Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Ceza İştiraki”
- Uyuşmazlık: Sanığın, maktulün öldürülmesi eylemine iştiraki nedeniyle anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs suçundan cezalandırılmasının hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, silahlı terör örgütü üyesi olması, maktulün sorgulanması ve öldürülmesi olaylarında aktif olarak yer alması, örgütsel kararı desteklemesi ve eylemi bizzat gerçekleştirebileceğini beyan etmesi, eyleminin anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs suçunu oluşturduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın komisyon karşılığı düzenleyip verdiği sahte müstahsil makbuzlarını kullanan kişilerin gerçekleştirdiği nitelikli dolandırıcılık suçuna iştirak edip etmediği, iştirak şeklinin ne olduğu, eylemlerin zincirleme suç oluşturup oluşturmadığı ve katılan hazine vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekip gerekmediği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın sahte müstahsil makbuzlarını düzenleyip komisyon karşılığı vermesinin, bu makbuzları kullanan kişilerin nitelikli dolandırıcılık suçlarına yardım etmek niteliğinde olduğu, sanığın bu suça iştirak kastıyla hareket ettiği ve eylemlerinin zincirleme suç oluşturduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın komisyon karşılığı düzenleyip verdiği sahte müstahsil makbuzlarını kullanan kişilerin destekleme primi alması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu işleyip işlemediği, işlediği kabul edilirse suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı, sanığın bu suça iştirak derecesinin ne olduğu, TCK'nın 158/1-f maddesindeki adli para cezası düzenlemesinin uygulanması ve yerel mahkemenin gün belirlemeden doğrudan adli para cezası tayin etmesinin doğru olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, gerçek bir ticari faaliyeti olmaksızın komisyon karşılığı sahte müstahsil makbuzu düzenleyerek, başkalarının haksız destekleme primi almasını sağlamasının nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu, bu suça yardım eden sıfatıyla iştirak ettiği, TCK'nın 158/1-f maddesindeki adli para cezası miktarının suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamayacağı hükmünün temel ceza belirlenirken uygulanması gerektiği ve yerel mahkemenin gün belirlemeden doğrudan adli para cezası belirlemesinin hukuka aykırı olması nedeniyle yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanıkların eylemlerinin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturup oluşturmadığı, iştirak hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı, cezanın belirlenmesinde dayanak alınan gerekçenin kanuna uygunluğu ve TMSF’nin davaya katılma hakkının olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların, şirketin çıkarlarına aykırı hareket ederek başkasına ait ve belirli bir amaçla zilyetliklerinde bulunan mal üzerinde, devrin amacı dışında tasarrufta bulunarak veya bu devir olgusunu inkâr ederek, şirket zarara uğratmaları nedeniyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan cezalandırılmalarına, iştirak hükümlerinin doğru uygulanması, temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılmasında gösterilen gerekçelerin yeterliliği ve TMSF'nin davaya katılma hakkı bulunması gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 6572 sayılı Kanun’un 45. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 9. madde uyarınca duruşmalara iştirak etmeyen Cumhuriyet savcısının asliye ceza mahkemesince verilen hükme karşı yaptığı temyiz başvurusunun süresinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri kurulmadan önce verilmiş kararlar hakkında 1412 sayılı CMUK hükümlerinin uygulanacağı, asliye ceza mahkemelerinde Cumhuriyet savcılarının duruşmalara katılmaması nedeniyle oluşan temyiz süresi konusundaki yasal boşluğun 1412 sayılı CMUK’nın 310/3. maddesinin kıyasen uygulanmasıyla doldurulması gerektiği, bu madde uyarınca temyiz süresinin tefhim tarihinden itibaren bir ay olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararını temyiz eden Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek Yargıtay 6. Ceza Dairesinin temyiz isteminin reddine ilişkin kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 6572 sayılı Kanun'un 45. maddesi ile 5320 sayılı Kanun'a eklenen geçici 9. madde uyarınca duruşmalara iştirak etmeyen Cumhuriyet savcısının asliye ceza mahkemesince verilen hükme karşı yaptığı temyiz başvurusunun süresinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereği bölge adliye mahkemeleri kurulmadan önceki dönemde verilen kararlar hakkında 1412 sayılı CMUK hükümlerinin uygulanacağı, asliye ceza mahkemesi duruşmalarına Cumhuriyet savcısının katılmaması nedeniyle temyiz süresinin belirlenmesinde 1412 sayılı CMUK'nın 310/3. maddesinin kıyasen uygulanması gerektiği, bu durumda temyiz süresinin tefhim tarihinden itibaren bir ay olduğu ve Cumhuriyet savcısının temyiz başvurusunun süresinde olduğu gözetilerek Özel Daire kararının kaldırılmasına ve dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 6. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 6572 sayılı Kanun’un 45. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 9. madde uyarınca duruşmalara iştirak etmeyen Cumhuriyet savcısının asliye ceza mahkemesince verilen ve tefhim edilen hükme karşı yaptığı temyiz başvurusunun süresinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlamasından önce verilmiş olan ve aleyhine temyiz yoluna başvurulan kararlar hakkında 1412 sayılı CMUK’nın uygulanacağı, asliye ceza mahkemelerinde yapılan duruşmalarda Cumhuriyet savcısının bulunmaması nedeniyle bu mahkeme kararlarına karşı yapılacak temyiz başvurularında 1412 sayılı CMUK’nın 310/3. maddesinin kıyasen uygulanması ve tefhim tarihinden itibaren bir aylık temyiz süresinin geçerli olacağı gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne ve Daire kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin kamu görevlisi olmayanın resmî belgede sahteciliği suçunu mu yoksa kamu görevlisinin resmî belgede sahteciliği suçuna azmettirme suçunu mu oluşturduğunun belirlenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Sürücü kurslarının, Özel Öğretim Kurumları Kanunu gereğince kamu kuruluşu sayılması ve sanığın sahte sürücü belgesi düzenlenmesi için gerekli koşulları sağlamayan kursiyer konumunda bulunması nedeniyle, sanığın eyleminin TCK'nın 204/2. maddesinde düzenlenen 'kamu görevlisinin resmî belgede sahteciliği suçuna azmettirme' suçunu oluşturduğu gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı kabul edilmiş ve Daire kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıkların eylemlerinin iştirak halinde kasten öldürme mi, olası kastla öldürme mi, yoksa öldürmeye yardım mı teşkil ettiği ve diğer sanıkların eylemlerinin niteliğinin ne olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların olay öncesinde maktulü öldürme konusunda kesin bir anlaşmaya varmadıkları, ancak eylemleri sırasında ölümün gerçekleşebileceğini öngörüp kabullendikleri, sanık ...'ın doğrudan kastla öldürme eylemini gerçekleştirdiği, sanık ...'ın bu eyleme müşterek fail olarak katıldığı, sanık ...'nın ise azmettirmede sınırın aşılması suretiyle neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralamadan sorumlu olduğu, sanık ...'ın suça yardım ettiği, sanık ...'ın ise beraat etmesi gerektiği, sanıklar ... ve ...'in de eylemlerine işlevsel katkıları olmadığından beraat etmeleri gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın nitelikli kasten öldürme suçuna yardım etme suçundan mahkumiyetine dair verilen hükmün temyiz edilmesi üzerine, suça iştirak, haksız tahrik ve cezanın miktarına ilişkin itirazların değerlendirilmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın eyleminin nitelikli kasten öldürme suçuna yardım etme suçunu oluşturduğu, suça iştirak şartlarının gerçekleştiği, haksız tahrik indiriminin yerinde olduğu ve cezanın miktarının da yasaya uygun olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın kasten öldürmeye ve kasten öldürmeye teşebbüse yardım suçlarından mahkumiyetine yönelik katılanlar ve sanık müdafiinin temyiz itirazlarının değerlendirilmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Yargılama sürecinin usul ve yasaya uygun olduğu, delillerin yeterliliği ve hükümlerin gerekçeli olduğu, sanığın eylemlere yardım ettiğinin tespit edildiği, ceza miktarı ve iştirak derecesinde isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın kasten öldürme suçuna iştirak şeklinin tespiti ve buna göre uygulanacak cezanın belirlenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın eylem üzerinde hakimiyet kurarak suça iştirak ettiği ve kasten öldürme suçundan cezalandırılması gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin sanığı kasten öldürme suçundan cezalandıran hükmü onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.