Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Cezaların Karşılaştırılması”
- Uyuşmazlık: Yerel mahkemenin, Yargıtay 17. Ceza Dairesi’nin bozma ilamına karşı verdiği kararın direnme kararı olup olmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, bozma kararında tartışılması istenen hususları tartışıp yeni gerekçelerle hüküm kurması nedeniyle, verdiği kararın direnme değil, eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hüküm olduğu gözetilerek dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 17. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kanun yararına bozma yoluna başvurulan bir olayda, yerel mahkemece verilen hapis cezasının, sanık aleyhine sonuç doğuracak şekilde düzeltilmesinin mümkün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendi uyarınca kanun yararına bozma halinde, Yargıtay'ın hükümlünün cezasını kaldırabileceği veya daha hafif bir cezaya hükmedebileceği, olayda yerel mahkemece eksik ceza tayin edilmiş ve hapis cezasının seçenek yaptırıma çevrilmesi gerektiği gözetilmemiş olsa da, sanığın sosyal ve ekonomik durumu ile kişiliği değerlendirildiğinde adli para cezasının daha lehe olduğu gözetilerek, yerel mahkeme hükmünün bozulup sanık hakkında adli para cezasına hükmedilmesinin aleyhe bozma yasağına aykırılık teşkil etmeyeceği gerekçesiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 765 sayılı TCK hükümlerine göre verilmiş ve kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmünün, 5237 sayılı TCK'nın yürürlüğe girmesiyle hükümlü lehine uygulanıp uygulanmayacağı ve uyarlama yargılamasının usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 765 sayılı TCK hükümlerine göre verilmiş kesinleşmiş mahkumiyet hükmünün 5237 sayılı TCK'ya uyarlanması yargılamasında, her iki kanunun hükümlerinin olaya ayrı ayrı uygulanarak cezaların belirlenmesi, sonuç cezaların karşılaştırılması, lehe olan kanunun tespiti ve uygulanması sırasında takdir hakkının kullanılması gerektiği ve bu işlemlerin duruşmalı olarak yapılması gerektiği gözetilerek, duruşma yapılmadan verilen ek karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Uyarlama yargılaması sonucunda verilen hükmün zorunlu müdafi tarafından temyiz edilmesi üzerine, hükümlünün müdafinin temyiz talebine muvafakatının olup olmadığı ve bu kapsamda hükümlünün temyizden haberdar edilerek muvafakatının sorulup sorulmaması gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hükümlünün, kendisine zorunlu müdafi atandığından ve müdafi tarafından hükmün temyiz edildiğinden haberdar olmadığı, bu konudaki iradesinin de dosya kapsamından anlaşılamadığı durumlarda hükmün veya temyiz dilekçesinin sanığa tebliğinin adil yargılanma hakkının gereği olduğu, uyarlama yargılamasında kazanılmış hak ilkesinin uygulanmasının mümkün olmadığı ve bu nedenle hükümlünün müdafinin temyiz talebine muvafakat edip etmediğinin sorulması gerektiği gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçe ile kabulüne ve dosyanın Yargıtay 13. Ceza Dairesine tevdi edilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanık hakkında verilen mahkûmiyet hükmünde, hapis cezası yanında hükmolunan adli para cezasının miktarının TCK'nın 158/1-f ve 52. maddelerine uygun belirlenip belirlenmediği hususunda oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Nitelikli dolandırıcılık suçunda, TCK'nın 158/1-f maddesi uyarınca adli para cezası miktarının suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaması gerektiği, ancak bunun suçtan elde edilen menfaate denk gelecek şekilde gün para cezası belirlenerek artırım ve indirimlerin bu gün üzerinden yapıldıktan sonra bulunan gün sayısının bir gün karşılığı ile çarpılması suretiyle hesaplanması, yerel mahkemece ise gün para cezası düşük belirlenip sonradan suçtan elde edilen menfaatin iki katına tamamlanması suretiyle hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan, hükmün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yağma suçundan açılan kamu davasında, lehe kanun uygulaması sonucu kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan da hüküm kurulan sanıklar hakkında, hükmün tefhim edildiği celsede zorunlu müdafi bulunmamasının CMK'nın 150/3 ve 188/1. maddelerine aykırılık oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kamu davasının zorunlu müdafii gerektiren bir suçtan açılmış olması ve lehe olan kanuna ilişkin hükümler tefhim edilene kadar sanıkların bu suçtan yargılanmış olmaları, lehe kanun uygulaması yapılsa dahi usul hukuku yönünden savunma hakkının kısıtlanmaması gerektiği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı kabul edilmiş ve yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 12.11.2021 tarihli uyarlama kararı sonrası yapılan temyiz başvurusunun süresinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5237 sayılı TCK yürürlüğe girdikten sonra, 1412 sayılı CMUK'un temyiz hükümlerinin, Bölge Adliye Mahkemeleri'nin kuruluşundan önce verilmiş kararlar bakımından uygulanmaya devam edeceği, sanığın da bu kapsamda kararın tebliğinden itibaren bir haftalık süre içerisinde temyiz başvurusunda bulunması gerektiği gözetilerek temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın mağdurenin ırzına geçme suçundan cezalandırılmasında 765 sayılı TCK mı yoksa 5237 sayılı TCK mı uygulanacağı, yani sanık lehine olan kanunun hangisi olduğunun tespiti uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK ile sonradan yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK hükümlerinin sanığın eylemine ayrı ayrı uygulanması ve ortaya çıkan sonuçların karşılaştırılması neticesinde 765 sayılı TCK’nun sanık lehine olduğunun anlaşılması gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Aleyhe temyiz bulunmayan nitelikli dolandırıcılık davasında, yerel mahkemece hükmedilen adli para cezasının miktarının Yargıtay tarafından düzeltilerek onanmasının mümkün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Nitelikli dolandırıcılık suçunda adli para cezasının TCK'nın 52. ve 61. maddeleri ile 158/1-f maddesinin son cümlesi gözetilerek suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamayacak şekilde gün olarak belirlenmesi ve artırım-indirimlerin bu gün üzerinden yapılması gerekirken, yerel mahkemece gün para cezası 5 gün olarak belirlenip doğrudan 10.300 TL’ye çıkarılması ve bu hususun Yargıtay tarafından düzeltilerek onanmasının aleyhe bozma yasağına aykırı olması nedeniyle, yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Aleyhe temyiz bulunmayan davada, nitelikli dolandırıcılık suçuna teşebbüsten hapis cezasının yanında hükmedilen adli para cezasının miktarının hesaplanmasında ve uygulanmasında usul ve yasaya uygunluk olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Nitelikli dolandırıcılık suçunda, suçtan elde edilen menfaatin belli olması halinde, adli para cezasının bu menfaatin iki katından az olamayacağı ve temel cezanın gün olarak belirlenip, artırım ve indirimlerin bu gün üzerinden hesaplanması gerektiği, aksi halde hükmün infazında tereddüt oluşacağı gözetilerek yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Aleyhe temyiz bulunmayan nitelikli dolandırıcılık davasında, yerel mahkemece eksik hesaplanan adli para cezasının Yargıtay tarafından düzeltilerek onanmasının mümkün olup olmadığı ve sanıkların eylemlerinin tek bir suç mu yoksa zincirleme suç mu oluşturduğu hususları.
Gerekçe ve Sonuç: TCK'nın 158. maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunda, suçtan elde edilen menfaatin belli olması halinde adli para cezasının bu menfaatin iki katından az olamayacağı, yerel mahkemece bu husus gözetilmeden eksik hesaplanan adli para cezasının Yargıtay tarafından düzeltilmesinin aleyhe temyiz yasağına aykırı olacağı, ayrıca sanıkların bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda aynı katılana karşı birden fazla nitelikli dolandırıcılık eyleminde bulunmalarının zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasını gerektireceği gözetilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Aleyhe temyiz bulunmayan davada, nitelikli dolandırıcılık suçundan hapis cezasının yanında hükmolunan adli para cezasının, Özel Dairece artırılmasının isabetli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Lehe temyiz üzerine, cezanın miktarı yönünden kazanılmış hak ilkesi gözetilerek, yerel mahkemece hesap hatasıyla eksik belirlenen adli para cezasının Özel Dairece artırılarak düzeltilmesinin mümkün olmadığı, ayrıca Anayasa Mahkemesinin TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerini iptal etmesi nedeniyle hükmün bu yönüyle de yeniden değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle Özel Daire kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün TCK'nun 53. maddesinin iptal edilen hükümleri gözetilerek düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.