Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Ceza Sınırı”
- Uyuşmazlık: Haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla kilit açmak suretiyle hırsızlık suçundan yargılanan sanıklara CMK'nın 150/3. maddesi uyarınca zorunlu müdafii atanması gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: CMK'nın 150/3. maddesinde zorunlu müdafi görevlendirilmesi için suçun cezasının alt sınırının beş yıldan fazla hapis cezasını gerektirmesi öngörüldüğünden, hırsızlık suçunda cezanın alt sınırı olan beş yıl hapis cezası esas alınarak, cezanın artırılmasını öngören nitelikli hallerin (gece vakti işleme) dikkate alınmaması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hapis cezası alt sınırdan verilen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunda, adli para cezasının da alt sınırdan verilmesi zorunlu mudur, değilse alt sınırdan uzaklaştırılması kanun yararına bozma sebebi midir?
Gerekçe ve Sonuç: Hapis cezasının alt sınırdan verilmesi halinde adli para cezasının da alt sınırdan verilmesi gerektiğine dair yasal bir zorunluluk bulunmadığı, ancak alt sınırdan uzaklaştırılmasının yasal ve dosya kapsamına uygun bir gerekçeye dayanması gerektiği, aksi halde takdirin hatalı kullanımının kanun yararına bozma nedeni olamayacağı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın işlediği iddia edilen hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarının sabit olup olmadığı ve hırsızlık suçundan dolayı sanığa zorunlu müdafi atanması gerekip gerekmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın mahkumiyetine yeterli kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, mağdurların çelişkili ifadeleri ve sanığın suç tarihinde başka bir yerde olduğunu iddia etmesi gibi hususlar değerlendirilerek yerel mahkemenin mahkumiyet hükmü bozulmuş ve sanığın beraatine karar verilmiştir. Ayrıca, hırsızlık suçunun temel cezası alt sınırının 5 yıl olması ve nitelikli hal nedeniyle cezanın artırılmasının CMK 150/3’e göre zorunlu müdafi tayini için yeterli olmadığı gözetilerek, sanığa zorunlu müdafi atanmamasının hukuka uygun olduğu kanaatine varılmıştır. - Uyuşmazlık: Sanıklar hakkında tefecilik, silahla tehdit, kasten yaralama ve 6136 sayılı Kanun'a aykırılık suçlarından verilen cezaların miktarı, suçun nitelikli hallerinin uygulanması ve mağdurun savunmasız olup olmadığının tespiti konularında yerel mahkeme kararı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların tefecilik suçunu birden fazla kişiye karşı işledikleri ve eylemlerin zincirleme suç teşkil ettiği, fahiş faiz oranları uyguladıkları, tehdit ve şiddet içeren yöntemler kullandıkları, mağdurların ciddi ekonomik ve sosyal zararlara uğradıkları, ayrıca silahla tehdit ve kasten yaralama suçlarını da işledikleri gözetilerek cezaların miktarının hakkaniyete uygun olduğu ve şikayetçinin kasten yaralama suçunda kendisini savunamayacak durumda olup olmadığına dair Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasının gerekli olmadığı, ancak sanık ...’ın kasten yaralama eyleminin TCK’nın 86/2. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğunun gözetilmesi gerektiği değerlendirilerek, sanık ... hakkında şikayetçi ...'a yönelik kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmü bozulmuş, diğer mahkumiyet hükümleri ise onanmıştır. - Uyuşmazlık: Taksirle yaralama suçundan sanık hakkında verilen temel cezanın üst sınırdan belirlenmesinin isabetli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Taksirli suçlarda temel cezanın belirlenmesinde failin kusurunun yanı sıra suçun işleniş biçimi, zamanı ve yeri, meydana gelen zararın ağırlığı gibi hususlar ile orantılılık ilkesinin birlikte değerlendirilmesi gerektiği, mağdurun yaralanma derecesinin tespiti için yeniden rapor alınması ve sonucuna göre temel cezanın alt sınırdan makul oranda uzaklaştırılarak belirlenmesi gerekirken, üst sınırdan ceza tayin edilmesinin isabetsiz olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kovuşturma aşamasında tutuklu yargılanan ve müdafi talebinde bulunmayan sanığa müdafi atanmasının zorunlu olup olmadığı, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılanan sanığa CMK 150/3 uyarınca zorunlu müdafi atanması gerekip gerekmediği ve sanığın savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın soruşturma aşamasında ve ilk sorgusunda müdafii bulunduğu, kovuşturma aşamasında ise müdafi hakkı kendisine hatırlatıldığı halde talepte bulunmadığı, CMK'nın 101/3. maddesinin ilk tutuklama talebine ilişkin olduğu ve kovuşturma aşamasındaki tutuklu yargılamada müdafi atanmasını zorunlu kılmadığı, zorunlu müdafilik hallerinin kanunda sınırlı olarak sayıldığı ve yorum yoluyla genişletilemeyeceği, sanığın müdafiye erişim hakkının kısıtlanmadığı, TCK 314/2'de belirlenen temel cezanın 5 yıl hapis olduğu ve 3713 sayılı Kanun'un 5. maddesinin ceza artırımına ilişkin olduğu, CMK 150/3'ün ise temel cezayı esas aldığı, kanun koyucunun ceza artırımını öngören nitelikli halleri bu kapsamda değerlendirmediği, ayrıca sanığa talebi halinde baro tarafından ihtiyari müdafi görevlendirmesinin yapılabileceği gözetilerek, Özel Daire'nin sanığın savunma hakkının kısıtlandığı gerekçesiyle verdiği bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında kamu malına zarar verme suçundan mahkûmiyet kararı verildikten sonra, suçun ceza üst sınırının kanun değişikliği ile düşürülmesi sebebiyle hükmün bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: TCK'nın 152/1-a maddesinde düzenlenen kamu malına zarar verme suçunun ceza üst sınırının 6545 sayılı Kanun ile altı yıldan dört yıla indirilmesi, sanık lehine değişiklik oluşturduğundan ve hâkimin suçun kanuni tanımında öngörülen alt ve üst sınırlar arasında temel cezayı belirlemesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 4733 sayılı Kanun'a muhalefet suçundan sanığa verilen cezanın belirlenmesinde temel cezanın alt sınırdan uzaklaştırılmasının hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkta ele geçirilen kaçak sigara miktarının fazla olması, suçun işleniş şekli ve sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı gözetilerek yerel mahkemenin temel cezayı alt sınırdan uzaklaştırarak belirlemesinin ve direnme kararının isabetli olduğuna karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan verilen hükümde temel hapis cezasının üst sınırdan belirlenmesinin TCK’nın 3/1 ve 61/1. maddeleri uyarınca orantılılık ilkesine uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemece temel cezanın belirlenmesinde kullanılan gerekçenin kanuni ve yeterli olduğu, sanığın sabıka kaydının ve suçun işleniş biçiminin cezanın üst sınırdan belirlenmesinde etkili olduğu, belirlenen cezanın da orantılılık ilkesine aykırı olmadığı gözetilerek yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Suç tarihi itibarıyla yürürlükte olmayan TCK'nun 61/9. maddesi uygulanarak verilen adli para cezası hükmünün bozulması üzerine, Yargıtay'ın 1412 sayılı CMUK'nun 322. maddesi uyarınca hükmü düzelterek onayıp onayamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Suç tarihinde TCK'nun 61/9. maddesinin uygulanabilir olmaması nedeniyle adli para cezasının alt sınırının 5 gün olarak belirlenmesi gerekirken, yerel mahkemece 180 gün olarak belirlenmesindeki hukuka aykırılığın, yeni bir yargılama gerektirmemesi ve takdir yetkisini ortadan kaldırmaması gözetilerek, 1412 sayılı CMUK'nun 322. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hükümden sonra suçun ceza üst sınırının düşürülmesi durumunda, lehe olan yeni yasanın uygulanıp uygulanmayacağı ve önceki hükmün bozulup bozulmayacağı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: TCK'nın 152/1-a maddesinde düzenlenen kamu malına zarar verme suçundan sanık hakkında verilen hapis cezası hükmünden sonra, 6545 sayılı Kanun ile suçun ceza üst sınırının düşürülmesi nedeniyle lehe olan yasanın uygulanması gerektiği, aksi halde sanık hakkında daha az ceza belirlenme ihtimalinin göz ardı edileceği gözetilerek, yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Suça sürüklenen çocuğa atılı görevi yaptırmamak için direnme suçunun nitelikli halinin uzlaştırma kapsamına girip girmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Suça sürüklenen çocuklar bakımından uzlaştırma kapsamının belirlenmesinde suçun temel şekli için öngörülen cezanın değil, nitelikli haller de göz önünde bulundurularak hesaplanan ceza üst sınırının esas alınması gerektiği, bu durumda uyuşmazlık konusu suçun cezasının üst sınırının üç yılı aşması nedeniyle uzlaştırma kapsamında olmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına ilişkin Yargıtay direnme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.