Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Doğal Olmayan Yoldan Cinsel Davranış”
- Uyuşmazlık: Sanığa atılı müstehcenlik suçunun TCK’nın 226. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi kapsamında mı yoksa aynı maddenin dördüncü fıkrası kapsamında mı kaldığının belirlenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıktan ele geçirilen CD'lerdeki görüntülerin, toplumda genel ahlaka aykırı ve müstehcen olmasına rağmen, TCK 226/4’te düzenlenen “doğal olmayan yoldan yapılan cinsel davranışlar” kapsamında değerlendirilemeyeceği, bu nedenle sanığın eyleminin TCK 226/1-d’de düzenlenen suçu oluşturduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın mağdura yönelik eylemlerinin bir kısmının mağdur 15 yaşından küçükken, bir kısmının ise 15 yaşını doldurduktan sonra gerçekleştirilmesi nedeniyle, bu eylemlerin zincirleme suç kapsamında tek bir çocuğun cinsel istismarı suçu olarak mı yoksa ayrı ayrı çocuğun cinsel istismarı ve reşit olmayanla cinsel ilişki suçları olarak mı değerlendirilmesi gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun cinsel istismarı suçu ile reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun, hukuki konuları aynı olmakla birlikte muhakeme şartları ve maddi unsurları bakımından farklılıklar içermesi, birbirlerinin daha ağır veya daha hafif cezayı gerektiren nitelikli halleri olarak kabul edilemeyecekleri ve TCK’nın 43. maddesi anlamında "aynı suç" kapsamında değerlendirilemeyecekleri gözetilerek, sanığın mağdur 15 yaşını tamamlamadan önceki eylemleri nedeniyle çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 15 yaşını tamamladıktan sonraki eylemleri nedeniyle ise reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan ayrı ayrı cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında, erkeğin eşini doğal olmayan yolla cinsel ilişkiye zorladığı iddiasının boşanma sebebi olarak kabul edilip edilemeyeceği ve erkeğin bu konudaki soruşturma dosyasındaki beyanlarının hükme esas alınıp alınamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Erkeğin, eşini doğal olmayan yollardan cinsel ilişkiye zorladığına dair soruşturma dosyasındaki kabul beyanının, evlilik birliğini temelden sarsacak nitelikte bir cinsel şiddet teşkil ettiği ve boşanma sebebi olarak kabul edilebileceği gözetilerek, direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın mağdureye yönelik eyleminin çocuğun basit cinsel istismarı suçunu mu yoksa sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçunu mu oluşturduğu ve temel ceza belirlenirken TCK’nın 61. maddesi uyarınca gösterilen gerekçenin yeterli olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın mağdureye yönelik cinsel davranışlarının ani bir hareket niteliğinde olmayıp süreklilik gösterdiği, mağdurenin vücudunun farklı yerlerine birbirini takiben birçok kez dokunduğu ve bu davranışlarını uzun bir süre devam ettirdiği, bu nedenle eylemin sarkıntılık düzeyini aşarak TCK’nın 103/1-1. cümlesi kapsamında kalan çocuğun basit cinsel istismarı suçunu oluşturduğu gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıklar hakkında nitelikli cinsel saldırı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçlarından haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı ve TCK’nın 109/5. maddesinin uygulanıp uygulanamayacağı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık ...’in, eşiyle resmi nikahı olmamasına ve katılanın eşiyle rızasıyla mesajlaşmasına rağmen, katılanın haksız bir hareketi olmadığı ve sanığın kaçınılmaz bir hataya düşmediği gözetilerek haksız tahrik hükümlerinin uygulanamayacağına, sanıkların cinsel saldırı suçunu işlemek amacıyla kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaları nedeniyle TCK’nın 109/5. maddesinin uygulanma koşullarının oluştuğuna karar verilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı reddedilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın, mağdura yönelik 14 yaşından 28 yaşına kadar devam eden eylemlerinin zincirleme şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu mu yoksa ayrı ayrı çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve nitelikli cinsel saldırı suçlarını mı oluşturduğu hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Nitelikli cinsel saldırı suçu ile çocukların nitelikli cinsel istismarı suçlarının, suç adlarında ayniyet bulunmasa da aynı hukuki değeri koruyan, maddi konusu değişmeyen, doğal mahiyetinde ve seyrinde bir değişiklik arz etmeyen ve ikinci suçun icrası için ilk suçu oluşturan fiillerden ayrı ve ek bir hareket gerektirmeyen suç tipleri olması ve maddi-manevi unsurları bakımından genel hatlarıyla ayniyetlerini korumaları nedeniyle aynı suç olarak kabul edilerek, sanık hakkında daha ağır olan çocukların nitelikli cinsel istismarı suçundan belirlenen cezanın TCK'nın 43/1. maddesi uyarınca artırılması gerektiği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın eylemlerinin TCK'nın 103/1-birinci cümlesi kapsamında kalan çocuğun basit cinsel istismarı suçunu mu yoksa aynı fıkranın ikinci cümlesinde yer alan sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçunu mu oluşturduğu uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın mağdureye yönelik farklı zamanlarda tekrarlanan ve cinsel amaçlı bedensel temas içeren eylemlerinin, ani ve kesiklik arz eden hareketler niteliğinde olmayıp süreklilik gösterdiği ve sarkıntılık düzeyini aştığı gözetilerek, eylemin TCK'nın 103/1-birinci cümlesi kapsamında çocuğun basit cinsel istismarı suçunu oluşturduğu kabul edilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle hükmün açıklanması gerekip gerekmediği ve açıklanacaksa hangi suçtan dolayı olacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün açıklanmasına dair yerel mahkeme kararının gerekçesinde, hangi delillere dayanılarak hükmün açıklandığı ve suçun unsurlarının oluştuğuna dair yeterli açıklama ve değerlendirme yapılmadığı, bu nedenle hükmün Anayasa'nın 141. maddesi ile CMK'nın 34, 230 ve 232. maddelerine aykırı olduğu ve adil yargılanma hakkını ihlal ettiği gözetilerek bozulmuştur. - Özet bulunamadı.
- Uyuşmazlık: 15 yaşından büyük 18 yaşından küçük mağdure ile cinsel ilişkiye girip bu ilişkiyi kaydeden ve mağdurenin çıplak fotoğraflarını çekip telefonunda saklayan sanığın eyleminin TCK m. 226/3'teki müstehcenlik suçunu mu yoksa TCK m. 134'teki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu mu oluşturduğu, özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturması halinde ise zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın mağdurenin rızası olsa dahi cinsel ilişkiyi kaydedip çıplak fotoğraflarını çekmesinin ve mağdurenin silinmesini istemesine rağmen bu kayıtları telefonunda saklamasının TCK m. 226/3’te düzenlenen müstehcenlik suçunu ve TCK 134/1’de düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu, tek fiille birden fazla suç oluşması sebebiyle TCK m. 44’teki fikri içtima hükümleri gereğince en ağır cezayı gerektiren müstehcenlik suçundan cezalandırılması gerektiği gözetilerek Özel Daire bozma kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından sanıklar hakkında TCK'nın 30. maddesinde düzenlenen hata hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Mağdurenin 15 yaşından küçük olduğunun anlaşılması, sahte kimlik taşıyor olsa dahi sanıkların mağdurenin yaşı konusunda dikkatli davranmaları gerektiği ve sanıkların mağdurenin küçük yaşta olduğunu bilmeleri gerektiği gözetilerek TCK'nın 30. maddesindeki hata hükmünün uygulanamayacağına ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmiştir. - Özet bulunamadı.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.