Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Ceza Sorumluluğu”
- Uyuşmazlık: Ceza sorumluluğu bulunan 12-15 yaş grubu suça sürüklenen çocuklar hakkında, ceza ile birlikte koruyucu ve destekleyici tedbir kararı verilip verilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: TCK'nın 31/2. maddesinde, 12-15 yaş grubundaki çocukların işledikleri fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp davranışlarını yönlendirebilmeleri halinde cezai sorumluluklarının bulunduğu ve haklarında sadece indirilmiş ceza uygulanacağı, ÇKK 5. maddede sayılan koruyucu ve destekleyici tedbirlere ise TCK 56 ve ÇKK 11. maddeler uyarınca sadece cezai sorumluluğu olmayan çocuklar hakkında hükmedilebileceği gözetilerek, yerel mahkemenin ceza ile birlikte koruyucu ve destekleyici tedbir kararı vermesini isabetsiz bulan Özel Daire’nin düzeltilerek onama kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin olası kastla öldürme suçunu mu yoksa kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçunu mu, yoksa bilinçli taksirle ölüme neden olma suçunu mu oluşturduğu uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, karşı gruba demir çubuk fırlatırken aynı gruptaki maktulün ölümüne neden olması olayında, öngörülen muhtemel neticenin gerçekleşmesini kabullenerek hareket ettiği ve netice itibariyle ölüm meydana geldiğinden, eylemin olası kastla öldürme suçunu oluşturduğu gözetilerek yerel mahkemenin bozma kararına karşı yapılan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine ve bozma kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hakimin, tutukluluğun devamına yapılan itirazın reddine ilişkin kararında gerekçe göstermemesinin hukuka aykırı olup olmadığı ve hakimin hukuki sorumluluğunu doğurup doğurmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 101/2. maddesi uyarınca tutuklamaya, tutukluluğun devamına veya tahliye isteminin reddine ilişkin kararlarda hukuki ve fiili nedenler ile gerekçelerin gösterilmesi gerektiği, bu hükmün yoruma ihtiyaç bırakmayacak açıklıkta ve kesin nitelikte olduğu, davalı hakimlerce verilen kararın ise bu hükme aykırı şekilde gerekçesiz olduğu gözetilerek; davalı hakimlerin hukuki sorumluluğuna hükmedilmesine ve Özel Daire kararının bu yönünün onanmasına, tazminat miktarının belirlenmesine ilişkin gerekçenin ise yetersiz olması nedeniyle kararın bu yönünün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın "öz yönetim" çağrısı içeren basın açıklamasının TCK'nın 302. maddesinde düzenlenen devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçunu oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın basın açıklamasının içeriği, açıklamanın yapıldığı ortam, PKK/KCK'ya müzahir internet sitelerindeki çağrılarla bağlantısı, açıklamadan sonra bölgede meydana gelen terör eylemleri ve sanığın örgüt içindeki konumu gibi unsurlar birlikte değerlendirildiğinde, eylemin devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmaya yönelik ve elverişli olduğu, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği ve sanığın suça iştirak derecesinin Özel Dairece belirleneceği gözetilerek, yerel mahkemenin mahkumiyet kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hakimin verdiği tutuklama kararının gerekçesiz olması nedeniyle açılan tazminat davasında, 5271 sayılı CMK hükümleri yerine 1086 sayılı HUMK hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin görevli olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK’nın koruma tedbirleri nedeniyle devletin sorumluluğunu düzenlemesi, hakimin hukuki sorumluluğuna ilişkin 1086 sayılı HUMK’nın 573. maddesini ve bu maddenin ceza hakimlerini de kapsadığına dair içtihadı birleştirme kararını ortadan kaldırmadığı, davacının her iki yoldan birini seçebileceği, somut olayda ise davanın hakimin gerekçesiz tutuklama kararı nedeniyle HUMK’nın 573/2. maddesine dayandığı gözetilerek Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin görevli olduğu ve ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararın onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hakimlerin tutukluluğun devamına ilişkin verdikleri kararda yeterli gerekçe göstermelerinin gerekip gerekmediği ve bu gerekçenin niteliğine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hakimlerin tutukluluğun devamı kararlarında, CMK 101/2 maddesi gereğince hukuki ve fiili nedenleri açıkça belirtme yükümlülüklerini ihlal ettikleri, bu durumun HUMK'nun 573/2. maddesinde düzenlenen "açık ve kesin kanun hükmüne aykırılık" halini oluşturduğu ve bu gerekçesiz kararın davacının manevi haklarını ihlal ettiği gözetilerek tazminata hükmedilmesi doğru bulunmuş, ancak tazminat miktarının belirlenmesine ilişkin gerekçenin yetersiz olması nedeniyle hükmün bu kısmı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Hakimin tutukluluğun devamına dair verdiği kararın gerekçesiz olduğu iddiasıyla açılan manevi tazminat davasında, hakimin hukuki sorumluluğunun bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı hakimin, tutukluluğun devamına ilişkin verdiği kararda, CMK’nın 101/2. maddesi uyarınca hukuki ve fiili gerekçeleri ayrıntılı olarak gösterme yükümlülüğüne uymadığı, bu durumun yoruma ihtiyaç göstermeyecek derecede açık ve kesin kanun hükmüne aykırılık oluşturduğu ve HUMK’nun 573/2. maddesi kapsamında hakimin hukuki sorumluluğunu doğurduğu gözetilerek, tazminata hükmedilmesine ilişkin karar onanmış; ancak tazminat miktarının belirlenmesinde yasal gerekçe gösterilmediğinden, bu hususta karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Tutukluluğun devamına ilişkin itirazın reddine dair verilen kararda yeterli gerekçe gösterilmemesi nedeniyle hakimlerin hukuki sorumluluğunun bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK’nın 101/2. maddesinde tutuklamaya, tutukluluğun devamına veya bu husustaki bir tahliye isteminin reddine ilişkin kararlarda hukuki ve fiili nedenler ile gerekçelerin gösterilmesi gerektiği açıkça düzenlenmiş olup, bu kurala uyulmamasının HUMK’nun 573/2. maddesindeki “yoruma ihtiyaç göstermeyecek derecede açık ve kesin olan kanun hükmüne aykırı karar verilmesi” hali kapsamında kaldığı ve davalı hakimlerin bu konuda yasal bir gerekçe sunmadıkları gözetilerek, Özel Daire kararının tazminata hükmedilme koşullarının bulunduğuna ilişkin bölümünün onanmasına, tazminat miktarının belirlenmesinde ise yasal ve yeterli bir gerekçe gösterilmediğinden kararın bu yönden bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.