Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“CMUK 1412”
- Uyuşmazlık: Asliye Ceza Mahkemesi kararına karşı, duruşmaya katılmayan Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin süresinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince, bölge adliye mahkemeleri kurulmadan önceki kararlar için 1412 sayılı CMUK hükümlerinin uygulanacağı, duruşmalara katılmayan Cumhuriyet savcısının asliye ceza mahkemesi kararlarını temyiz süresinin ise 1412 sayılı CMUK'nın 310/3. maddesi kıyasen uygulanarak tefhim tarihinden itibaren bir ay olduğu gözetilerek, savcının temyiz isteminin süresinden sonra yapıldığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Asliye Ceza Mahkemesi'nin duruşmasına Cumhuriyet savcısının katılmadığı davalarda verilen hükme karşı, savcının yaptığı temyiz başvurusunun süresinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlamasından önce verilmiş kararlar hakkında 1412 sayılı CMUK hükümlerinin uygulanacağı, asliye ceza mahkemelerinde savcıların duruşmalara katılmadığı dönemde verilen kararlara karşı yapılacak temyiz başvurularında 1412 sayılı CMUK'nın 310/3. maddesinin kıyasen uygulanması gerektiği ve bu maddenin de tefhim tarihinden itibaren bir aylık temyiz süresi öngördüğü gözetilerek, savcının temyiz başvurusunun süresinde olduğu kabul edilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı kabul edilmiş ve Özel Daire kararı kaldırılmıştır. - Uyuşmazlık: Çocuk mahkemesi sıfatıyla asliye ceza mahkemesince verilen hükme karşı Cumhuriyet savcısının yaptığı temyiz başvurusunun süresinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında 1412 sayılı CMUK hükümlerinin uygulanacağı, duruşmalara katılmayan Cumhuriyet savcısının asliye ceza ve çocuk mahkemeleri kararlarına karşı temyiz süresinin 1412 sayılı CMUK'nın 310/3. maddesi kıyasen uygulanarak tefhim tarihinden itibaren bir ay olduğu gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne ve Daire kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Asliye Ceza Mahkemesi'nin duruşmasına katılmayan Cumhuriyet savcısının, yokluğunda verilen hükme karşı yaptığı temyiz başvurusunun süresinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilmiş kararlar bakımından 1412 sayılı CMUK hükümlerinin uygulanacağı, bu kapsamda asliye ceza mahkemelerinde yapılan duruşmalara Cumhuriyet savcısının katılmadığı durumlarda, savcının temyiz süresinin belirlenmesinde 1412 sayılı CMUK'nın 310/3. maddesinin kıyasen uygulanması gerektiği, bu maddeye göre de temyiz süresinin tefhim tarihinden itibaren bir ay olduğu gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının kabulüne ve Daire kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 20.07.2016 tarihinden önce asliye ceza mahkemelerinde görülen davalarda, duruşmaya katılmayan Cumhuriyet savcısının temyiz süresinin ne kadar olduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince, 20.07.2016 tarihinden önceki kararlar hakkında 1412 sayılı CMUK hükümlerinin uygulanacağı, 6545 sayılı Kanun ile sulh ceza mahkemelerinin kaldırılmış olmasına rağmen, kanun koyucunun bu mahkemelerin temyiz süresine ilişkin hükümlerine atıf yapma imkanı varken bu yönde bir düzenlemeye yer vermemesi, Anayasa’nın 36. maddesinde düzenlenen hak arama hürriyeti, AİHS’nin 6. maddesindeki mahkemelere erişim hakkı ve silahların eşitliği ilkesi de gözetilerek, 1412 sayılı CMUK’nın 310/3. maddesinin kıyasen uygulanması suretiyle duruşmaya katılmayan Cumhuriyet savcısının temyiz süresinin tefhim tarihinden itibaren bir ay olduğu kabul edilerek, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin temyiz isteminin reddine ilişkin kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Duruşmalara katılmayan Cumhuriyet savcısının asliye ceza mahkemesince verilen hükme karşı yaptığı temyiz başvurusunun süresinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilmiş kararlar bakımından 1412 sayılı CMUK hükümlerinin uygulanacağı, bu kapsamda Cumhuriyet savcısının duruşmalara katılmadığı asliye ceza mahkemesi kararlarına karşı temyiz süresinin 1412 sayılı CMUK'nın 310/3. maddesi kıyasen uygulanarak tefhim tarihinden itibaren bir ay olduğu gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının kabulüne ve Özel Daire kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemeleri kurulmadan önce, asliye ceza mahkemelerinde verilen ve duruşmaya katılmayan Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilen kararlarda, temyiz süresinin hesabında hangi hükmün uygulanacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince, Bölge Adliye Mahkemeleri'nin kuruluşundan önceki kararlar hakkında 1412 sayılı CMUK hükümlerinin uygulanması, Cumhuriyet savcısının duruşmalara katılmadığı asliye ceza mahkemesi kararlarına ilişkin temyiz süresinin belirlenmesinde ise 1412 sayılı CMUK'nın 310/3. maddesinin kıyasen uygulanması gerektiği ve bu süreye göre temyiz isteminin süresinde olduğu gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının kabulüne ve Daire kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Duruşmaya katılmayan Cumhuriyet savcısının asliye ceza mahkemesince verilen hükme karşı yaptığı temyiz başvurusunun süresinde olup olmadığı ve dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri kurulmadan önce verilmiş kararlara 1412 sayılı CMUK hükümlerinin uygulanacağı, asliye ceza mahkemelerinde savcıların duruşmalara katılmaması nedeniyle temyiz süresinin belirlenmesinde 1412 sayılı CMUK'nın 310/3. maddesinin kıyasen uygulanması gerektiği, bu maddeye göre temyiz süresinin tefhim tarihinden itibaren bir ay olduğu ve bu süreye uyulduğu, ancak beraat hükmüne konu suç bakımından dava zamanaşımı süresinin Yargıtay inceleme tarihinden önce dolduğu gözetilerek yerel mahkeme hükmünün bozulmasına ve kamu davasının düşmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 20.07.2016 tarihinden önce asliye ceza mahkemesinde verilen ve görüldüğü savcıya tebliğ edilen beraat kararının, savcı tarafından temyiz edilmesinin süresinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereği, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlamasından önceki tarihte verilmiş kararlara karşı 1412 sayılı CMUK hükümlerinin uygulanacağı, asliye ceza mahkemelerinde Cumhuriyet savcılarının duruşmalara katılmamasının bu mahkemelerin kararlarına karşı temyiz yolunu kapatmayacağı ve savcının temyiz süresinin 1412 sayılı CMUK'nın 310/3. maddesi kıyasen uygulanarak tefhim tarihinden itibaren bir ay olduğu gözetilerek, Özel Daire kararının kaldırılmasına ve dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere ilgili daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemeleri'nin kuruluşundan önce verilen ve Yargıtayca bozulan bir hükümden sonra, yine bozma üzerine verilen mahkûmiyet hükmüne karşı yapılan temyiz başvurusunda, uygulanacak temyiz süresinin bir hafta mı yoksa on beş gün mü olduğunun tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemeleri'nin kuruluşundan önce verilmiş kararlara ilişkin temyiz incelemelerinde 1412 sayılı CMUK hükümlerinin uygulanması gerektiği, 7035 sayılı Kanun ile 5271 sayılı CMK'nın 291. maddesinde yapılan değişikliğin 1412 sayılı CMUK'nın 310. maddesindeki bir haftalık temyiz süresini etkilemediği ve sanığın temyiz başvurusunun bu süre geçtikten sonra yapıldığı gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı kabul edilerek, Özel Daire’nin onama kararı kaldırılarak, sanığın temyiz isteminin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemelerinin kurulmasından önce, duruşmaya katılmayan Cumhuriyet savcısının asliye ceza mahkemesi kararına karşı yaptığı temyiz başvurusunun süresinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemeleri'nin göreve başlamasından önce verilmiş kararlar hakkında 1412 sayılı CMUK hükümlerinin uygulanması, CMUK'da yer alan bir aylık temyiz süresinin asliye ceza mahkemeleri kararları için de kıyasen uygulanması ve hak arama hürriyeti ile silahların eşitliği ilkeleri gözetilerek, savcının temyiz başvurusunun süresinde olduğu kabul edilmiş ve Özel Daire kararı kaldırılarak dosya temyiz incelemesi için Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemeleri'nin kuruluşundan önce asliye ceza mahkemesince verilen beraat kararına karşı Cumhuriyet savcısı tarafından yapılan temyiz başvurusunun süresinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince, Bölge Adliye Mahkemeleri'nin göreve başlamasından önceki kararlar için 1412 sayılı CMUK hükümlerinin uygulanacağı, asliye ceza mahkemesi duruşmalarına Cumhuriyet savcısının katılmaması nedeniyle 1412 sayılı CMUK'nın 310/3. maddesinin kıyasen uygulanması gerektiği ve bu durumda temyiz süresinin tefhim tarihinden itibaren bir ay olduğu gözetilerek, savcının temyiz başvurusunun süresinden sonra yapıldığı gerekçesiyle Yargıtay 6. Ceza Dairesinin onama kararının kaldırılmasına ve temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.