Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“CMK m. 230”
- Uyuşmazlık: Sanığın denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle hükmün açıklanması kararının gerekçeli olup olmadığı hususunda yerel mahkeme ile özel daire arasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün açıklanması kararında, yerel mahkemece delillerin tartışılıp değerlendirilmemesi ve sanığın suç oluşturduğu kabul edilen fiilin gerekçeli kararda belirtilmemesi suretiyle CMK’nın 230. maddesine aykırı hareket edildiği gözetilerek, direnme kararına konu hükmün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yerel Mahkeme hükümlerinin Anayasa'nın 141. ve CMK'nın 34, 230 ve 232. maddelerinde öngörülen şekilde yasal ve yeterli gerekçe içerip içermediği.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel Mahkeme'nin, bozma kararına rağmen sanıkların eylemlerinin sübutuna ilişkin yeterli ve yasal gerekçe göstermeksizin önceki bozulmuş hükmün gerekçe kısmını tekrarlaması ve mahkumiyet hükmü kurması, Anayasa'nın 141. maddesi ile CMK’nın 34, 230 ve 232. maddelerine aykırı görülerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işleyen sanık hakkında hükmün açıklanması kararında, yeterli gerekçe gösterilip gösterilmediği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün açıklanması kararında, Anayasa'nın 141. maddesi ve CMK’nın 34, 230 ve 232. maddeleri uyarınca, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşler, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi ile ulaşılan kanaat ve sanığın eyleminin hukuki nitelendirmesine yer verilmesi gerekirken, yerel mahkemece bu hususlara değinilmeyerek, sadece hükmün açıklanma gerekçesinin belirtilmesi ile yetinilmesi isabetsizliği nedeniyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Görevsizlik kararı veren mahkemece dinlenen tanıkların, görevli mahkemece yeniden dinlenip dinlenilmeyeceği ve yerel mahkeme hükmünün gerekçesinin yeterli olup olmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Görevsiz mahkemede dinlenen tanıkların ifadelerinin, CMK m.7 uyarınca görevli mahkemede yeniden dinlenmesi gerektiği kuralının istisnasının, tanığın dinlenmesinin mümkün olmadığı haller olduğunun, somut olayda ise tanıkların dinlenmesinin mümkün olmadığı gibi, hükme esas alınan deliller de gözetildiğinde buna gerek de olmadığının ve yerel mahkemenin gerekçesinde, hükme esas alınan delillerin belirtildiği, tartışıldığı ve değerlendirildiğinin anlaşılması karşısında, yerel mahkeme hükmünün yasal ve yeterli gerekçeye dayandığı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın işlediği hırsızlık suçunun geceleyin işlenip işlenmediğine ilişkin yerel mahkemenin direnme kararının hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, Yargıtay 13. Ceza Dairesinin bozma ilamına karşı sanığın beyanını almadan ve yasal/yeterli gerekçe göstermeden direnme kararı vermesi, savunma hakkı ile adil yargılanma hakkını ihlal ettiği ve CMK m. 34, 230, 232 ile 1412 sayılı CMUK m. 326/2'ye aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Hakimin verdiği tutukluluğun devamına ilişkin kararda yeterli gerekçe gösterilmediği iddiasıyla açılan tazminat davasında, davanın yasal dayanağının HUMK m. 573 mü yoksa CMK m. 141 mi olduğuna ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin görevli olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, hakimlerin hukuki sorumluluğuna ilişkin HUMK m. 573 hükmünün CMK m. 141 ile kaldırılmadığı, her iki düzenlemenin amacı, sujesi, koşulları ve sonuçları itibariyle farklı olduğu, davacının dava dilekçesinde açıkça hakimin gerekçesiz karar vermesi nedeniyle HUMK m. 573/2’ye dayandığı, bu nedenle Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin davaya bakmakla görevli olduğu ve davanın bu maddeye göre değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle Özel Daire kararının, tazminata hükmedilme koşullarının varlığına ilişkin bölümünü onamış, ancak tazminat miktarının belirlenmesinde yasal gerekçe bulunmadığından miktar yönünden bozulmasına karar vermiştir. - Uyuşmazlık: Sanıkların teşekkül halinde kaçakçılık suçundan mahkumiyetlerine ilişkin yerel mahkeme hükmünün, Anayasa'nın 141. ve CMK’nın 34, 230 ve 232. maddelerinde öngörülen şekilde yasal ve yeterli gerekçe içerip içermediği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme hükmünde, somut olayın özel ve teknik bilgi gerektirmesine rağmen, farklı görüşler içeren bilirkişi raporlarına hangi gerekçelerle itibar edilmediğinin belirtilmemesi, eksik beyan edilen akaryakıt satışına ilişkin iddiaların yeterince karşılanmaması ve sanıkların eylemlerinin planlı bir ortaklık ve eylem birliği içerisinde işlenip işlenmediğinin incelenmeden teşekkülün varlığının kabul edilmesi nedeniyle, hükümde yasal ve yeterli gerekçe bulunmadığı gözetilerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan hüküm, yerel mahkemece kasten yaralama suçu olarak değerlendirilmiş, Yargıtay 1. Ceza Dairesi ise bu kararı bozmuş, yerel mahkeme direnme kararı vermiş, bu direnme kararının hukuki niteliği uyuşmazlık konusu olmuştur.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin direnme kararında CMK m. 230, 231 ve 232'ye aykırı olarak hüküm fıkrası kurulmaması ve 1412 sayılı CMUK'un 326. maddesine aykırı olarak sanığa aleyhe bozmaya karşı savunma hakkı tanınmaması gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında parada sahtecilik suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün, sanığın denetim süresi içinde kasten işlediği başka bir suç nedeniyle açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın hukuki dayanağının ve gerekçesinin yeterli olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararında, sanığın denetim süresi içinde kasten suç işlediğinin belirtilmesi dışında, iddia, savunma, deliller ve ulaşılan kanaate dair herhangi bir değerlendirmede bulunmaması, hükmün kanuni ve yeterli gerekçeden yoksun olması nedeniyle CMK’nın 230. maddesine aykırı görülerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan sanık hakkında verilen mahkûmiyet hükmünde, mağdurenin yaşı konusunda sanığın hataya düştüğü iddiasının yeterince değerlendirilmediği ve TCK’nın 30. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağına dair gerekçenin yetersiz olduğu iddiası.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın mağdurenin yaşı konusunda hataya düştüğü savunmasına karşın, yerel mahkemenin bu hususu yeterince değerlendirmeyip TCK’nın 30. maddesini uygulamayacağına dair kararını yeterli gerekçe ile açıklamadığı, bu nedenle hükmün Anayasa’nın 141. maddesi ile CMK’nın 34, 230 ve 232. maddelerinde öngörülen gerekçeli karar verme yükümlülüğüne aykırı olduğu gözetilerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın, mağdura yönelik gerçekleştirilen teşebbüs aşamasında kalan nitelikli yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve nitelikli kasten yaralama suçlarından, suç işlemek amacıyla kurulan silahlı örgüte üyelik sıfatıyla cezalandırılmasına ilişkin hükümlerin yasal ve yeterli gerekçe içerip içermediği ve eylemlerin örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenip işlenmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın örgüt lideri sıfatıyla, örgütün faaliyet alanı kapsamında mağdura yönelik işlenen suçlardan sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli delil bulunmadığı, mağdur beyanlarının çelişkili olduğu, olay tarihinde örgütün varlığına dair yeterli delil bulunmadığı, sanığın eyleme katılımı veya talimat verdiğine dair delil olmadığı ve şüpheden sanık yararlanır ilkesi gözetilerek, yerel mahkeme hükmü bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.