Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Cevap Dilekçesi Süresi”
- Uyuşmazlık: Boşanma davası devam ederken davacı koca vefat ettikten sonra davaya mirasçıları tarafından devam edilmesi üzerine, davalı kadına kusur yüklenip yüklenemeyeceği hususunda Bölge Adliye Mahkemesi’nin Özel Daire bozma ilamına karşı verdiği kararın direnme kararı olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesince verilen ilk kararda davalı kadına kusur yüklenememesinin gerekçesi, davalı kadının süresinde cevap dilekçesi vermemesi nedeniyle davacı erkeğin daha sonra sunduğu dilekçesindeki iddiaların hükme esas alınamaması iken, direnme kararında ise davalı kadına kusur yüklenememesinin gerekçesi, davacı erkeğin sunduğu dilekçenin delil dilekçesi niteliğinde olup cevaba cevap dilekçesi sayılamayacağı şeklinde değiştirildiğinden, bozma kararına uyulmayarak yeni bir gerekçe ile hüküm kurulduğu gözetilerek, direnme kararının yeni hüküm niteliğinde olduğu ve dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerektiğine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Süresinde cevap dilekçesi vermeyen ve sonradan verdiği cevap dilekçesinde de zamanaşımı def'inde bulunmayan davalının, davacının ıslahı üzerine ıslah yoluyla zamanaşımı def'i ileri sürüp süremeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Zamanaşımı def'inin, davalının süresinde cevap dilekçesi vermemesi halinde, davacının açık muvafakati olmadıkça ıslah yoluyla ileri sürülemeyeceği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Süresinde cevap dilekçesi vermeyen ve zamanaşımı def'i ileri sürmeyen davalının, davacının ıslahı üzerine ıslah yoluyla zamanaşımı def'i ileri sürüp süremeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Zamanaşımı def'inin, bir hakkın ileri sürülmesini engelleyici bir savunma aracı olduğu, davalının süresinde cevap dilekçesi vermemesi halinde davacının ileri sürdüğü tüm vakıaları inkâr etmiş sayılacağı, ancak bu inkârın zamanaşımı def'ini kapsamadığı, davalının yasal süresi dışında verdiği cevap dilekçesiyle zamanaşımı def'inde bulunabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerektiği, aksi halde savunmanın genişletilmesi yasağı nedeniyle zamanaşımı def'ine değer verilemeyeceği, ıslahın ise ancak mevcut bir usul işleminin düzeltilmesi için kullanılabileceği, hiç verilmemiş sayılan bir cevap dilekçesinin ıslah yoluyla düzeltilemeyeceği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı tarafından yasal süresi dışında verilen cevap dilekçesinde zamanaşımı def’i ileri sürülmemesi ve davacının ıslah dilekçesine karşı da süresinde zamanaşımı def'inde bulunulmaması nedeniyle, daha sonra ıslah yoluyla ileri sürülen zamanaşımı savunmasına itibar edilip edilmeyeceği hususunda uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Zamanaşımı def’inin, kanunda öngörülen süreler içinde ileri sürülmesi gerektiği, süresinde cevap dilekçesi vermeyen davalının davacının ileri sürdüğü tüm vakıaları inkâr etmiş sayılacağı ancak bu inkârın zamanaşımı def’ini kapsamadığı, davacının açık muvafakati olmaksızın yasal süresi geçtikten sonra verilen cevap dilekçesinin ıslah yoluyla ileri sürülen zamanaşımı def’ini kapsayamayacağı gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı tarafın, yasal süresi içinde cevap dilekçesi sunmadan, sonradan verdiği cevap dilekçesini ıslah ederek zamanaşımı def'inde bulunup bulunamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Zamanaşımı def'inin, davalının cevap dilekçesi verme yükümlülüğünün yerine getirilmediği durumlarda ıslaha konu yapılamayacağı ve davacının açık muvafakati olmaksızın zamanaşımı def'inin ileri sürülemeyeceği gözetilerek, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Süresinde verilmeyen ve zamanaşımı def'i içermeyen cevap dilekçesi sonrasında davacı tarafından yapılan ıslaha karşı, davalı tarafından ıslah yoluyla ileri sürülen zamanaşımı savunmasının geçerli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Zamanaşımı def'inin, HMK m.141/2 uyarınca, süresinde cevap dilekçesi verilmemesi halinde, davacının açık muvafakati olmadan ıslah yoluyla ileri sürülemeyeceği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Boşanma davası devam ederken davacı erkeğin ölmesi üzerine mirasçılarının davaya devam ederek davalı kadının kusurlu olup olmadığının tespiti istemiyle açtıkları davada, Bölge Adliye Mahkemesi'nin davacı erkeğin dosyaya sunduğu 10.01.2018 tarihli dilekçeyi cevaba cevap dilekçesi olarak kabul etmeyip bu dilekçedeki iddiaları hükme esas almaması nedeniyle davalı kadının kusursuz olduğuna karar vermesi üzerine yapılan temyiz başvurusunda, direnme kararı verilmesi üzerine Hukuk Genel Kurulu’nca verilen kararın niteliği ve temyiz incelemesini yapacak merci uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesince verilen direnme kararının usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı niteliğinde olmayıp, Yargıtay’ın bozma ilamına konu hususla ilgili, bozma kararı sonrasında yeni ve farklı bir gerekçe ile oluşturulan yeni bir hüküm niteliğinde olduğu ve bu yeni hükme karşı yapılan temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu’nca değil, Özel Daire tarafından yapılması gerektiği gözetilerek, davacı mirasçıların yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın bozma kararını veren Özel Daire’ye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı tarafın, yasal cevap dilekçesi verme süresi içinde tahkim ilk itirazında bulunup bulunmadığı ve buna bağlı olarak davanın hakem şartı nedeniyle usulden reddine karar verilip verilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı vekilinin cevap süresi uzatım talebi mahkemece değerlendirilmediğinden sürenin uzatılmış sayılamayacağı, bu nedenle yasal cevap süresi içinde tahkim ilk itirazında bulunulmadığından, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalının cevap dilekçesi vermemesi nedeniyle davacının iddialarını inkâr etmiş sayıldığı bir davada, davalı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde yeni vakıalar ileri sürmesinin iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağına tabi olup olmadığı ve buna bağlı olarak yeni bir bilirkişi raporu alınıp alınmayacağı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının süresinde cevap dilekçesi vermemesi sebebiyle davacının tüm iddialarını inkâr etmiş sayılacağı, dolayısıyla davacının iddia ettiği vakıaları ispat yükümlülüğünün kendisine düşeceği, davalının ise inkâr kapsamında karşı delil sunabileceği ancak yeni vakıa ileri süremeyeceği, bu kapsamda davalı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz ederken ileri sürdüğü mandalinaların bozuk olduğu iddiasının yeni vakıa niteliğinde olup savunmanın genişletilmesi yasağına tabi olduğu ve mahkemenin bu savunmayı dikkate almaksızın, davalının zımnen inkâr ettiği mandalina fiyatı hususunda da ayrıca bilirkişi incelemesi yaptırması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı tarafından yetki itirazının esasa cevap süresi geçtikten sonra yapılması nedeniyle yetki itirazının geçerli olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yetki itirazının, HUMK m. 188, 189 ve 195 uyarınca esasa cevap süresi içinde yapılması gerektiği, davalının cevap süresi geçtikten sonra yaptığı yetki itirazının geçersiz olduğu ve mahkemenin yetki itirazını reddederek işin esasına girmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı tarafın, yasal süresi içinde cevap dilekçesi vermeyerek davacı tarafın iddialarını inkâr etmiş sayılması nedeniyle, daha sonra sunduğu tanık delillerinin kabul edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: HMK’nın 128. maddesi gereğince, süresinde cevap dilekçesi vermeyen davalının davacı tarafın iddialarını inkâr etmiş sayılacağı, ancak bu inkârın herhangi bir vakıaya dayanmadığı ve HMK’nın 129/1-e maddesi uyarınca delillerin cevap dilekçesinde gösterilmesi gerektiği, bu nedenle de yasal süre geçtikten sonra bildirilen tanık delillerinin kabul edilemeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.