Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“CMUK 322”
- Uyuşmazlık: Nitelikli hırsızlık suçundan mahkum olan sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması ve infaz rejimi konusunda yerel mahkeme ile Yargıtay dairesi arasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasında tekerrüre esas alınan ilamın kararda gösterilmesinin zorunlu olmadığı, birden fazla tekerrüre esas olabilecek hükümlülük varsa infaz aşamasında en ağır cezanın esas alınacağı, yerel mahkemenin TCK'nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluğuna ilişkin eksik hükmünün ise CMUK 322 uyarınca düzeltilerek onanabileceği gözetilerek, Yargıtay dairesinin bozma kararı kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Nitelikli hırsızlık suçundan mahkum olan sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması ve mükerrirlere özgü infaz rejimine karar verilirken tekerrüre esas alınan ilamın kararda gösterilip gösterilmeyeceği, aleyhe temyiz olmaması halinde tekerrüre esas alınacak ilamın belirlenmesi, infazda hangi ilamın esas alınacağı, tekerrür için ek savunma hakkı verilip verilmeyeceği, TCK’nın 58. maddesinin uygulanmaması halinde Yargıtay’ın nasıl bir karar vereceği ve hak yoksunluğuna ilişkin yasal düzenlemenin nasıl uygulanacağı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Tekerrür hükümlerinin uygulanması için tekerrüre esas alınan ilamın kararda gösterilmesinin zorunlu olmadığı, birden fazla tekerrüre esas alınabilecek hükümlülük varsa infazda en ağır cezalı olanın esas alınacağı, tekerrür hükümlerinin uygulanması için ek savunma hakkı gerektiği ancak adli sicil kaydının okunması ve sanığın kabulü halinde buna gerek kalmayacağı, şartları oluşmasına rağmen TCK’nın 58. maddesi uygulanmayan ve aleyhe temyiz bulunan hallerde Yargıtay’ın CMUK 322 uyarınca düzelterek onama yapabileceği, yerel mahkemece tekerrüre esas alınacak en ağır cezalı hükümlülük yerine başka bir hükümlülüğün esas alındığı durumlarda Yargıtay’ın en ağır cezayı esas alması gerektiği, TCK’nın 58. maddesi uygulandığında denetimli serbestlik tedbirine ayrıca hükmedilmesine gerek olmadığı, hükümde tekerrüre esas alınan ilam belirtilmese de infaz aşamasında en ağır cezanın esas alınacağı ve TCK 53/3. maddesinin gözetilmemesi nedeniyle bozma kararı verilip hükmün CMK 322 uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Suç tarihi itibarıyla yürürlükte olmayan TCK'nun 61/9. maddesi uygulanarak verilen adli para cezası hükmünün bozulması üzerine, Yargıtay'ın 1412 sayılı CMUK'nun 322. maddesi uyarınca hükmü düzelterek onayıp onayamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Suç tarihinde TCK'nun 61/9. maddesinin uygulanabilir olmaması nedeniyle adli para cezasının alt sınırının 5 gün olarak belirlenmesi gerekirken, yerel mahkemece 180 gün olarak belirlenmesindeki hukuka aykırılığın, yeni bir yargılama gerektirmemesi ve takdir yetkisini ortadan kaldırmaması gözetilerek, 1412 sayılı CMUK'nun 322. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından mahkumiyetine ilişkin hükmün, tekerrür hükümlerinin uygulanması ve kanun maddesi belirtilmemesi hususlarında usul ve yasaya uygun olup olmadığına ilişkin temyiz incelemesi.
Gerekçe ve Sonuç: Tekerrür hükümlerinin uygulanması bakımından, hükümde tekerrüre esas alınan ilamın belirtilmesinin zorunlu olmadığı, birden fazla tekerrüre esas alınabilecek hükümlülük varsa infaz aşamasında en ağır cezalının esas alınacağı, hırsızlık suçundan hüküm kurulurken temel ceza belirlenirken uygulanan TCK maddesinin gösterilmemesi hususunun ise 1412 sayılı CMUK'nun 322. maddesi uyarınca düzeltilerek onanabileceği gözetilerek, mala zarar verme suçundan kurulan hükmün onanmasına, hırsızlık suçundan kurulan hükmün ise düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasında, tekerrüre esas alınan hükmün mahkeme kararında açıkça belirtilip belirtilmeyeceği, belirtilmesi gerekmiyorsa infaz aşamasında hangi hükmün esas alınacağı, aleyhe temyiz olmaması durumunda tekerrür hükümlerinin uygulanmasının 1412 sayılı CMUK'nun 326/son maddesi kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Tekerrür hükümlerinin uygulanmasında TCK'nun 58. maddesinde tekerrüre esas alınan hükmün kararda açıkça belirtilmesi gerektiğine dair bir hüküm bulunmaması, birden fazla tekerrüre esas alınabilecek hükmün varlığı halinde infaz aşamasında en ağır cezalı hükmün esas alınması gerektiği, tekerrür hükümlerinin uygulanmasının lehe temyiz davası üzerine cezanın aleyhe değiştirilmemesi kuralı kapsamında olmadığı gözetilerek, yerel mahkeme hükmünün sanık hakkında TCK’nun 53. maddesinin uygulanmamasına ilişkin kısmının düzeltilmesi suretiyle onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıklar hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasında, tekerrüre esas alınan ilamın kararda açıkça gösterilip gösterilmeyeceği, gösterilmesi gerekiyorsa sanık lehine temyiz olması halinde hangi ilamın esas alınacağı ve gösterilmesi gerekmiyorsa infaz aşamasında hangi ilamın esas alınacağı hususlarında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5237 sayılı TCK'nın 58. maddesinde tekerrüre esas alınan ilamın kararda gösterilmesi gerektiğine dair açık bir hüküm bulunmadığı, 5275 sayılı CİTKHKanunu'nun 108/2. maddesi gereği koşullu salıverilme süresine eklenecek sürenin tekerrüre esas alınan en ağır cezadan fazla olamayacağı ve bu hususun infaz aşamasında değerlendirilebileceği gözetilerek, yerel mahkeme kararında tekerrüre esas alınan ilamın belirtilmemiş olması doğru kabul edilerek, yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın tekerrür hükümlerine göre cezalandırılmasında, tekerrüre esas alınan hükmün kararda belirtilmesi zorunluluğu, uyarlama kararı gerekliliği, denetim süresinin belirlenmesinin yerel mahkemenin takdirine bırakılıp bırakılamayacağı ve aleyhe temyiz yasağı kapsamında değerlendirilebilecek hususlar.
Gerekçe ve Sonuç: Tekerrür hükümlerinin uygulanmasında, tekerrüre esas alınan hükmün kararda gösterilmesi zorunlu olmadığı, ancak yerel mahkemece gösterilmişse ve bu hükümle ilgili uyarlama gerekiyorsa, uyarlama yapılmadan tekerrür hükümlerinin uygulanmasının doğru olmadığı, denetim süresinin belirlenmesinin infaz aşamasındaki mahkemenin takdirine bırakılması gerektiği ve TCK'nın 58. maddesinin uygulanmasında cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirine ayrıca hükmedilmemesinin aleyhe değiştirme yasağı kapsamında olmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.