Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Ceza.”
- Uyuşmazlık: Seçimlik ceza öngören taksirle yaralama suçunda, sanık hakkında hapis cezası tercih edildikten sonra, hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi ve bu cezanın ertelenmesinin hukuka aykırı olup olmadığı ve kanun yararına bozma nedeni oluşturup oluşturmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: TCK’nın 50/2. maddesi uyarınca suç tanımında hapis cezası ile adli para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde, hapis cezasına hükmedilmişse bu cezanın adli para cezasına çevrilemeyeceği ve TCK’nın 51. maddesi uyarınca da adli para cezalarının ertelenmesinin mümkün olmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararındaki bu aykırılığın kanun yararına bozma nedeni oluşturduğu kabul edilerek Özel Daire kararının kaldırılmasına ve dosyanın kanun yararına bozma konusunda karar verilmesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sulh ceza mahkemesince verilen bir hükmün temyiz incelemesi sırasında, sulh ceza mahkemelerinin kaldırılması ve yetkilerinin asliye ceza mahkemelerine devredilmesi nedeniyle, Yargıtay'ın sadece suç nitelendirmesine ilişkin bozma yapması mı, yoksa görevsizlik kararı vererek dosyayı görevli mahkemeye göndermesi mi gerektiği hususunda yaşanan ihtilaf.
Gerekçe ve Sonuç: 6545 sayılı Kanun ile sulh ceza mahkemelerinin kaldırılıp yetkilerinin asliye ceza mahkemelerine devredilmesi ve Yargıtay'ın sadece görev nedeniyle bozma yapamayacağına dair düzenleme, sulh ceza mahkemelerinin görev alanına giren davalarla sınırlı olup, asliye ceza mahkemesinin görev alanına giren ancak hatalı olarak sulh ceza mahkemesinde görülen davalarda uygulanmayacağı, bu nedenle somut olayda suçun nitelendirilmesi görevinin asliye ceza mahkemesinde olması nedeniyle dosyanın görevli mahkemeye tevdiine karar verilmesi gerektiği gözetilerek, Özel Daire bozma kararının "görevsizlik kararı" ibaresinin çıkarılıp yerine "dosyanın görevli mahkemeye tevdiinde zorunluluk bulunması" ibaresinin eklenmesi suretiyle düzeltilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hükümlünün açık ceza infaz kurumuna ayrılma talebinin reddine dair verilen infaz hakimliği kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin itiraz mercii kararının hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Adli para cezasından çevrilen hapis cezasının infazının 5275 sayılı Kanun'un 106/3. maddesi uyarınca doğrudan açık ceza infaz kurumunda yapılması gerektiği, bu nedenle kapalı ceza infaz kurumundan açık ceza infaz kurumuna ayrılmada adli para cezasından çevrilen hapis cezasının hesaba katılmaması gerektiği gözetilmeksizin, itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, itiraz mercii kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kanun yararına bozma nedeninin sanık hakkında daha az ceza verilmesini gerektirmesi halinde, lehe olan cezaya Özel Dairece mi yoksa Yerel Mahkemece mi hükmedileceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca, bozma nedeninin hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektirmesi halinde cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektirmesi halinde ise bu hafif cezaya Yargıtay ilgili ceza dairesince doğrudan hükmedilmesi gerektiği, aksi halde Yargıtay’a tanınan yetkinin yerel mahkemece kullanılması sonucu ortaya çıkacağı ve hukuka aykırılığın giderilemeyeceği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne ve dosyanın Yargıtay 7. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kanun yararına bozma yoluna başvurulan bir olayda, yerel mahkemece verilen hapis cezasının, sanık aleyhine sonuç doğuracak şekilde düzeltilmesinin mümkün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendi uyarınca kanun yararına bozma halinde, Yargıtay'ın hükümlünün cezasını kaldırabileceği veya daha hafif bir cezaya hükmedebileceği, olayda yerel mahkemece eksik ceza tayin edilmiş ve hapis cezasının seçenek yaptırıma çevrilmesi gerektiği gözetilmemiş olsa da, sanığın sosyal ve ekonomik durumu ile kişiliği değerlendirildiğinde adli para cezasının daha lehe olduğu gözetilerek, yerel mahkeme hükmünün bozulup sanık hakkında adli para cezasına hükmedilmesinin aleyhe bozma yasağına aykırılık teşkil etmeyeceği gerekçesiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması, hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi ve hak yoksunluklarına karar verilmemesi hususlarında yerel mahkeme kararının bozulmasına ilişkin Yargıtay daire kararına yapılan itirazın incelenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığa sabıka kaydının okunması ve kabulünün tekerrür hükümlerinin uygulanması için ek savunma hakkı verilmesini gereksiz kıldığı, tekerrür halinde seçimlik cezalardan hapis cezasının tercih edilmesinin kanuni bir zorunluluk olduğu ve hapis cezasının adli para cezasına çevrilemeyeceği, ayrıca hak yoksunluklarının mahkumiyetin kanuni sonucu olup infaz aşamasında gözetileceği gerekçeleriyle Yargıtay daire kararının bozulmasına ve yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Üç ayrı erteli hapis cezasına ilişkin hükümlerin bozulmasının ardından zincirleme suç hükümleri uygulanarak erteli olmayan hapis cezası verilmesi üzerine, hangi cezanın sanık lehine olduğu hususunda uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Zincirleme suç hükümleri gereğince verilen cezanın miktar itibarıyla erteli hapis cezalarının toplamından az olmasına rağmen, önceki cezaların ertelenmiş olmasının denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmesi halinde daha ağır sonuçlar doğurabileceği, bu nedenle zincirleme suç hükümleriyle verilen cezanın sanık lehine olduğu ve ertelenmiş cezaların kazanılmış hak teşkil etmeyeceği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kanun yararına bozma nedeninin sanık hakkında daha az ceza verilmesini gerektirmesi halinde, lehe olan cezaya Özel Dairece mi yoksa Yerel Mahkemece mi hükmedileceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca, kanun yararına bozma nedeninin hükümlünün cezasının daha hafif bir cezaya çevrilmesini gerektirmesi halinde bu hafif cezaya Yargıtay ilgili ceza dairesince doğrudan hükmedilmesi gerektiği, bu durumda yargılamanın tekrarlanması yasağı bulunduğundan Yargıtay ceza dairesince hükmün bozulması ile yetinilmeyip gereken kararın doğrudan ilgili daire tarafından verilmesi gerektiği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı kabul edilmiş ve dosya Yargıtay 7. Ceza Dairesine gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Kapalı ceza infaz kurumundan açık ceza infaz kurumuna nakli sırasında firar eden hükümlünün, hangi kurumdan firar etmiş sayılacağı ve buna bağlı olarak açık ceza infaz kurumuna ayrılma talebinin reddinin hukuka uygun olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hükümlünün açık ceza infaz kurumuna ayrılma kararı verildikten ve kapalı ceza infaz kurumundan ayrıldıktan sonra firar etmesinin, açık ceza infaz kurumundan firar olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenle kapalı ceza infaz kurumundan firar gerekçesiyle açık ceza infaz kurumuna ayrılma talebinin reddine dair itirazın reddine ilişkin mahkeme kararının kanuna aykırı olduğu gözetilerek, karar kanun yararına bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sulh Ceza Mahkemelerinin kaldırılmasından sonra, Sulh Ceza Hakimlikleri faaliyete geçene kadar verilen kararların yok hükmünde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6545 sayılı Kanun'un geçici 6. maddesinin 7. fıkrasındaki "Sulh ceza hakimlikleri faaliyete geçirilinceye kadar, sulh ceza mahkemelerinin görev alanına giren her türlü kararı vermeye kaldırılan sulh ceza mahkemeleri yetkilidir" hükmü ile kaldırılan mahkemelerin yetkisinin açıkça düzenlendiği ve usul ekonomisi ilkesi gözetilerek, Özel Dairenin tevdi kararının kaldırılmasına ve dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Nitelikli hırsızlık suçunda, suçun geceleyin işlenmesi nedeniyle yapılacak ceza artırımının hangi ceza üzerinden yapılacağına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5237 sayılı TCK'nın 61. maddesinin dördüncü fıkrasındaki 'bir suçun temel şekline nazaran daha ağır cezayı gerektiren birden fazla nitelikli hâllerin gerçekleşmesi durumunda temel cezada önce artırma sonra indirme yapılır' hükmü gözetilerek, önce TCK'nın 142/3. maddesine göre temel ceza belirlenip, TCK'nın 142/5. maddesi gereğince ceza artırımı yapıldıktan sonra, TCK'nın 143. maddesindeki 'gece vakti' artırımının da bu artırılmış ceza üzerinden hesaplanması gerektiğine karar verilerek yerel mahkeme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Taksirle ölüme neden olma suçundan sanık hakkında verilen hapis cezasının miktarı ve bu cezanın adli para cezasına çevrilmemesine ilişkin yerel mahkeme kararının isabetli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın kusurunun derecesi, suçun işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı gibi hususlar ile orantılılık ilkesi gözetilerek temel cezanın üst sınıra yakın belirlenmesinin isabetsiz olduğu, ayrıca hapis cezasının adli para cezasına çevrilmemesine ilişkin gerekçenin kanuna aykırı ve yetersiz olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.