dayanarak davacının üretim faaliyetlerini haksız olarak engellediği, bu nedenle de davacının uğradığı zararın tazmin edilmesi gerektiği gözetilerek, direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davalı tarafından kötüniyetle tescil ettirilen ve daha sonra hükümsüz kılınan endüstriyel tasarım tescil belgesine dayanarak davacı aleyhine açılan davalar ve uygulanan tedbirler nedeniyle davacının uğradığı zararın tazmin edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Tasarım tescil belgesinin kötüniyetle alındığının ve davalı tarafından davacıya zarar vermek amacıyla kullanıldığının tespit edilmesi, dürüstlük kuralına aykırılık oluşturduğu ve 554 sayılı KHK m. 45/1 hükmü uyarınca hükümsüz kılınan tasarım tescilinin hiç doğmamış sayılacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hizmet alım sözleşmesi kapsamında düzenlenen hakediş raporlarına itirazi kayıt konulmaması nedeniyle yüklenicinin, hakediş dışında kalan alacaklarını talep edip edemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet İşleri Genel Şartnamesi'nin 42/a maddesinin, hakedişlere itiraz konusunda taraflar arasında bağlayıcı bir delil sözleşmesi hükmü oluşturduğu, davacının hakediş raporlarına usulüne uygun itirazda bulunmadığı ve Danıştay 13. Dairesinin HİGŞ'nin 42/a maddesini iptal kararının, iptal tarihinden önce imzalanmış sözleşmelere etki etmediği gerekçesiyle, davacının hakediş dışında kalan alacaklarını talep etme hakkı bulunmadığı değerlendirilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tefecilik suçunda, kazanç sağlamak amacıyla birden fazla kişiye ödünç para veren sanık hakkında, ödünç para verilen kişi sayısınca ayrı ayrı hüküm mü kurulması gerektiği, yoksa zincirleme suç hükümlerinin mi uygulanması gerektiği hususunda yaşanan ihtilaf.
Gerekçe ve Sonuç: Tefecilik suçunun mağdurunun toplumun geneli olduğu ve suçun birden fazla kişiye karşı işlenmesinin TCK m.43'te düzenlenen zincirleme suçu oluşturduğu gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine ve Özel Daire bozma kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.