Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Cezanın Belirlenmesi”
- Uyuşmazlık: Sanığın komisyon karşılığı düzenleyip verdiği sahte müstahsil makbuzlarını kullanan kişilerin destekleme primi alması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu işleyip işlemediği, işlediği kabul edilirse suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı, sanığın bu suça iştirak derecesinin ne olduğu, TCK'nın 158/1-f maddesindeki adli para cezası düzenlemesinin uygulanması ve yerel mahkemenin gün belirlemeden doğrudan adli para cezası tayin etmesinin doğru olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, gerçek bir ticari faaliyeti olmaksızın komisyon karşılığı sahte müstahsil makbuzu düzenleyerek, başkalarının haksız destekleme primi almasını sağlamasının nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu, bu suça yardım eden sıfatıyla iştirak ettiği, TCK'nın 158/1-f maddesindeki adli para cezası miktarının suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamayacağı hükmünün temel ceza belirlenirken uygulanması gerektiği ve yerel mahkemenin gün belirlemeden doğrudan adli para cezası belirlemesinin hukuka aykırı olması nedeniyle yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yerel mahkemenin, Yargıtay 14. Ceza Dairesinin temel cezanın belirlenmesi gerekçesinin yetersizliğine dair bozma kararına uymasına rağmen, ikinci kararında da yasal ve yeterli gerekçe göstermeden alt sınırdan ayrılarak temel cezayı belirleyip bozma kararını etkisiz kılıp kılmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, temel cezanın belirlenmesinde TCK'nın 61. maddesinde sayılan kriterlere ilişkin somut gerekçe göstermeksizin, kanun maddesindeki ifadeleri tekrarlamakla yetinerek ve suçun işleniş biçimi, yer ve zamanına ilişkin tespitlerini somutlaştırmayarak, bozma kararına rağmen aynı temel cezayı koruması ve bu hususta yasal ve yeterli gerekçe göstermemesi, hukuka aykırı görülerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Nitelikli dolandırıcılık suçunda, suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamayacağı kuralının temel cezada mı yoksa sonuç cezada mı uygulanacağı ve gün para cezası belirlenmeden doğrudan adli para cezasına hükmedilmesinin doğru olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: TCK'nın 158/1-f maddesinde düzenlenen suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamayacağı kuralının temel ceza için öngörüldüğü, hapis ve adli para cezaları arasında bu konuda bir ayrım yapılmadığı, gün para cezası belirlenmeden doğrudan adli para cezası verilmesinin ise TCK'nın 52. ve 61. maddelerine aykırı olduğu ve infazda tereddütlere yol açacağı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı resmî belgede sahtecilik suçunun sabit olup olmadığı ve temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi sırasında yasal ve yeterli gerekçe gösterilip gösterilmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, üzerinde sahtecilik yapılmış senedi bilerek kullanmak suretiyle resmî belgede sahtecilik suçunu işlediği ve temel cezanın belirlenmesi sırasında verilen gerekçelerin bir kısmının dosya kapsamına uygun olmamasına rağmen, diğer gerekçelerin yasal ve yeterli olması gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıkla aynı suçu işlediği iddia edilen diğer sanıklar hakkında daha düşük temel ceza belirlenirken, sanık hakkında daha yüksek temel ceza belirlenmesinin isabetli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın avukat olması ve eylemindeki kastın ağırlığı, amacı ve saiki ile diğer sanıkların yargılandıkları fiillerin ve cezalandırıldıkları belgelerin farklılığı gözetilerek, sanık hakkında daha yüksek temel ceza verilmesinin isabetli olduğuna ve TCK’nın 3. maddesindeki orantılılık ilkesinin ihlal edilmediğine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın kavgada mağdura önce yumruk atıp yaraladıktan sonra bıçak salladığı ancak isabet ettiremediği olayda, eylemin hukuki nitelendirmesinin ne olacağı ve TCK'nın 86/3-e maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı noktasında yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın eylemlerinin kısa süre içinde ve aynı mağdura yönelik olması sebebiyle tek bir fiil olarak kabul edilmesi, ancak bıçak kullanılmasının yaralama suçunun işleniş biçimini ağırlaştıran bir unsur olarak değerlendirilmesi ve bu nedenle sanığın TCK'nın 86/2, 86/3-e ve 35. maddeleri uyarınca silahla kasten yaralamaya teşebbüsten cezalandırılması gerektiği, ancak verilecek cezanın tamamlanmış basit yaralama suçu için öngörülen cezanın altına düşmemesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yağma suçunda temel cezanın belirlenmesinde, eylemin gece vaktinde işlendiği kabul edilerek TCK 149/1-h bendinin uygulanmasının doğru olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Eylemin gece vaktinde işlenmediğinin tespit edilmesi nedeniyle, yerel mahkemenin TCK'nın 149/1-h bendini de uygulayarak temel cezayı belirlemesinin hukuka aykırı olduğu gözetilerek, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin bozma kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan verilen hükümde, temel hapis cezasının üst sınırdan belirlenmesinin isabetli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemece temel cezanın belirlenmesi sırasında kullanılan gerekçenin kanuni ve yeterli olduğu, sanığın sabıka kaydındaki geçmiş hükümlülüklerinin TCK'nın 61. maddesindeki ölçütler arasında yer almasa da failin kastının ağırlığının belirlenmesinde gözetilebileceği, suça konu değerin ve suçun işleniş biçiminin de değerlendirilerek verilen cezanın orantılılık ilkesine aykırı olmadığı gözetilerek yerel mahkeme hükmünün eleştiri ile onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıklar hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı, temel cezanın belirlenmesi sırasında gösterilen gerekçenin yasal ve yeterli olup olmadığı ve TCK'nın 110. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Mağdurun sanıklara yönelik hakaret ve tehdit içeren davranışları ile tehdit kastıyla av tüfeğiyle ateş etmesi eylemlerinin sanıkların kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlemesinde haksız tahrik oluşturduğu, yerel mahkemenin temel ceza tayinindeki gerekçesinin yetersiz olduğu ve sanıkların mağduru darp etmeleri nedeniyle TCK'nın 110. maddesindeki etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanamayacakları değerlendirilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Aleyhe temyiz bulunmayan davada, sanıklar lehine takdiri indirim nedeninin uygulanmaması ve temel cezanın üst sınırdan belirlenmesi gerekirken alt sınırdan belirlenmesi suretiyle oluşan lehe ve aleyhe hukuka aykırılıklar nedeniyle hükmün bozulması üzerine yapılan itirazın niteliği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların ikrarlarının suçun ispatı ve temel cezanın üst sınıra yakın belirlenmesinde etkili olduğu, bu durumun takdiri indirim nedeni olarak kabul edilmesinin hakkaniyete uygun olduğu, ayrıca yerel mahkemece takdiri indirim uygulanmamasına ilişkin gerekçenin yetersiz bulunduğu gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı reddedilmiş ve Özel Daire’nin bozma kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Taksirle öldürme suçundan sanık hakkında verilen temel cezanın belirlenmesinde usul ve yasaya uygunluk hususunda yerel mahkeme ile Yargıtay 12. Ceza Dairesi arasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Taksirle öldürme suçunda temel cezanın belirlenmesinde, failin kusurunun ağırlığı yanında suçun işleniş biçimi, zamanı ve yeri, suç konusunun önem ve değeri ile meydana gelen zararın ağırlığı gibi TCK’nın 61/1. maddesindeki ölçütler ile orantılılık ilkesinin birlikte değerlendirilmesi gerektiği, somut olayda ise sanığın kusurunun ağırlığına göre temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi doğru olmakla birlikte, birçok trafik kuralını ihlal etmesi, sonucun daha kolay öngörülebilir olması, objektif özen yükümlülüğünün yüksek bulunması ve orantılılık ilkesi gözetilmeden üst sınıra yakın ceza verilmesinin isabetsiz olması nedeniyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma suçundan sanık hakkında verilen temel cezanın on yıl olarak belirlenmesinin isabetli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın kusur durumu, suçun işleniş biçimi, ölen ve yaralı sayısı, meydana gelen zararın ağırlığı gibi hususlar değerlendirilerek temel cezanın on yıl olarak belirlenmesinde bir isabetsizlik görülmediği ve orantılılık ilkesine aykırılık teşkil etmediği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.