Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Doğrudan Kast”
- Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin olası kastla öldürme suçunu mu yoksa kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçunu mu, yoksa bilinçli taksirle ölüme neden olma suçunu mu oluşturduğu uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, karşı gruba demir çubuk fırlatırken aynı gruptaki maktulün ölümüne neden olması olayında, öngörülen muhtemel neticenin gerçekleşmesini kabullenerek hareket ettiği ve netice itibariyle ölüm meydana geldiğinden, eylemin olası kastla öldürme suçunu oluşturduğu gözetilerek yerel mahkemenin bozma kararına karşı yapılan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine ve bozma kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin olası kastla yaralama suçunu mu, taksirle yaralama suçunu mu yoksa olası kastla öldürme suçuna teşebbüsü mü oluşturduğu ve olası kastla öldürme suçuna teşebbüsü oluşturmadığı kabul edilirse dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, maktul ile çekişmesi esnasında iş yerinde bulunan diğer kişilerin de yaralanabileceğini öngörmesine rağmen tabancanın tetiğine basması, olası kastla hareket ettiğini gösterdiğinden, eylemin olası kastla yaralama suçunu oluşturduğu ve bu suç bakımından dava zamanaşımı süresinin dolduğu gözetilerek, yerel mahkeme hükmünün bozulmasına ve kamu davasının düşmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın, brandayla kapatılmış balkona ateş ederek bir çocuğun ölümüne sebebiyet verdiği olayda, TCK'nın 30/2. maddesinde düzenlenen hata hükmünün uygulanıp uygulanamayacağı ve sanığın eyleminin olası kastla nitelikli öldürme suçunu mu yoksa olası kastla öldürme suçunu mu oluşturduğu hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, maktul çocuğun bulunduğu balkona ateş ederken, orada bir çocuğun olduğunu bilmediği ve öngöremediği, ancak genel olarak orada birinin olabileceğini öngördüğü gözetilerek, TCK'nın 30/2. maddesindeki hata hükmünün uygulanamayacağına ve sanığın eyleminin olası kastla nitelikli öldürme suçunu oluşturduğuna karar verilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin olası kastla yaralama suçunu mu yoksa bilinçli taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçunu mu oluşturduğu, mağdurun yaralanmasına ilişkin raporlarda çelişki olup olmadığı ve yerel mahkemenin direnme kararının yeterli gerekçe içerip içermediği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın kırmızı ışıkta, hız sınırının üzerinde araç kullanarak yayaya çarpması ve neticenin gerçekleşmesini kabullenmesi olası kastı oluşturduğu, yerel mahkemenin ise Özel Daire’nin mağdurun yaralanmasına ilişkin raporlardaki çelişkinin giderilmesi gerektiği yönündeki bozma kararına karşı yeterli gerekçe sunmadığı değerlendirilerek, direnme kararı kısmen bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın mağdura vurması sonucu mağdurun cama çarpıp yüzünde kalıcı iz oluşması olayında, sanığın eyleminin doğrudan kast mı yoksa olası kast mı ile gerçekleştiği hususunda yerel mahkemenin eksik araştırma yapıp yapmadığı ve sanığa isnat edilen suçun hukuki niteliğinin değişmesi nedeniyle ek savunma hakkı verilip verilmemesi gerektiği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın mağdura vurması ile mağdurun cama çarpması arasında illiyet bağının bulunmasına rağmen, mağdurun cama çarpmasının sanığın eyleminin zorunlu veya kaçınılmaz bir sonucu olup olmadığının veya muhtemel bir sonuç olup olmadığının tespiti için sanık ve mağdurun konumlarının tespitine yönelik eksik araştırma yapıldığı, ayrıca sanık hakkında iddianamede talep edilmeyen TCK'nın 86/1 ve 87/1-son maddelerinin uygulanması nedeniyle CMK 226 uyarınca ek savunma hakkı verilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın maktulü kasten öldürme suçunu doğrudan kastla mı yoksa olası kastla mı işlediğinin belirlenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın kullandığı silahın niteliği, atış mesafesi ve maktulü hedef alarak ateş etmesi gibi hususlar gözetilerek, sanığın eyleminin sonucunu bilerek ve isteyerek gerçekleştirdiği, dolayısıyla eylemin olası kastla değil doğrudan kastla işlendiği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın işlediği fiilin mala zarar verme suçunu doğrudan kastla mı yoksa olası kastla mı oluşturduğu ve tek fiil ile birden fazla suç oluştuğundan fikri içtima hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın eyleminin mala zarar verme suçunu doğrudan kastla oluşturduğu, ayrıca tek fiil ile birden fazla suç oluştuğu gözetilerek TCK m.44 hükmü gereğince fikri içtima hükümlerinin uygulanması gerektiği değerlendirilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın işlediği fiilin mala zarar verme suçunu doğrudan kastla mı yoksa olası kastla mı oluşturduğu ve mala zarar verme suçu ile genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçları arasında fikri içtima hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın camdan dışarıya doğru ateş etmesiyle camın kırılmasının kaçınılmaz olduğundan mala zarar verme suçunun doğrudan kastla işlendiği, tek fiille birden fazla suç oluştuğundan ve 5237 sayılı TCK’nın 170. maddesinde 765 sayılı TCK’dan farklı olarak fikri içtimaya istisna getirilmediğinden, TCK’nın 44. maddesi uyarınca fikri içtima hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın maktulü öldürme eyleminin doğrudan kast, olası kast veya bilinçli taksirden hangisiyle gerçekleştirildiğinin tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık ile maktul arasında husumet bulunmaması, olayın oluş şekli, sanığın uyarılara rağmen silahı bulundurmaya devam etmesi ve silahın ateş alması halinde maktulün zarar görebileceğini öngörmesine rağmen tetiğe basması hususları birlikte değerlendirilerek sanığın eyleminin olası kastla öldürme suçunu oluşturduğu gerekçesiyle yerel mahkemenin kasten öldürme suçundan verdiği hüküm bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın, hükümlünün kaçmasına imkan sağlama suçunu kasten mi yoksa taksirle mi işlediği ve taksirle işlediği kabul edilirse bilinçli taksir hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın hükümlüyü babasının evine bırakarak gözetim yükümlülüğünü ihlal etmesiyle kaçmaya imkan sağladığı, ancak hükümlünün kaçacağını istediğine dair kesin delil bulunmadığı ve neticenin meydana gelmesini istememesine rağmen öngörebilecek durumda olduğu gözetilerek eylemin TCK'nın 22/3 ve 294/8. maddeleri uyarınca bilinçli taksirle kaçmaya imkan sağlama suçunu oluşturduğu kabul edilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın mağdura yumruk atması sonucu mağdurun gözlüğünün ve motosikletinin zarar görmesi eyleminin olası kastla mı yoksa bilinçli taksirle mi işlendiği ve mala zarar verme suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığı, oluşması halinde suçun uzlaştırma kapsamında olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın mağdura yönelik eyleminin mala zarar verme suçunun unsurlarını oluşturduğu, eylemin olası kastla işlendiği ve suç tarihinden sonra mala zarar verme suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı gözetilerek yerel mahkemenin kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.