Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“CMK m. 141”
- Uyuşmazlık: Hakimin verdiği tutukluluğun devamına ilişkin kararda yeterli gerekçe gösterilmediği iddiasıyla açılan tazminat davasında, davanın yasal dayanağının HUMK m. 573 mü yoksa CMK m. 141 mi olduğuna ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin görevli olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, hakimlerin hukuki sorumluluğuna ilişkin HUMK m. 573 hükmünün CMK m. 141 ile kaldırılmadığı, her iki düzenlemenin amacı, sujesi, koşulları ve sonuçları itibariyle farklı olduğu, davacının dava dilekçesinde açıkça hakimin gerekçesiz karar vermesi nedeniyle HUMK m. 573/2’ye dayandığı, bu nedenle Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin davaya bakmakla görevli olduğu ve davanın bu maddeye göre değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle Özel Daire kararının, tazminata hükmedilme koşullarının varlığına ilişkin bölümünü onamış, ancak tazminat miktarının belirlenmesinde yasal gerekçe bulunmadığından miktar yönünden bozulmasına karar vermiştir. - Uyuşmazlık: Ağır ceza mahkemesi hakimlerinin yargısal faaliyetleri nedeniyle açılan manevi tazminat davasında görevli mahkemenin tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK'nın 141. maddesinin ek 3. fıkrası ve 142. maddesi uyarınca, suç soruşturması veya kovuşturması sırasında hakimlerin verdikleri kararlar veya yaptıkları işlemler nedeniyle tazminat davalarının Devlet aleyhine açılabileceği ve bu davalarda zarara uğrayanın oturduğu yer ağır ceza mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği görevsizlik kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Hakimin verdiği tutuklama kararının gerekçesiz olduğu iddiasıyla açılan tazminat davasında, 5271 sayılı CMK hükümleri yerine 1086 sayılı HUMK hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin görevli olup olmadığı noktasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hakimlerin yargısal faaliyetlerinden doğan tazminat davalarına ilişkin özel düzenleme olan HUMK m. 573 ve devamı maddelerinin, CMK’nın devletin sorumluluğunu düzenleyen hükümlerine göre özel nitelikte olduğu ve davacının dava yolunu seçme hakkı bulunduğu, ayrıca tutuklama kararının gerekçesizliği iddiasının HUMK m. 573/2 kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin görevli olduğu ve davanın reddine ilişkin kararın onanmasına karar verilmiştir. - Özet bulunamadı.
- Uyuşmazlık: Yerel mahkemenin direnme kararı üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulunca verilen bozma kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itiraz yetkisinin bulunup bulunmadığı ve bulunması halinde sanıklar hakkında usulüne uygun açılmış bir kamu davasının olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararlarına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itiraz yetkisini düzenleyen bir kanun hükmü bulunmadığı ve kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın verildiği fiille aynı fiilden dolayı sanıklar hakkında daha sonra kamu davası açılmasının CMK'nın 172/2 ve 173/6. maddelerine aykırı olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Cumhuriyet savcıları tarafından düzenlenen iddianamenin ekine, davacı ile üçüncü bir kişi arasındaki telefon görüşmesine ait deşifrenin konulması nedeniyle davacı tarafından açılan manevi tazminat davasında görevli mahkemenin tespiti ve davanın reddine ilişkin kararın temyizi.
Gerekçe ve Sonuç: 6545 sayılı Kanun ile CMK’nın 141. maddesine eklenen fıkralar ve 5320 sayılı Kanun'a eklenen geçici madde uyarınca, Cumhuriyet savcılarının soruşturma aşamasındaki işlemleri nedeniyle açılan tazminat davalarında görevli mahkemenin ağır ceza mahkemesi olduğu ve davanın Devlet aleyhine yürütülmesi gerektiği, Yargıtay üyesi hakkında açılan davada ise HMK’nın 47. maddesi gereğince Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin görevli olduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesi sıfatıyla verilen kararın bir kısmının bozulmasına, bir kısmının ise onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Ceza hakimlerinin tutuklama kararına karşı açılan manevi tazminat davasında, 2802 sayılı HSK'nın 93/A maddesinin yürürlükten kaldırılması ve CMK m. 141'e eklenen fıkralar ve 5320 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 8. madde ile görevli mahkemenin hangisi olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK'nın 141. maddesine eklenen fıkralar ve 5320 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 8. madde uyarınca, hakim ve savcıların verdikleri kararlar nedeniyle açılan tazminat davalarının Devlet aleyhine açılması gerektiği ve yargılamanın ağır ceza mahkemesinde yapılacağı, Yargıtay'da bulunan dosyaların ise esastan incelenmeksizin yetkili ağır ceza mahkemesine gönderilmesi gerektiği gözetilerek, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle hükmün açıklanması kararının gerekçeli olup olmadığı hususunda yerel mahkeme ile özel daire arasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün açıklanması kararında, yerel mahkemece delillerin tartışılıp değerlendirilmemesi ve sanığın suç oluşturduğu kabul edilen fiilin gerekçeli kararda belirtilmemesi suretiyle CMK’nın 230. maddesine aykırı hareket edildiği gözetilerek, direnme kararına konu hükmün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hâkimin gerekçesiz tutuklama ve tutukluluğun devamı kararları nedeniyle açılan tazminat davasında görevli mahkemenin tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Davanın, hakimin koruma tedbirini kullanırken takdir yetkisini kötüye kullanması nedeniyle değil, kanunun açık hükmüne aykırı gerekçesiz tutuklama kararı vermesi nedeniyle hakimin hukuki sorumluluğuna dayandığı ve 6110 sayılı Kanun'un geçici 2. maddesi gereğince bu tür davalarda Yargıtay ilgili hukuk dairesinin görevli olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin görevsizlik kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Hâkim aleyhine açılan tazminat davasında, davanın 5271 sayılı CMK’nın 141. maddesi uyarınca Ağır Ceza Mahkemesi’nde mi yoksa mülga 1086 sayılı HUMK’nun 573. maddesi (6100 sayılı HMK m. 46) uyarınca Yargıtay 4. Hukuk Dairesinde mi görüleceği hususunda görev uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davanın, tutukluluğun devamına dair verilen kararın gerekçesizliği nedeniyle hâkimin hukuki sorumluluğuna dayalı bir tazminat davası olduğu, 5271 sayılı CMK m. 141'de düzenlenen koruma tedbirlerine aykırılıktan kaynaklanan tazminat davası olmadığı ve bu nedenle 6100 sayılı HMK m. 47 uyarınca Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin görevli olduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin görevsizlik kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Hakim aleyhine açılan tazminat davasında, davanın 5271 sayılı CMK'nın 141. maddesi uyarınca Ağır Ceza Mahkemesi'nde mi yoksa mülga 1086 sayılı HUMK'nın 573. maddesi uyarınca Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nde mi görüleceği hususunda görev uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davanın, hakimin tutukluluğun devamı kararını gerekçelendirmemesinden kaynaklanan ve HUMK m. 573/2'deki "açık ve kesin kanun hükmüne aykırı karar verme" halini ileri süren bir tazminat talebi olması ve CMK m. 141'deki koruma tedbirleri kapsamında bir haksız tutuklama iddiasını içermemesi gözetilerek, davanın Yargıtay 4. Hukuk Dairesinde görülmesi gerektiği değerlendirilerek, ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin görevsizlik kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.