Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Davaya Katılan”
- Uyuşmazlık: Sanık avukatın, müvekkili aleyhine işlediği iddia edilen ihmali davranışlarla görevi kötüye kullanma suçundan beraatine ilişkin yerel mahkeme kararına direnilmesinin hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık avukatın yetkisiz mahkemeye dava açması, yasal süreleri kaçırması, duruşmalara katılmaması ve temyiz işlemlerini eksik yapması gibi ihmallerinin müvekkilinin hak arama hürriyetini ihlal ederek mağduriyetine neden olduğu ve bu eylemlerin zincirleme ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Birleşen dosyalardaki resmi belgede sahtecilik suçlarından hükümlerin hukuki nitelendirmesi ve katılan sıfatıyla yapılan temyiz taleplerinin reddinin isabetli olup olmadığı hususları uyuşmazlık konusudur.
Gerekçe ve Sonuç: Katılan sanığın, katılan sıfatı olduğu davalara konu suçlara azmettiren olarak katıldığı gerekçesiyle suçtan doğrudan zarar gören sıfatı bulunmadığı kabul edilerek katılma kararının kaldırılmasının ve bu davalara yönelik temyiz taleplerinin reddinin isabetsiz olması, ayrıca resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükümlerinin eksik araştırmaya dayalı olabileceği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın, müvekkili aleyhine verilen icranın geri bırakılması kararını temyiz etmeyerek ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçunu işleyip işlemediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın temyiz etmeme hususunda müvekkilinin talimatı olduğu, temyiz etse dahi kararın bozulma ihtimalinin bulunmadığı ve müvekkilinin talimatıyla yeni bir icra takibi başlatıldığı gözetilerek, görevi kötüye kullanma suçunun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanıkların holding hisselerini paravan şirketlere devretmek suretiyle gerçekleştirdikleri eylemlerin nitelikli dolandırıcılık mı yoksa hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu mu oluşturduğu, eylemlerin katılan sayısınca zincirleme suç mu yoksa tek bir suç mu olduğu ve sanık ... hakkında TCK'nın 167. maddesindeki şahsi cezasızlık hükmünün uygulanıp uygulanamayacağı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların şirket yönetimindeki yetkilerini kullanarak şirket malvarlığı üzerinde tevdi amacına aykırı tasarrufta bulunmalarından sonra bu tasarrufların ortaya çıkmaması için hileli davranışlar sergilemelerinin eylemlerini dolandırıcılık suçuna dönüştürmeyeceği, şirket aleyhine hizmet ilişkisiyle bağdaşmayan tasarruflar yapmalarının hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturacağı, şirketin tüzel kişilik kazanması ve doğrudan şirketin zarar görmesi nedeniyle eylemlerin zincirleme suç değil tek bir suç teşkil edeceği, tüzel kişiye karşı suç işlenmesi nedeniyle TCK'nın 167. maddesindeki şahsi cezasızlık hükmünün uygulanamayacağı ve sanık ... hakkında katılan ...'e yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan dava açılmadığı halde mahkumiyet kararı verilmesinin usule aykırı olması gözetilerek, yerel mahkeme kararının sanık ... yönünden kaldırılmasına ve diğer sanıklar yönünden bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin yargı görevi yapan kişiye karşı görevi yaptırmamak için direnme suçunu mu yoksa tehdit suçunu mu, yoksa yargı görevi yapanı etkilemeye teşebbüs suçunu mu oluşturduğu uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, bir cinayet davasında maktulün kardeşinin müdafiliğini yapan avukata, dosyayı takip etmesi halinde kendisine ve ailesine zarar vereceğini söyleyerek tehdit etmesi ve bu nedenle avukatın görevden çekilmesi sonucu oluşan eylemin, avukatın yargı görevi yapan sıfatıyla görevini yapmasını engellemek amacıyla gerçekleştirildiği, bu nedenle de TCK'nın 265/2. maddesinde düzenlenen yargı görevi yapan kişilere karşı görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığı ve oluşması halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olup olmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık avukatın, müvekkillerinin talimatlarına rağmen makul süre içerisinde dava açmayıp yanlış bir dava açarak müvekkillerinin haklarına geç kavuşmalarına ve yargılama giderleri ile vekalet ücreti ödemelerine neden olması, görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu ve ayrıca müvekkillerin zararını gidermediği gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tehdit suçundan açılan kamu davasında, suçtan doğrudan zarar görmeyen tüzel kişinin davaya katılan olarak kabul edilip edilmeyeceği ve bu sıfatla yapılan temyiz isteminin kabul edilip edilmeyeceği hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Tehdit suçunun mağdurunun yalnızca gerçek kişiler olabileceği, tüzel kişilerin bu suçtan doğrudan zarar göremeyeceği ve CMK 237. maddesi uyarınca davaya katılma hakkı bulunmadığı, ayrıca Ziraat Bankası'nın davaya katılmasını düzenleyen özel bir kanun hükmü de bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin Ziraat Bankası'nı davaya katılan olarak kabulüne ilişkin kararının hukuka aykırı olduğu ve bu sıfatla yapılan temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın çeşitli kamu görevlilerine karşı hakaret, görevi kötüye kullanma ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddiasıyla açılan davalarda mağdur ve katılanların davaya katılma ve temyiz haklarının bulunup bulunmadığı, hakaret suçunun oluşup oluşmadığı ve şikâyet süresinin geçip geçmediğidir.
Gerekçe ve Sonuç: Mağdur ve katılanların görevi kötüye kullanma ve resmi belgede sahtecilik suçlarından doğrudan zarar görmedikleri, mağdurun kovuşturma aşamasında şikâyetinden vazgeçtiği, bazı hakaret eylemlerinin suçun unsurlarını oluşturmadığı, diğer hakaret eyleminin ise basit hakaret suçu kapsamında kaldığı ve şikâyet süresinin geçirildiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında verilen nitelikli dolandırıcılık mahkumiyetine ilişkin yargılamanın yenilenmesi talebinin reddinin isabetli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık müdafisinin yargılamanın yenilenmesi talebine dayanak olarak gösterdiği hukuk davaları ve e-posta yazışmaları ile protokol taslaklarının, yargılama sırasında mahkemenin bilgisi dahilinde olduğu, incelendiği ve değerlendirildiği, bu nedenle de CMK'nın 311. maddesinde düzenlenen yeni delil ve olay niteliğinde olmadığı gözetilerek, yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Dava tarihinden önce ölmüş olan davalı aleyhine açılan tapu iptal ve tescil davasında, davaya usulsüz olarak katılan mirasçıları lehine avukatlık ücretine hükmedilmesinin doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Herkesin adil yargılanma ve savunma hakkına sahip olduğu, usulsüz de olsa davaya dahil edilen mirasçıların kendilerini savunmalarını engelleyen bir yasal düzenleme bulunmadığı ve mirasçılar vekilinin davada hukuki yardımda bulunduğu gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Özet bulunamadı.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.