Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Derhal Uygulanırlık İlkesi”
- Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın reddine dair verilen ara kararın temyiz edilebilir olduğuna hükmederek dosyayı Yargıtay'a göndermesinin doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: İhtiyati haciz kararlarına itiraz üzerine verilen kararların, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) geçici 3. maddesi kapsamında olmayıp, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) 265. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca istinaf yoluna tabi olduğu ve derhal uygulanabilirlik ilkesi gereği önceki Yargıtay kararlarının emsal teşkil etmeyeceği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına ve dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık ve mağdurun soruşturma aşamasında uzlaştırmayı kabul etmemelerine rağmen, sonradan yürürlüğe giren CMK m.253'teki değişiklik uyarınca yeniden uzlaştırma yoluna gidilip gidilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 6763 sayılı Kanun ile CMK m.253’e eklenen 24 ve 25. fıkraların, uzlaştırmanın yöntemine ilişkin usul hükümleri olduğu ve derhal uygulama ilkesi gereği, daha önce usulüne uygun olarak sonuçsuz kalan uzlaştırma girişiminin yenilenmesini gerektirmediği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Basit yargılama usulüne tabi bir davada, davanın 1086 sayılı HUMK döneminde bir kez, 6100 sayılı HMK döneminde bir kez olmak üzere iki defa takipsiz bırakılması halinde, HMK’nın 320/son maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılıp sayılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK’nın 448. maddesindeki “tamamlanmış işlemler” istisnasının, usule ilişkin işlemlerin tamamlanmış olmasını ifade ettiği, bu nedenle önceki yasa zamanında yapılmış olan davanın işlemden kaldırılması işleminin kazanılmış hak olarak değerlendirilmesi gerektiği ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilemeyeceği gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Mülga HUMK döneminde açılıp bir kez işlemden kaldırılan davanın, 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girmesinden sonra tekrar işlemden kaldırılması halinde, HMK’nın 320/4. maddesinin uygulanıp uygulanamayacağı ve davanın açılmamış sayılıp sayılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Usul hukuku kurallarının derhal uygulanırlığı ilkesi saklı kalmak kaydıyla, mülga HUMK döneminde yapılan işlemlerin ve hukuki güvenlik ilkesinin gözetilmesi gerektiği gerekçesiyle, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Mülga HUMK döneminde açılan istihkak davasının, yeni HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonraki ilk takipsiz bırakılma üzerine işlemden kaldırılmasını takiben tekrar takipsiz bırakılması nedeniyle HMK m. 320/4 uyarınca açılmamış sayılmasının doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yeni HMK'nın derhal uygulanırlık ilkesi ve mülga HUMK döneminde henüz bir işlemden kaldırma işlemi gerçekleşmemiş olması nedeniyle kazanılmış hak ileri sürülemeyeceği, dolayısıyla davanın HMK m. 320/4 uyarınca açılmamış sayılmasının doğru olduğu gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: İmzaya itiraz davasının iki kez takipsiz bırakılmasının ardından davanın açılmamış sayılıp sayılmayacağı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra davanın ilk kez işlemden kaldırılması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 320/4. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Alacak miktarının tartışmasız belirli olduğu halde fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak açılan kısmi davada hukuki yarar bulunup bulunmadığı, varılacak sonuca göre HMK'nun 115/2. maddesi uyarınca dava şartı noksanlığının giderilmesi için süre verilmesinin gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: HMK'nın 448. maddesi uyarınca usul kuralları konusunda tamamlanmış işlemleri etkilememek koşuluyla derhal uygulanma ilkesi geçerli olduğundan, derdest davalara uygulanması, HMK'nın 24. ve 26. maddeleri de gözetilerek davacının talebinin davanın kısmi dava olduğunun kabulü ile yargılamaya devamla işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken, kısmi dava olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden önce açılmış ve 1086 sayılı HUMK uyarınca bir kez işlemden kaldırılmış bir davanın, 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra tekrar işlemden kaldırılması halinde, davanın açılmamış sayılıp sayılmayacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Usul hukuku kurallarının derhal uygulanırlığı ilkesi geçerli olsa da, 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden önceki kanun döneminde dava bir kez işlemden kaldırılıp yenilendiği için bu işlemin tamamlanmış bir usul işlemi olarak kabul edilmesi, hukuki güvenlik ilkesi ve kazanılmış hak gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 1086 sayılı HUMK döneminde açılan bir davada, 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra davanın işlemden kaldırılıp yenilenmesini takiben tekrar takipsiz bırakılması üzerine HMK'nın 320/4. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasının doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK'nın 448. maddesinde usul hükümlerinin derhal uygulanacağı ilkesi benimsendiğinden, davanın 6100 sayılı HMK döneminde ilk kez işlemden kaldırılması ve mülga HUMK döneminde henüz bir işlemden kaldırma kararı bulunmaması nedeniyle kazanılmış hak ileri sürülemeyeceği gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davanın yenilenmesi için yapılan başvuruda vekaletname ve tebligat giderinin bulunmaması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına ilişkin yerel mahkeme kararına karşı yapılan temyiz üzerine Özel Daire'nin bozma ilamına direnilmesi nedeniyle davanın açılmamış sayılıp sayılmayacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mülga HUMK’nun 67, 409 ve 415. maddeleri uyarınca, vekaletname sunulmaması hususunda temyiz aşamasında vekaletname ibraz edildiğinden direnme gerekçesi konusuz kalmış, ancak tebligat giderinin yatırılmaması hususunda ise davanın taraflarca hazırlanması ilkesi ve resen araştırma kuralının uygulanamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Aynı eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davalarının, farklı düzeydeki mahkemelerde görülmesi nedeniyle davaların birleştirilip birleştirilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK’nın 448. maddesindeki usul kurallarının derhal uygulanırlığı ilkesi ve HMK’nın 166. maddesi uyarınca, aynı yargı çevresinde bulunan mahkemelerin aynı düzey ve sıfatta olmaması nedeniyle davaların birleştirilmesine imkan bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.